Kişiliklerin ve bütün yapıların iki tek temel öğesi vardır.
Anlamlı olmak ve anlayan olmak...
Bir toplumda anlayan ve anlatan olmak mecburiyetindedir.
Bu temcit pilavının, önümüze sürülürken iki söylev vardır.
Terörü anlamak ve Kürdü anlamak..
Milleti masum, sistemi canavar olan bir dünya düzeni içerisindeyiz.
Monarşik demokrasi, oligarşik düzenbazlık, kapitalist insancıllık, mazoşist sevgi ve saygılarla örülü bir sistemin, masum milleti olarak, asla demokrasiyi anlamadık.
Sokağa çıkıp soralım... Demokrasi nedir? diye...
10 Kişiden 9'u ne olduğunu ve nasıl ifade edileceğini bilmez..
Yönetim biçimi der, idaredeki mekanizma der..!
Aha ben oy atıp seçiyorum ya işte o demokrasi der...
Yönetim biçimini anlamayan bir toplumun, sorunların doğuş sebebini ve çözüm sebebini anlayamayacağı bir gerçektir...!
Bugün size maslahatı idareyi saltanatı devleti ve bunun erkanının nasıl ekrandan palazlandığını anlatmaya çalışacağım...
Halkın kendi kendini yönetme sanatı olarak görülen bir çemberin içinde tıkılıp kalmış insanlara söylüyorum.
Kendi kendini yönetmiyorsun.. Yönetemiyorsun...
Algılarını ve düşüncelerini yöneten bu kesif dansın, medeniyet diye sunulduğu yerde, resmi bir kölelik düzeni kurulmuş oluyor...
Nasıl mı...?
Sandığını kendi koyuyor, pusulasını kendi hazırlıyor, sadece sana kapalı bir sandıkta mühür veriyor...? Peki bunlardan önce ne yapıyor...?
Televizyonlara, meydanlara çıkıyor, kendi nurjuvazisini oluşturarak, işte bizim kadrolarımız diyor ve sen sadece dışardan izliyorsun. Sonra sana iki yol konmuş oluyor...
İyi diyorsun oy veriyorsun...!
Birde çekimser kalıp, kabuğuna saklanıyorsun...!
Kendi celladına gülümsüyor, destekliyor ve canını dişine katıp savunuyorsun...
Bunlar çok doğal, eşşekler mi yönetecek bizi... Biz seçtik diyeceksiniz...
Ama şunu Çok iyi biliniz ki...!
Asla siz, nede biz seçmiyoruz..
Seçilmişler için seçimle işler bir protokol ve sistem olduğu için, insansız işlemeyecek bir program demokrasisi olduğundan dolayı, böylebir yalanla oyalanıyoruz…
Ekonomik büyüme cetvelleri, işsizlik oranları, gayri safi milli hasılalarla, millet ve devlet olduğumuzu düşünüyoruz..
Bir devlet, yolları otoban, tren rayları döşeli, geliri yüksek vatandaşlara sahip olunca devlet olmaz..!
Birilerinin söylediği gibi "DEVLET BAHÇELİ"de olmaz.
Bir devlet “İNANÇ ve FİKİR BİRLİĞİ” ile devlet olur.
Dünya üzerindeki kurulan bütün devletler, inanç ve fikir birliğinden meydana gelir. Ekonomimiz iyi haydi biz devlet olalım, diyen bir millet asla bu tarih sayfalarında bulamazsınız...
Vezirleri, kaleleri, atları ve filleri ile yönetenler için halklar her zaman Piyon'dur...
Onun içindirki... Ülke Gündemindeki...
Akil İnsan....
Terörün çözümü gibi konular...
Kendi yönetim strateji ve angajmanları ile markaja almış olduğu halkları anlamak için değildir..
Ne Türk'ü anlamaktır...
Ne Kürt'ü anlamaktır...
Yenen bir insanlığın ardından...!
Sadece dişlerinde kalmış insan artıklarını, KÜRDANLAMAKTIR...!
Kürtajlanan zihinlerden arta kalanları KÜRDANLAMAKTIR….