Markar Esayan: Gezi Ve Sonrasındaki Süreç Avantaja Dönüştürülebilir

Markar Esayan: Gezi Ve Sonrasındaki Süreç Avantaja Dönüştürülebilir

Gazeteci yazar Markar Esayan, Gezi olaylarıyla başlayan ve daha sonrasında yaşanan sürecin alınacak tedbirlerle avantaja dönüştürülebileceğini söyledi.

Gazeteci yazar Markar Esayan, Gezi olaylarıyla başlayan ve daha sonrasında yaşanan sürecin alınacak tedbirlerle avantaja dönüştürülebileceğini söyledi.

Gazeteci yazar Markar Esayan, gazeteci yazar Cemil Ertem ile birlikte kaleme aldığı ve Etkileşim Yayınları’ndan çıkan 'Dünyayı Durduran 60 Gün' isimli kitabında Mayıs ayında başlayan ve etkileri hala devam eden Gezi olayları sürecini değerlendirdi. Gezi olaylarının en büyük etkisinin muhalefetin temsil edemediği toplumsal kesimin sokağa çıkması olduğunu aktaran Eseyan, "Şu anda elimizde pimi çekilmiş bir bomba var ya da mayınlı bir arazide ilerliyoruz. Bu sefer risk daha ciddi çünkü karşınızda halkın bir kesimi var ve onların can ve mal güvenlikleri de devletin sorumluluğunda. Özgürlükleri güvenliğe tercih etmeden, bu zor süreci atlatmak ve neden olmasın, belki de bir avantaja dönüştürmek mümkün." diye konuştu. Esayan, söz konusu sürecin bir avantaja dönüştürülebilmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

"Bunun için, Kürt, alevi ve laikçi fay hatlarını güçlendirecek demokratik, radikal adımlar atmak ilk akla gelen ve en ilk yapılması gereken şey. Demokratikleşme paketi bu nedenle çok önemli. Bu paketlerin arka arkaya toplumu heyecan ve ümide sevk edecek ve eleştirileri boşa çıkaracak denli sıralamak gerekiyor. Hükümet yeni anayasayı tek başına yapma gücüne sahip değilse de kanun çıkarma imkânına sahip. Üstelik halk desteği de reformlara yönelik olarak çok yüksek. 3 seçim öncesi, reformlara hız verilmesi de oylara müspet yarayacağı için çok optimal."

Hükümetin işbaşına geldiğinden beri refomlarda ciddi bir dirençle karşılaştığını kaydeden Esayan, paradoksal olarak, içi her ne kadar boş olsa da, Gezi’de öne çıkan meşru isteğin özgürlük ve demokratikleşme olduğunu belirtti. Bu krizin hükümete reform yapma konusunda ciddi bir imkan alanı açtığını ifade eden Esayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bence bu fırsat çok iyi değerlendirilmeli ve Kemalist vesayetin kurguladığı devlet anlayışından kurtulmak için gerekli tüm reformlar, arka arkaya paketler halinde çıkmalı. Askeri Danıştay, Yargıtay, profesyonel ordu, vicdani red, ruhban okulu, Alevilerin sorunları vs. Bunların hepsi için en uygun ortamı yaşıyoruz. Bu reformların arka arkaya gelmesi, Gezi’de ülkenin dış dünyada aldığı haksız hasarı da onarma potansiyeline sahip. Reformcu bir hükümeti diktatörlükle suçlamanın bir karşılığı kalmayacak. Bu nedenle, zor olduğu kadar, gelecek için de çok önemli, belki de tarihi önemde bir dönem yaşıyoruz."

Hükümetin Kürtler, Aleviler ve laiklere yönelik özel bir iletişim stratejisi kurması gerektiğini kaydeden Esayan, "Hükümet, başbakan, iletişim kurarken birden fazla gruba konuştuğunu hep hatırda tutmalı. İncitilen duygular, iletişim kazaları kaos isteyenler için büyük imkan yaratıyor. Bu konu özellikle önemsenmeli. Öte yandan, Hatay'da yitirdiğimiz Ahmet Atakan gibi gençlerimize yenileri eklenmemesi için azami teyakkuz halinde olunmalı. Mani olunamayan acı hadiselerde ise, adalet hızla yerine getirilmeli. Tezviratın engellenmesi için, yetkili kişiler sürekli halkı bilgilendirmeli. Bu nokta da çok önemli. Yetkililer zamanında etkili ve tatmin edici açıklamalar yapmadığında veya geç yaptığında, kaos meydana geliyor. Bunu defalarca yaşadık." ifadelerini kullandı.
CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.