Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kur’an’a göre

Kur’an’a göre

Son yılların en çok prim yapan ifadeleri maalesef “Kur’an’a Göre” diye başlayan cümleler ve sözler olmuyor.

Vatandaş yazdığı kitabın çok satmasını mı istiyor?

Yazacağı kelime Kur’an’a göre diye başlamalı.

Vatandaş televizyonda en çok izlenen kişilerden biri mi olmak istiyor?

İlk ifadesi de son ifadesi de Kur’an’a göre olmalı ve Kur’an’a göre ifadesini dilinden hiç düşürmemeli.

Vatandaş Kur’an’a göre diye başladı mı bir kere kendisine tüm yolların açıldığını, tüm yasakların ortadan kalktığını, olmazların olur olduğu vehmine kapılarak başlıyor hüküm vermeye.

Söz Kur’an ayetlerinden mi açıldı?

Fatiha Suresi’nden bir başlıyor ki tutabilene aşk olsun.

1400 yıllık İslam tarihinde sanki hiç Kur’an-ı Kerim ayetleri okunmamış ve anlaşılmamış gibi başlıyor ayetlere Kur’an’a göre(!) hüküm vermeye.

Meğer Cenab-ı Allah (cc) Kur’an ayetlerinde neler söylemişte asırlardır habersiz yaşamış bunca Müslüman.

Ya da Ayeti Kerimelere öyle manalar veriyor ki geçmiş tüm insanlar Allah’ü Teâlâ’nın (cc) açık seçik nazil ettiği ayetlerin hükümlerinin aksine bir hayat sürmüş Müslümanlar.

Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetleri bazı ayetlerin peşi sıra makineli tüfek misali öylesine sıralıyor ki Hafızı Kelam zannediyorsunuz ama ayetlerin birbiri ile alakasını bir türlü kuramıyorsunuz.

Vahiy Konusu mu açıldı? En iyi o biliyor.

Namaz, Oruç ve Zekât ibadetinden mi konu açıldı? İbadetlerin mahiyetini, şekillerini ve zamanlarını altüst etmekte bir sakınca görmüyor.

Hatta Hac ibadetinde bu işi öylesine ileri götürüyor ki ibadetin sadece Zilhicce ayında 5 güne sıkıştırmak yerine yılın 12 ayına yayılması gerektiği fetvasını önünüze koyuveriyor.

Kur’an-ı Kerim’den sonra sıra vahyin ilk muhatabı, ilk okuyanı, ilk anlayanı, ayetlerden anladıklarını ilk yaşayanı ve Ashabına (ra) anlatanı ve hayata ilk uygulayanı olan Hz. Peygamberimize (sav) mi geldi söz sırası?

23 yıl süreyle muhatap olduğu vahyi anlatan Hz. Rasulullah’ı (sav) derdest edip susturup bir köşeye terk ettikten sonra kendisini Allah (cc) Rasulü (sav) yerine koyarak bir güzel(!) anlatıverir size İslam’ı.

Saatlerce hatta bıraksanız yapacağı aylarca sürecek konuşmalarla veya yazacağı ciltler dolusu kitap ile Hz. Peygamberimizi (sav) saf dışı ettiği yetmezmiş gibi Müslümanların sahih itikatlarının temellerinden ikincisini oluşturan Sahih Sünnet ve Hadisleri ortadan kaldıracak nice akli deliller ileri sürüverecektir.

Kur’an’a göre diye bir defa söze başladı ya.

Kendi bilgisizliğini örtmeye çalıştığı nefsinden ve şeytanın iğvasından kaynaklanan fikirlerini size din diye dayatıverir.

Daha açıkçası hiçbir zaman okumadığı ya da okumasını dahi beceremediği Kur’an-ı Kerim yerine, hemen hepsi daha fazla para kazanmak amacıyla yazılmış olan yüzlerce mealden hangisi eline tutuşturuldu ise onu size Kur’an diye satmaya çalıştığını görürsünüz.

Hz. Allah’tan (cc) başka Hz. Peygamber (sav) bile olsa yaratılmış hiçbir varlık gaybı bilemez demesine rağmen Kur’an-ı Kerim ayetlerinin tefsirinde size öyle şeyler söyler ki şaşırır kalırsınız.

Hatta bu söylediklerini Sahih Hadisleri red etmiş olmasına rağmen nereden öğrendiğini sorduğunuz zaman bu sözlerin Hz. Peygambere (sav) ait sözler olmadığını ancak ayetleri tefsir ederken tahrif edilmiş olduğu bilinen kitaplar olan Tevrat ve İncil’den Kur’an-ı Kerim’de olmayan bilgileri aktarmanın mümkün olduğunu söyleyiverir.

Hz. Peygamberimizi (sav) Sahih Sünnetleri ve hadisleri ile birlikte hepten yok saymanın geldiği bu günkü nokta maalesef budur.

İslam’ın temel dinamiklerinde Müslümanları şüpheye düşürmekle başlayan bu sinsi oyunun Sahih Sünnet ve Hadisleri açıktan reddetmeye dönüşmesiyle geldikleri kendi içlerindeki çözülmeyi engelleme çalışmalarından birisi olan meal meselesine bir başka yazımızda değineceğiz İnşaallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR