Mehmet Barlas'ı ben köşe yazarı yaptım!
Hürriyet gazetesinde "O' yazar" mahlasıyla yayınlanan köşe yazısında Sabah gazetesi ve baş yazarı Mehmet Barlas tiye alındı. "Havuz medyası" kavramıyla Sabah ile hükümet arasındaki ilişkisinin masaya yatırıldığı yazıda medya ahlakı eleştirisi yapıldı. Barlas'ın her hükümetin yandaşı olduğu göndermelerinin yer aldığı yazı Sabah ile Hürriyet arasındaki gerilimi yeniden çatışmaya dönüştecek gibi gözüküyor.
İşte Barlas ve Sabah'ın alaya alındığı "O havuza düşüp de debelenin inşallah!" başlıklı o yazı:
ŞAHSEN O HAVUZDA ÇİMMEYİ ÇOK İSTERDİM
Türkiye’deki köşe yazarlarının duayeni (*) olarak Sabah refikimiz için yapılan “Medya Havuzundan” dolayı gurur duyuyorum. Özellikle de içinin su yerine parayla doldurulması ayrıca takdire şayandır. Nereden bakarsanız bakın. Bu para dolu havuz Türkiye’nin kalkınma gücünü, yarattığı ekonomik mucizenin büyüklüğünü gösterir. Şahsen o havuzda çimmeyi çok isterdim.
BARLAS'I KISKANMIYORUM DESEM YALAN OLUR
Bu havuz müjdesini aldığımdan beri Mehmet Barlas’ı kıskanmıyorum, dersem yalan olur. Şimdi “Kendi yetiştirdiğin bir köşe yazarını kıskanmak sana yakışıyor mu?” diye soracaksınız. Buradaki “kıskanmak” lafı “gıpta etmek” manasına kullanılmıştır, bilelim.
Yazıya edebi şey katmak için. Mehmet Barlas’ı yanıma aldığımda genç bir adamdı. Gazetedeki görevi elinde kül tablası ile arkamda dolaşmaktı. O vakitler sigara konusunda bilinçlenmemiştik. Başımızda bizi bilinçlendirecek bir başbakan yoktu.
TUTTUM MEHMET BARLAS'I KÖŞE YAZARI YAPTIM
Rahmetli Bülent Ecevit’in de Mesut Yılmaz’ın da ağzından sigara düşmezdi. Hükümetle her daim uyum içinde olmaya özen gösteren bir gazeteci olarak ben de onlara özenirdim. O yüzden yetenek gördüğüm gazetecileri eğitirken, ellerine kül tablası verip arkamda gezdirirdim. Mehmet Barlas ne yazık ki kül tablası taşıma işinde başarılı olamadı. Boyu çok uzun olduğundan sigaranın külünü elindeki tablaya silkelemek için zıplamak durumunda kalıyorduk. Bu da hem görüntü kirliliği yaratıyor hem de külleri yere saçtığımızdan ortam berbat oluyordu. Ben de tuttum Barlas’ı köşe yazarı yaptım.
SAY Kİ AT SİNEĞİSİN! BEYGİRİN DÖTÜNE YAPIŞACAKSIN
İlk yazısını yazmadan önce bana “Nasıl bir fikriyat izleyeyim üstadım?” diye sordu. Ben de ona “Başa hangi hükümet geçerse geçsin onun kuyruğuna yapış, bu çizgiden sapma” diye nasihat ettim. Bir de örnek verdim: “Say ki hükümet dediğin beygir, sen de at sineğisin. Beygirin dötüne yapışacan…”
Dediklerimi harfiyen yaptı, liberal muhafazakârlık dünyasının starı oldu. Elinden tutup topluma kazandırdığım bir insanı şimdi “Sabah Havuzu’nun” yanına sere serpe uzanmış, büyüklerimize nasıl faydalı olacağını düşünürken hayal etmek beni manen tatmin ediyor.
BİR MEDYA KURULUŞU İÇİN PARA HAVUZU ETİK MİDİR?
Peki! Bir medya kuruluşu için içi para dolu havuz yapmak etik midir?
Bu sorunun cevabını bilmek için “Etik” sözcüğünü tarif etmek gerekir.
Yakın dostlarımdan, ünlü Fransız düşünürü Alain Delon de Button özel bir sohbetimizde bana şöyle demişti: “Etik değerler, ayak takımını baştan savmak için zenginlerin
uydurduğu şeylerdir. Sakın sallama!”
Aynı fikirdeyim. Bu bağlamda Sabah Havuzu da gayet etiktir. İçinde çıplaklık olmadığından aileler için de uygundur. Büyüklerimizi saygıyla selamlarım.
(*) Duayen: Başbakanımız ve hükümet büyükleri için
sürekli dua eden köşe yazarı. (Kaynak: Turşu Sözlük.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.