Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Mısır

Mısır

Tunus’ta başlayan halk hareketi, Mısır’da, Yemen’de, Ürdün’de devam etmektedir. Yakında diğer İslam ülkelerine sıçrayacağa benzemektedir. Bunun sebebi, yalnız yoksulluk, ezilmişlik ve aşağılanmakla izah edilemez. Reform hareketiyle (Hıristiyanlığın aslına dönme hareketi) Rönesans hareketiyle ve sanayi devrimiyle teknikte üstülüğü elde eden Batı, İslam âlemini kendi potasında eritmeğe çalıştı. Bunun için Osmanlı Devleti’ni yıktı, hilafeti kaldırdı, burjuvanın gereği irili –ufaklı birçok ulusal devletler kurdu ve bu devletlerin başına kendi emellerine hizmet edecek diktacıları iş başına getirdi!
Bu diktacılar, kapitalizm çarkının yanında bir de kendilerinin sömürü çarkı eklenince iki çarkın cenderesi arasında sıkışan halklar, ekonomik açıdan sefalete düştükleri gibi, kimliklerini de kaybetme eşiğine geldiler. Bu durum insan onurunu zedelemekte ve yok etmektedir. Buna insan onuru tahammül edemezdi, bir gün fırsatını bulduğu zaman kıyam edecekti. Bugün İslam ülkelerinde yaşanan halk hareketleri bundan ibarettir. Bu hareket yakında mazlum gayrimüslim ülkelere de sıçrayacağına ve onların da başlarındaki diktatörlere başkaldıracağına yürekten inanmaktayız; onlar da kıyam ettiği zaman Batı, insanlık dışı muamelesinden dolayı hesap verecek ve yeryüzünde tarihte görüldüğü gibi adalet yeniden hâkim olacaktır.
 Hüsnü Mübarek, “Ben gidersem şeriat gelir,” demiştir. Diktatörlerin iş başında kalmasının ana sebebi budur. Batı onları bunun için iş başına getirmiş ve bunun için iş başında tutmaktadır. İşleri bittiği zaman Batı, bu diktatörleri askeri darbelerle iş başından uzaklaştırmaktadır. Bugün olduğu gibi kendi iradesi dışında halk hareketleri söz konusu olduğu zaman gidecek diktatörün yerine kendi emellerine hizmet edecek başka bir diktatörün iş başına gelmesi için çalışmaktadır. Nitekim ABD başta olmak üzere Batı,  Hüsnü Mübarek’in yerine gelecek kişinin ABD ve İsrail’in menfaatlerine zarar vermeyen birisinin olması için görüşmeler yapmaktadır.
 Peki, bunda başarılı olabilir mi? Görünen o ki, İslam ülkelerinde başlayan halk hareketleri başta söylediğim gibi yalnız yoksulluk ve ezilmişlik yüzünden değil, insan onurunu yok eden kimliksizlikten kurtulmaktır. Bir millet inancının gereği olan kimliğini kazandığı zaman yoksulluktan, ezilmişlikten ve onursuzluktan da kurtulur. 
Mısır halkının kıyamını, bazı çevrelerin dediği gibi Mısır halkının yüzde kırkının günlük iki dolar gelirine, Hüsnü Mübarek ve çevresinin haksız kazanç sağladığına bağlamak yetersiz olur. O halk, tarihini ve mensubu olduğu dininin gücünü bilmekte ve bundan yoksun olduğu için başına yoksulluğun, ezilmişliğin ve onursuzluğun geldiğinin idrakindedir. Dolayısıyla Mısır halkı ve diğer Ortadoğu halkları bunun için ayaktadır; batı artık geçmişte olduğu gibi diktatörün işi bittiği zaman askeri ihtilal ile veya halk hareketleri ile kendi çıkarlarını koruyacak diktatörleri getiremeyecektir.
Batı’nın bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Allah dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir” (Fatır:16)
Başta Mısır halkı ve diğer Ortadoğu halkları buna layıktır; Hüsnü Mübarek gidecek yerine bu halkların kimliğini kazanmasına yardımcı olacak liderler gelecektir.  Türkiye kimliğini demokratik yollarla kazanmaya çalışmaktadır. Diğer İslam ülkelerinde bu imkân olmadığı için halk ayaktadır, Tahrir meydanı bu kıyamın simgesidir; bu geçiş döneminde mazlumların yanında yer alalım ve dua edelim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi