Kuşatmayı yarmak için "Milli Seferberliğe" ihtiyaç var

Kuşatmayı yarmak için "Milli Seferberliğe" ihtiyaç var

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde ‘Osmanlı Toprağı Libya’yı anlatan siyaset bilimci Prof. Dr. Metin Aksoy, “İslâm ülkelerine lider olabilecek tek ülke olan Türkiye kuşatılıyor. Bu kuşatmayı yarmak için Millî Seferberliğe ihtiyacımız var” dedi

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde ‘Osmanlı Toprağı Libya’yı gündeme getiren Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Uluslararası Siyaset Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Aksoy, Libya’nın, Türk dış politikasıyla birlikte son dönemlerde fazlasıyla gündemde olan bir konu olduğunu belirterek “Libya’nın önemi Arap Baharı denilen 2010’ların sonlarına doğru başlayan ve 2011’de devam eden o dalga esnasında Muammer Kaddafi’ye bir NATO müdahalesiyle iktidar değişikliğine gittiğini görüyoruz. Şunu bilmemiz gerekir. Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti’nde de devam ediyor. Bunu yok saymak bir anlamda kafasını kuma gömmekten başka bir şey değildir” dedi.

Dört asırlık Osmanlı eyaleti ve Afrika’da kaybedilen son vatan toprağı olması itibariyle Libya’nın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Metin Aksoy, tarihin, Türkiye’yi yeniden o coğrafyaya çağırdığını ve Osmanlı’nın Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Akdeniz’den Karadeniz’e, Ortadoğu’dan Asya’ya kadar sorunlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunlarıyla ortak olduğunu söyledi. Libya’nın 1551’de Turgut Reis tarafından fethedildiğini ve 1711’de Türk asıllı Karamanlı hânedanın elinde irsî bir beylik haline geldiğini hatırlatan Aksoy, “Fransa 1830’da Cezayir’i işgal etmesiyle cennetmekan Abdülhamid, Libya’ya üst düzey tecrübeli subayların yer aldığı bir donanma göndererek Libya ile Tunus’u doğrudan merkeze bağladı.” dedi. Aksoy, 1911’de İtalyanlar tarafından fiilen işgal edilen Libya’nın Balkan Harbi’nin patlak vermesiyle birlikte 15 Ekim 1912’de Uşi Muahedesi ile Libya ve ilaveten Rodos ile 12 adanın vergi vermek kaydıyla İtalyanlara bırakıldığını dile getirdi. İtalyanların binlerce sivili öldürmelerine rağmen Ömer Muhtar gibi kahramanların mücadelesi sayesinde Libya’nın bütününde hakimiyet kuramadıklarını belirten Aksoy, 1943’de, Libya’dan çıkartılan İtalyanların yerini bu sefer Trablusgarp ve Bingazi’de İngilizler, Fizan’da Fransızların aldığını ifade etti. Libya’nın 1951 senesinde istiklâline kavuştuğunu Şeyh Ahmed Sünûsi’nin yeğeni İdris’in (1889-1983) melik olduğu ve Türkiye ile iyi münasebetler kurulduğunu kaydeden Aksoy, 1963’te genç bir subayken darbe yaparak iktidarı ele geçiren Muammer Kaddafi dönemini de anlattı.

LİBYA PETROLLERİ ZENGİN VE KALİTELİ

Libya’da sosyalist bir diktatörlük kuran Muammer Kaddafi’nin 2011’de, Arap Baharı ile birlikte devrilerek linç edilmesiyle birlikte Libya’da güç (otorite)boşluğu oluştuğunu belirten Aksoy, iç savaştan bir yıl sonra 2015’te, Batı ülkelerinin desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti kurulduğunu, General Halife Hafter’in liderlik ettiği Libya Ulusal Ordusu’nun kontrolündeki Temsilciler Meclisi’nin ise bu kararı tanımadığını ve çatışmaların günümüze kadar devem ede geldiğini harita üzerinde özetledi. Libya’daki çatışmaların zengin ve kaliteli petrol rezervlerinden (48 milyar varil)kaynaklandığını belirten Aksoy, Sirte Havzasında keşfedilmemiş petrol rezervlerinin ise uluslararası toplumun dikkatini Libya’ya yönelttiğini söyledi. Doğu Akdeniz’deki doğalgaz aramalarına da dikkati çeken Aksoy, Ankara’nın Kıbrıs açıklarına kendi sondaj gemisi gönderdiğini ve kıta sahanlığı meselesini halletmek için de müttefik arayışına girdiğini belirterek tezkere sayesinde Libya’ya asker göndererek meşru hükümete destek verdiğini ifade etti. Aksoy, kendisine sorulan bir soruya karşılık olarak “Dünyada İslâm ülkelerine lider olabilecek tek ülke var. O da Türkiye. Türkiye kuşatılıyor. Bu kuşatmayı yarmak için bizim Millî bir Seferberliğe ihtiyacımız var.” diye cevap verdi. Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbetin soru-cevap kısmından sonra Prof. Dr. Metin Aksoy’a, derneğin teşekkür plaketini HİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ile birlik

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.