Ebubekir Mücevher

Ebubekir Mücevher

Monşer mi? Monte mi?

Monşer mi? Monte mi?

Demokrasi;  herşey’e benzeyen hiçbirşeydir.

Çeşitli tarifleri içinde barındıran tarifsizliğin ta kendisidir. Çünkü kelime anlamı ile, uygulama anlasında kocaman bir boşluk herzaman varolagelmiştir.

Bugün Demokrasi’yi, toplumların en büyük gözdesi haline gelmiş Futbol’a benzeteceğim.

Hiçbirşeye benzemeyeni, birşeye benzetmek zor olacak lakin, bir deneyelim.

Umarım, keyifle ve zevkle okursunuz.

Demokrasi futbolunun, stadı, standı, sahası, sahnesi ve en şahanesi, Sandık Stadyum’unda oynanır. Ve bu oyun, Cumhurbaşkanlığı için ilk defa seyircili oynanacak. Uzun bir seyircisiz oynama, saçmalığından sonra ilk defa doğru bir adım atılıp, bu stadyuma millet alınacak ve bu müsabakaya 12’nci adam olarak müdahil olacak.

Seyircinin oyu’nu seyretmesi ve alkışlayıp, tezavurtta bulunması, hakeme sarkması, bozuk para, çakmak vb. şeyleri atması, bu müsabakanın sonucunu değiştirmeyecek.

Çünkü demokrasi’de top gibi yuvarlaktır.!

Ve bu maçın hakemliğini de, her zaman olduğu gibi Yandaş Medya ana hakemliğinde, Sol ve Sağ yan hakemlerin eşliğinde oynanacak.

Dördüncü hakem olarak, millet bazı durumlarda olaya müdahil olacak..

Futbol’unda bile şike olan bir toplumun, demokrasisinde ne şikeler dönecek Allah bilir..!

Ben bugün sizlere bu oynanmamış maçın, sonucunu bildiriyorum..!

İdda kuponlarınızı çıkarın ve bu sonuçları birebir karalayın..

Ama söyleyim, Kazanan değil, Kaybeden gene siz olacaksınız..

Neyse, Maça dönelim..

Rakiplerimiz orta sahaya çıktı..

Top mu kale mi? den sonra yerlerini aldılar.

Bir tarafta “MONŞER” diğer tarafta “MON(R)TE”..

Osmanlının son dönemlerinde, garplılaşma aşkımız başladı ve hala da devam ediyor.

“Tarihini bilen, tahilini kestirebilir.”

Bu garplılaşma hareketlerimiz içerisinde bir Monşer ve “Monşerleşme Devri” vardı. Avrupaya gelip giden herkese “Monşer” diye hitap ediliyordu.

Bu tabir adeta, garplılaşmanın resmi idi.

Monşer devri, kısmen kendi içerisinde kendini kısmen tamamladıktan sonra “Monte” devri başladı.

Sorarsınız: Bu radyo yerli malımıdır?

  • Evet efendim, yerlidir, fakat parçaları Avrupa.. Sadece montesi burda yapılmış.
  • Şu dikiş makinası?
  • O, da öyle.. Montesi yerli..
  • Anka, Hürkuş, Atakan, şu öve öve göğe çıkarılan “Yerli Malı”  askeri araçlarımız varya.. Onun bütün parçaları, Avrupa’dan, Amerika’dan geliyormuş.!

Biz ne yapıyoruz efendim..!

Monte ediyoruz sadece Monte..!

Yani türkçesi takıp takıştırıyoruz..

Sonra utanıp sıkılmadan, yerli malı diyoruz.. Kendimize mal ediyoruz.. Hatta kendimizi mal ediyoruz.

Ve bununla gururlanıp onur duyuyoruz..

Monşer ile Monte’nin gerçekleştirecek olacağı bu maçta, avuçlarımızı kızartıp eğlendiriliyoruz.

Monşer hakkında pek konuşmaya gerek yok..

O avrupai..!

Millet alkışladığı Monte’yi bilsin diye anlatalım..!

Avrupa Birliği, Haçlı birliği’dir diye diye bize MONTE etti..!

Füze kalkanını, Nato üstlerini Monte Etti..!

Irak’ta milyonlarca olan insanın vebailini bize Monte Etti..!

İsrail’le maslahat güzar seviyesine inen diplomasiyi, tebrik ettik.. Milyon Dolarlık ticari hacmi geldi bize Monte etti..!

Dinler Bahçesini, Diyologu, Lezbiyen Derneklerini, Toplumsal Kutuplaşmayı, Biz ve Sizciliği.. Bencilliği..

Aslan görünümlü kediciliği bize Monte Etti..!

Amerikan ve İsrail Montajı olan, bir siyasal hareketi bize Monte etti..!

Uzatmaya gerek yok kısa keselim..!

Bu Monte edilecek, Cumhurbaşkanlığı da “YERLİ MALI” olarak piyasaya sürülecek..

Ama Motoru, Amerika..

Yakıtı İsrail olan..

Kaportası bu millete ait olan bir “MONTE” olacak..!

Montaj ve dublaj’ları izlemeye devam edin ülkem..!

Ben bu seçimde, “Oy’un” oynamayacağım…!

Mızıkçılık yapıp, oyumuda alıp evimde oturacağım..!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ebubekir Mücevher Arşivi