Muhammed Uzun: Faiz Belası! 

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Muhammed Uzun

Faiz Belası! 

Siyasi partilerin il başkan yardımcıları olarak Merhaba gazetesine yazılar gönderiyor ve bazı tespitlerde ve iddialarda bulunuyoruz. Neden? Çünkü siyasi partiler olarak devlet yönetimine talibiz ve bu yönetimi nasıl yapacağımızı insanlara anlatmak durumundayız. Bunu anlatırken de soyut kavramlar kullanmaktan ziyade net çözümlerimizi ortaya koymak durumundayız yoksa birçok süslü laf söylemek mümkün. Biz diğerlerinin aksine nasıl yapacağımızı da söylüyoruz, söyleyeceğiz.

Bu yazının konusu ise faiz. Bir avuç para babasının dışında herkesin karşısında olduğu bir şey faiz; ama bir türlü ortadan kalkmıyor. Türkiye’nin en yetkili makamı bile faizin ortadan kaldırılabileceğine inanmıyor, “Faiz bir dünya gerçeğidir.” diyor ve sadece faizlerin düşmesi gerektiğine inanıyor, onun için uğraşıyor. Bunun sonucu olarak da zaman zaman faizlerin düşürülmesi sağlandığında de faize bulaşan insan sayısının kat be kat arttığını görüyoruz. 20-25 yıl önce faize, krediye çok çok mesafeli duran insanların artık bırakın ev, araba kredisini ihtiyaç kredisini bile çok rahat kullanır hale geldiğini görüyoruz. Yani hedef faiz oranın düşürülmesi olunca faiz azalmıyor, yaygınlaşarak artıyor, toplumun iliklerine kadar işliyor. Hatta bugünlerde olduğu gibi faiz de düşmüyor. Biz ise Saadet Partisi olarak faizin düşüp herkesin faize bulaşmasını değil, faizli sistemin ortadan kalkmasını istiyoruz. Bunu hem inancımızın gereği olarak istiyoruz hem de ekonomik gerçeklikler gereği istiyoruz.

Bakınız, 1-3 Ekim 2015’te Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İktisat bölümünde “Para ve Makroekonomik Modelleme” konulu çalıştaya katılan Japon bilim adamı Dr. Kaoru Yamaguchi ne diyor? Bu bilim adamı, “parasal sistemin” makroekonomik davranışların merkezinde olduğunu ileri sürmekte ve makroekonomik dinamiklerden (büyüme, durgunluk, işsizlik, enflasyon, deflasyon, eşitsizlik, savaşlar ve ekolojik bozulmalar) önce para ve faiz sisteminin tanımlanması ve analiz edilmesi gerektiğini savunmaktadır. Japon bilim adamı “Borç Para-Kaydi Para Sistemi” yerine yeni bir para sistemi “public money system (Kamu parası sistemi)” önermektedir. Önerdiği sistemin en önemli özelliği faizsiz olmasıdır. Sistem hakkında açıklamada bulunurken “Faiz eninde sonunda batırır.” diyen bilim adamı; “Eğer faiz oranı yüksek olursa ülke ekonomisini kısa zamanda, düşük olursa daha uzun zamanda bitirir.” diyerek faizin nasıl bir bela olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Bunun önüne geçmek için şu ilkeleri benimsiyoruz:

1. “Para = Mal” ilkesi: Piyasada ne kadar mal varsa o kadar para olacaktır. Şu anki sistemde olduğu gibi piyasada para, toplam mal değerinin 10 katı olmayacaktır.

2. “Faiz Yok” ilkesi: Faiz, haksızlıktır, zulümdür, üretmeyenlerin üretenlerin elinden faiz miktarı kadar malı zorla almalarıdır.

3. Karşılıksız Para Yok ilkesi: Karşılığı olmayan para asla basılamaz.

4. Paranın Eşya ile Tanımlanması ilkesi: Paranın arsa, tesis, standart mal, altın ve döviz karşılığında çıkartılması ilkesi, paranın mala eşit olması açısından önemlidir.

Peki ne yapacağız? Aşağıdaki sorular hepimizin aklına geliyordur mutlaka:

Bugünkü dünyada faiz kalkar mı?

Faiz kalkarsa kim kime para verir?

Yatırım yapacak insan parayı nereden bulacak, nasıl bulacak?

Saadet Partisi olarak savunduğumuz Adil Ekonomik Düzen’de 7 türlü kredi imkânı vardır, bunların hepsi de faizsizdir ve hiçbirisi de enflasyona sebep olmaz:

1. Ortaklıklar

2. Hakk-ı Müktesep (kazanılmış hak) karşılığı kredi

3. Emek karşılığı kredi

4. Rehin karşılığı kredi

5. Ödenmiş vergi karşılığı kredi

6. Yatırım projesi karşılığı kredi

7. Selem senedi karşılığı kredi (Sipariş kredisi)

“Yer sıkıntısından dolayı burada detaya giremiyorum. Detaylara MGV Yayınları’ndan çıkan Yeni bir Dünya ve Adil Düzen kitabından ulaşılabilir.”

Yazımızın başına dönersek biz siyasi partiler olarak çözüm önerileri sunmak durumundayız ve işte gördüğünüz gibi asla onsuz olmaz denilen faizi ortadan kaldırmak için Saadet Partisi’nin detaylı çalışmaları, çözüm önerileri var. Başka birileri çıkıp bazı önerilerimiz için “Bu öyle olmaz, o şekilde olursa şu tür sakıncalar çıkabilir.” diyebilir ve bunlar mutlaka değerlendirilir. Önemli olan bunun yapılabileceğine inanmak ve bu yolda bütün gücümüzle gayret etmektir. Diğer partiler gibi sahnede oynanan oyuna müdahale etmeyip sadece oyuncunun değiştirilmesine uğraşmak değil sahnedeki oyunun yanlış olduğunu haykırıp bizzat o oyunu değiştirmeye uğraşmaktır asıl mesele. Bunu da ancak Millî Görüş düşüncesi, yani Saadet Partisi yapabilir ve 50 yıldan fazla zamandır da bu çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmaların bir diğer önemli yanı da sadece Türkiyemiz için değil tüm inananlar ve tüm dünya için saadet getirecek çalışmalar olmasıdır.

Yazımızı faizi ortadan kaldırmak için uğraşırsak tüm dünyayı karşımıza alırız, perişan oluruz diye aklından geçirenlere de cevap olan şu ayet-i kerime ile tamamlayalım: “Onların dağları oynatacak güçlü düzenleri olsa bile bilesiniz ki Allah’ın dediği olur.” (İbrahim-46)