Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

"Kur'an'ın Kölesi, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Ayağının Tozuyum"

"Kur'an'ın Kölesi, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Ayağının Tozuyum"

Hani Peygamber Efendimizin bütün hayatlarını özetleyen bir sözü vardı:
"Rabbime şükreden bir kul olmayayım mı?" (Buhârî, tefsîrû sûre 48)
Bizi ufukların ötesine taşıyan bir mana idi bu… "Alemlere rahmet olarak gönderilen" Efendiler Efendisi (s.a.v.)'in mübarek dudaklarından dökülen inci tanelerinden birisiydi bu. Ama sanki O'nun bütün hayatını özetleyen. Ne güzel manadır bu… Ne eşsiz hakîkattir bu.
O idi insanlığa örnek ve O idi insanlığın önderi. Yüce Yaratıcı O'na benzemeye çalışmamızı emretmişti. Kul örneğini O'nunla göstermişti. O idi Rabbini "en güzel zikreden, O'na en iyi şükreden ve O'na lâyık olduğu şekilde ibadet eden." Bize bu manaları öğreten. İyi ki O'na ümmet olduk, iyi ki O'nunla hayat bulduk.
Rabbimiz Kitab-ı Kerimini O'na gönderdi ve O'nunla ulaştırdı bize. Zira en seçkin kul O idi.(Sallallahü Aleyhi ve Sellem).
Bir yolculuktayız bizler… Bir gün bitecek olan bir yolculukta. Ama ardından gelecek ve hiç bitmeyecek bir yolculuğumuz daha olacak. Hayır, yolculuk değil, sonsuz bir vatan. Ama nasıl bir vatan?
İşte o vatan için bir rehber gerekiyordu. Bizi korkusuz ve ıpışık aleme öncülük yapacak bir kılavuz. İşte O Sultan-ı Rusül’e bu görev verilmişti. Bütün hayatı buna yönelikti. Bunun için çırpınmıştı yıllarca. Ağlayışları vardı onun, kederi vardı, hüznü vardı… Hem de kendisini unutarak… "Eteklerinden tutup asılıyordu” ümmetinin, insanlığın… Acının, ıstırabın ve karanlıkların girdabına düşmesinler diye. Ama siz, " insanım" (!) diyen insanlığın girdabına bir bakın! İnsan olmanın en önemli ve seçkin belirtisi olan iman ya da amel yoksunluğunun uçurumlarına düşmüş olarak…
Evet, O'nun mesajıydı insanlığı bu uçurumlardan kurtaracak… Çünkü O idi, insanlığın Rabbine nasıl şükretmesi gerektiğini öğreten. İnsan olma haysiyeti ve insanlık şahsiyeti ancak O'nun uygulama ve öğretileriyle ortaya çıkacaktı. Allah'a kul olma güzelliği ve O'na en güzel şükür O'ndan öğrenilecekti.
İşte, "Rabbime şükreden bir kul olmayayım mı" ifadesiyle bütün bu manaların ortaya çıkışını görüyoruz. Bu eşsiz ve eşsiz olduğu kadar samimi hayattan insanlığın alacağı çok ders var. Evet, bu hakikati kavrayan gerçek insanlar yani İnsan-ı Kâmiller, O'nun zirve yapmış hayatlarından örnek alarak inanmış insanların kalplerinde taht kurmuşlardır. Onlardan birisi de Mevlâna (k.s.) hazretleridir. Kul olma güzelliğini en güzel şekilde ifade eden bu mana ve hikmet dolu söz çerçevesinde hayatını ikmal etmiş, O güzeller Güzeli İnsana benzemeye çalışmıştır. Bu gerçeği de şu sözleriyle perçinlemiştir:
"Ben yaşadığım müddetçe Kur'an'ın kölesi ve Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)'in ayağının tozuyum. Benden kim bundan başka bir söz naklederse ben ondan da bîzarım, o sözden de."
İşte Allah'ın bir velî kulu böyle özetliyordu bütün hayatını ve onun içeriğini.
Onun gayesi de örnek aldığı insanın "Rabbime şükreden bir kul olmayayım mı" ifadesi idi. Evet, bu manayı benimseyip yaşayan ve bu önemli mesajı insanlığa yayma çabasında bulunan her fert hatırlanmaya ve dua edilmeye lâyıktır. Zaten bu da Allah (c.c.)'ın bir lûtfudur ki bunu ancak sevdiği kullarına bahşeder. Onları kullarına unutturmaz. Zira kendisi sevmiş, Cibrîl'e sevdirmiş ve ona yer ve gök ehline sevmeleri için ilân etmesini emretmiştir. Bu ne güzel bir lûtuftur gerçekten. Rabbimiz bizlere de ihsan eylesin!
Bu vesile ile Kâinatın Efendisi Peygamber Efendimize salât ve selâmlar, O'nun yolunu takip eden Hz. Mevlâna ve diğer ehlullaha da Cenab-ı Hakk'tan rahmetler niyaz ederiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi