Kurtuluş reçetesi
Kalite olarak son yıllarda yerinde sayan, ekonomik olarak da batma noktasına gelen Türk futbol kulüplerini kurtarmak için suni teneffüs yolu seçilmekte.
Kulüplerin, ne yazık ki bilgisiz, egolu yöneticilerin elinde borç batağına sürüklenmesi karşısında Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği ve Bankalar Birliği el birliği yaparak kulüpleri kurtarmak için Devlet bankası olan Ziraat Bankasını devreye sokarak kredi açma yolunu seçtiler.
Hani, o çiftçinin Bankası Ziraat Bankası maddi kaynak olacak. Kulüp yöneticileri de bilinçsizce para harcayarak keyfini sürecek. Ama, aynı banka yanında olması gereken çiftçilere ise borcunu ödemedi diye haciz gönderecek.
Bu ne aymazlık!...
Bugün, dört büyük olarak adlandırılan Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor’un borcunun 10 milyar, tüm kulüplerin borcunun ise 15 milyar liraya yaklaştığı açıklanmakta.
Yöneticiler hala akıllanmamış olacaklar ki, düşüncesizce, sanki ceplerinden harcıyormuş gibi transferler yapmakta ve borcu artırmakta.
Türk futbolunun kurtulması için, suni teneffüs yolları seçilmesi yerine kalıcı önlemler alınması gerektiği ne yazık ki akıllara getirilmemekte.
Bunun için en başta alınacak tedbir, “Spor Yasasının” bir önce çıkartılması olmalıdır.
Ama, ne Spor Bakanlığı, ne Spor Genel Müdürlüğü yıllardır bunu gerçekleştiremedi.
Futbol, hatta tüm kulüplerini kurtuluş reçetesi olarak ikinci olarak da karşımıza alt yapı gerçeği çıkmaktadır.
Bakıldığı zaman, bir çok kulübün U21 takımına kadar bir kaç kategoride alt yapı takımı bulunmakta.
Ama, yine ne yazık ki, son yıllarda altyapı akademisi adı verilen bu sistemin başına ehliyetli, bilgili, kariyerli hocalar getirilmemekte. Hatta, alt yapıları organize eden yöneticiler bile torpilli, eş-dost kişiler arasından seçilmektedir.
Bununla birlikte pilot takım uygulamaları da işin ayrı bir sorun olarak çıkmakta karşımıza.
Örnek mi istersiniz, işte Konya Anadolu Selçukspor.
Atiker Konyaspor alt yapısında yetişip bu pilot takımda oynayan, bununla birlikte Konyaspor’da forma giyme şansı bulamayan kaç futbolcu Anadolu Selçukspor’da değerlendirildi.
Veya başka takımlara kiralık olarak verilen futbolcuları kimler takip etmekte ve teknik adamlara rapor vermekte. Örneğin, Atiker Konyaspor’da bu görevi kimler yapmakta.
Biri sonra ki sezon için yapılacak transferleri belirmek için izleme komitesi var mı?
Sonra da aradan yıllar geçmesine karşın futbolcu yetiştirememekten veya yanlış transferlerden yana dert yanmaktayız.
Son yıllarda Avrupa ve Dünya şampiyonalarına katılma adına Milli tamımın yerinde sayması ve her geçen gün kalite ve ekonomik olarak dip yapan Türk futbolunun kurtulması için suni teneffüs yollarının seçilmesi yerine kulüplerin yeniden yapılandırılması yolunun açılması ne yazık ki akıllara getirilmemekte. Aslında ilk yapılması gereken, en gerçekçi yol budur.
Ayrıca, takımlardaki yabancı futbolcu kontenjanı yanlışından da dönülmelidir. 14 yabancı futbolcu transferi Türk futbolunu bitirmiştir, Bunun yolunu açanlarda ne yazık ki bugün hala o koltuklarda oturabilmekte veya Türk futboluna yön vermek için kulüplerde teknik adam olarak çalışmaktadır.
O zaman, Kulüpler Yasası bir an önce çıkartılmalı ki, kulüp Başkanları ve yöneticileri daha bilinçli, futboldan anlayan ve dahası futbolun içerisinden gelen veya bunun eğitimini almış kişilerden oluşturulmalıdır. Aynı zamanda, Başkan ve yöneticiler, yaptıkları harcamaların hesabını verebilmelidir. Belli bir rakamdan sonra Başkanlar borçtan sorumlu tutulmalıdır.
Yoksa, kulüplere Devlet garantisi adı altında ve ne yazık ki seçim yatırımı olarak banka kredisi sağlamak belki bir-iki senelik suni teneffüs sağlayacak, ama asıl sorunu çözmeyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.