Normal zamanda mevsim geçişlerinde yaşanan bağışıklık ile ilgili sorunların, corona virüs ile daha dikkatle değerlendirilmesi gerekir. Mevsim geçişi zamanlarında, eğer insanların bağışıklık sistemi güçlü değilse nezle, grip gibi solunum yolu hastalıklarına yakalanma riskinde artış olduğu veya bu hastalıkların iyileşme süresinin uzadığı bilinmektedir. Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak, yaz bitiyor ve sonbahara hazırlandığımız şu sıralar bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için beslenmemize ekstra özen göstermeliyiz.
Bağışıklığı güçlendirmek için antioksidanlar olmazsa olmazdır. Bunlar arasında domates, kayısı, elma, üzüm, incir, sarımsak, soğan, çay, bitkisel yağlar yer alır.
Bağırsak ve bağışıklık sisteminin sağlamlaştırılmasına yönelik tavsiyeler veren uzmanlar; Prebiyotik ve probiyotik gıdalar, birbirine bağlı olan bağırsak sağlığı ve bağışıklık sistemi için oldukça önemlidir.
Prebiyotik gıdalar arasında soğan, sarımsak, fasulye, mercimek gibi baklagiller ve domates sayılabilir.
Mevsim değişikliği ile bozulan vücut direncimizi ve enerjimizi de spor aktivitelerini çoğaltarak gerekirse takviye olması açısından vitamin alarak sağlayabiliriz. Corona virüs salgını nedeniyle su içme alışkanlığımız gelişti. 
 Yaz mevsiminde olduğumuzdan su ve sıvı tüketimimiz artmaktadır. Yavaş yavaş sonbahar mevsimine hazırlanıyoruz; korona virüs denilen bu illet kısa bir süre vaka sayılarının düşmesine rağmen tekrardan vaka sayılarını yüzde yüz artmaya başlamıştır. Virüsü aşıyla yenmek zor olacağını gösteriyor.  
Bizler bağışıklık sistemimizi korumaya çalışmalıyız. 
Sıcakların azalmasıyla su ihtiyacını eskisi kadar çok hissetmesek de suyun vücudumuz için çok önemli olduğunu unutmamalı ve günlük ihtiyacımız olan suyu mutlaka tüketmeliyiz. Şuan su içmenin ve sıvı tüketmenin hastalıkta mücadelede en iyi ilaç olduğunu biliyoruz. 
İnsan kendi eliyle yaşadığı dünyayı yaşanmaz bir hale getirmeye devam ediyor.
Kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımı, sanayi süreçleriyle atmosfere salınan sera gazlarının artışı, ormanların, yeşil alanların tahribi, ozon tabakası yırtığının büyümesi ve yerkürenin ısınması, buzulların erimesinin hızlanmasıyla oluşan küresel kuraklık ve iklim değişikliği hafife alınmamalı... 
Mevsim değişikliğinin etkileri tüm dünyada ve Türkiye’miz de de baş göstermeye başladı. Bu sene tüm dünya yanıyor.  
Ülkemizde de Manavgat başta olmak üzere birçok yerde yangın çıkmıştır. Yangında hayatını kaybeden kardeşlerime baş sağlığı diliyorum. 
İklim değişikliğine en iyi şekilde hazırlıklı olmalıyız. Basite alınacak bir durum değildir; iklim değişikliği yangınlar, deprem, hastalıklar ve birçok kötü sonuçlara sebep olabiliyor. 
İnşallah gelecek yıllar bize bu günlerimizi aratmaz; gelecek yıllarımızı daha mutlu ve huzurlu ve en önemlisi sağlıklı bir şekilde geçirmemizi umut ediyorum.  
Allah ım devletimizi, milletimizi ve İslam beldelerini ve bütün insanlığı her türlü musibetlerden ve salgın hastalıklardan muhafaza eyle.