Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Muhabbet Yıkılsın Gelsin

Muhabbet Yıkılsın Gelsin

Gün geçmiyor ki bir aşk(!) patlamasının kızıl izlerini görmeyelim.

Sevgilinin “Bir kılına bile halel düşünülmezken”, canlar kıllaşıyor. “Aşkım” lâfları, safsataları mezarlara kurşun gibi düşerken; özellikle erkek şiddeti de artış gösteriyor.

2013’te 237 kadın erkekler tarafından öldürülürken, bu sayı 2014 yılında 294 kadın’a yükseliyor. Öldürülen 294 kadının yüzde 25’i, 25 yaş altındaki genç kadınlar.

Uzmanlar uyarıyor, tehlikeli gidişe dikkat çekiyor. Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Şahika Yüksel, eşini öldürdükten sonra intihar eden erkeklerin ruh sağlığının bozuk olmadığını belirterek, şöyle diyor:

“Kendisini öldürmeden önce eşini de öldüren erkekler ‘çok âşık’ ve ‘tutkulu’ olarak sunuluyor. Neredeyse bu aşk öyküsüne imreneceğiz. Çifte intihar olarak sunulabilen bu durumlar apaçık planlı cinayetler. Kaynaklarda, çifte ölüm olaylarının sıklıkla 55 yaş üstünde kişiler tarafından uygulandığı ve bu yaş grubunda gençlerden 2 kez daha yüksek olduğu belirtiliyor. Bu tür cinayetlerin bir hastanın eylemi olarak değerlendirilerek üstü örtülüyor. Eşini öldürüp ardından kendisini öldüren erkeklerin dosyalarını inceleyen araştırmacılar olayın kendini kaybeden kişiler tarafından yapılmadığını, planlanarak yapıldığını belirtiyor. ‘Cinnet getirme’ değil, uzun zaman önce tasarlanarak gerçekleştirilmiş olaylar.”

Basın yayın, çeşitli şekillerde şiddeti desteklerken, geçenlerde bir erkek yazar, kadınların bu konudaki sorumluluğunu, payını hatırlatıyordu.

Birlikte olduğu kadınları dövenleri, ayağına kurşun sıktıran adamları biz destekledik, şöhretlerini besledik. Uyduruk evlenme programlarına katılması için konu komşuyu, kadınları teşvik ettik. Taciz olaylarında tepelerdeki isimler hep yerini korudu, şikâyet edemedik. Hemcinsimizi, şiddetle örseledik, saldırganlaştık bir bakıma. Şiddeti protesto etmek için zıpladık, çılgınlar gibi dans ederek, olayı ne kadar ciddiye aldığımızı gösterdik. Örnekler uzar gider.

“Bir yıldır birlikte olduğu sevgilisinin başka bir kızla nişanlandığını duyan genç kız elini kana buladı.”

“Eski sevgilisi(…), kurşun yağmuruna tutarak, öldürdüğü iddiasıyla göz altına alınan (..) tutuklandı.”

“Kıskançlık krizine giren adam bıçaklayarak öldürdüğü kız arkadaşını baraja attı.”

“Kendisinden 17 yaş büyük adamın “aşkına” karşılık vermeyen genç öğretmen tüm uğraşlara rağmen acı sondan kurtulamadı.”

“Gönül ilişkisi olan öğretmene önce silahla ateş etti, ölmeyince bıçakladı”

“Eski sevgilisini bıçakla öldürdükten sonra, cesedin başında fare zehiri içerek intihar etmek istedi”.

“22 yaşındaki (…), “aşkına karşılık vermeyen” kız arkadaşı 17 yaşındaki (…’yı) birlikte olmaya ikna edemeyince, okul bahçesinde, yanında getirdiği silahla bir el ateş etti.”

“Sevgilisini katletti( 5 Mart 2015)”

 Allah’ım ne aşk! Ne aşk! Hep muhabbetten, hep sevgi ateşinden. Ne kadar kolay harcanan, tüketilen sevgiler bunlar.

Memleketin ahvali bu durumdayken bir kitap çıkarmayı düşünüyorum. İlk hikâye kitaplarımdan biri olan “Muhabbet Buyursun Gelsin”in yeni bir anlayışla sunumu ve günümüz anlayışına çok uygun “Muhabbet Kudursun Gelsin”. İyi satacağına, kendimle bahse giriyorum.

Bir Gönül Medeniyetini, Yeni Türkiye’yi böyle mi kuracağız.

Bir “Diriliş” gerçekleşecek de, nasıl gün yüzüne çıkacağız. Vampir mi, zombi mi?

 

UÇAN TABUTLAR

İnsan hayatının “pahasına” dair bir başka örnek.

Şiddet uçarken; Konya’da düşen F-4 savaş uçaklarının şehit olan hava pilot kurmay yüzbaşıları Mustafa Tanış ve Mustafa Delikanlı’ya ağlıyoruz.

Keşke devletlûlarımızın konutlarına, araçlarına verilen “hayatî ehemmiyet”; gariban askerlerimize, işçilerimize, güvenlik güçlerimize, korucularımızın ucuz canlarına da gösterilebilseydi. Ve adalet, hakkaniyet duygusu gerçekleşebilseydi. Bu kadar yanmasaydık.

ANMA

Değerlerimiz hatırlamak, hayırla yâd etmek, vefa duygusu önemli.

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), üyelerinden, yazarlarından ve haklarında toplantı yapılan şahsiyetlerden vefat eden 110 kişi adına 5 Mart Perşembe Cağaloğlu’nda Çatalçeşme (Molla Fenari) Camii’nde bir Mevlid-i Şerif okuttu.

Mevlid-i Şerif’in ruhlarına ithaf edildiği 110 şahsiyetin alfabetik olarak isim ve soyadları şöyle:

Abbas Sayar, Abdurrahim Balcıoğlu, Abdurrahim Karakoç, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmed Yüksel Özemre, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Haşim, Ahmet Kabaklı, Ahmet Midhat Efendi, Ahmet Şişman, Ali Emiri, Ali Fuad Başgil, Ali Gürbüz, Ali Nezih Uzel, Ali Nihad Tarlan, Altan Deliorman.

Arif Nihat Asya, Âşık Veysel Şatıroğlu, Ayhan Songar, Ayşe Şasa, Bahaeddin Özkişi, Bekir Berk, Bekir Sıtkı Erdoğan, Bekir Sıtkı Sezgin, Buhûrîzâde Mustafa Itrî, Burhan Felek, Cafer Zorlu, Cahit Atasoy, Cavit Ersen, Cenab Şahabettin.

Cengiz Dağcı, Cevat Akçalı, Cinuçen Tanrıkorur, Ekrem Hakkı Ayverdi, Enver Durmuş, Ercüment Ekrem Talu, Ergun Göze, Eşref Edib Fergan, Fatih Sultan Mehmet.

Gültekin Samanoğlu, Haldun Taner, Halide Nusret Zorlutuna, Hamit Can, Hasan Latif Sarıyüce, Haluk Nurbaki, Hasan Nail Canat, Hüseyin Cahit Yalçın, Hüseyin Rahmi Yananlı, İhsan Raif Hanım.

İhtifalci Mehmet Ziya, İlhan Ayverdi, İrfan Atagün, İrfan Yardım, İsmail Gaspıralı, İzzettin Kerkük, Kemal Batanay, Kemal Altınkaya, Mazhar Osman Usman, Mehmet Âkif Ersoy, Mehmet Emin Alpkan, Mehmet Kaplan, Mehmet Oruç.

Mevlâna Celaleddin-i Rumi, Murad Duyar, Mustafa Miyasoğlu, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Mustafa Nezihi Polat, Mustafa R. Polat, Münevver Ayaşlı.

Namık Kemal, Nasreddin Hoca, Nazik Erik, Neşet Ertaş, Nevzat Kösoğlu. Neyzen Tevfik, Nihad Sâmi Banarlı, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Nizamettin Nazif, Oktay Aslanapa, Olcay Yazıcı, Orhan Şaik Gökyay.

Ömer Lütfi Mete, Ömer Öztürkmen, Peyami Safa, Refi Cevat Ulunay, Refik Halit Karay, Reşat Ekrem Koçu, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Rikkat Kunt, Rüştü Eriç.

Safiye Erol, Sâmiha Ayverdi, Sedat Umran, Şevket Demirci, Tahir Kutsi Makal, Tahirü’l Mevlevî (Mehmet Tahir Olgun), Tarık Buğra, Toktamış Ateş, Turan Yazgan, Vahap Akbaş, Vahit Çabuk, Vehip Sinan, Ümit Fehmi Sorgunlu.

Yahya Kemal Beyatlı, Yılmaz Öztuna, Yusuf Nâbî, Yücel Çakmaklı, Ziya Nur Aksun, Ziya Osman Saba, Ziya Şakir Soku.”

Bu kıymetli isimleri saygıyla anıyor, Yüce Allah’tan rahmet diliyoruz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi
SON YAZILAR