Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kur’an-ı doğru anlamak

Kur’an-ı doğru anlamak

“Kur’an-ı kimler anlar” sorusu son zamanların en popüler sorusu olmaya adaydır.

Türkçe’den başka dil bilmeyen özellikle de Arapça’yı bilmeyen insanların tartıştığı bu soru yüzyıllardır Kur’an-ı Kerim’i okuyan insanları sadece anlamakla suçlamıyor.
Hz. Rasulullah’a (sav) Kur’an-ın nazil oluşuna şahit olan İslam’ın kurucu nesli Sahabe Efendilerimizden (ra) başlayarak zamanımıza kadar gelip geçen tüm Müslümanları suçlayan bu ifadenin sahiplerini sakın ola Kur’an-ı Kerim uzamanı falan zannetmeyesiniz.
Kur’an-ı her okuyan Kur’an-ı Kerim’i anlayabilir diye yaygaralar koparanlar aslında daha önceden defalarca yazdığımız gibi ya kendi düşüncelerinin Kur’an-ı Kerim olarak kabul edilmesini ya da bastırdıkları kitaplardan elde edecekleri gelirin artmasından başkaca bir şey düşünmemektedirler.
Arada bir kaçının çıkıp bakın biz kitaplarımızı para ile satmıyoruz demeleri kimseyi yanıltmamalı.
Kur’an olarak tanıttıkları mealleri okuyup Müslümanların geleneksel din anlayışlarından kurtulmalarını isteyenler kendilerinin Kur’an'daki ayetler hakkında herkesten daha fazla detaylı bilgiye sahip oldukları vehmine kapılarak bir takım görüşler ortaya koymuşlardır.
Etraflarına topladıkları birkaç kişinin verdiği haz ve sarhoşluk içerisinde kendilerini Hz. Peygamberimizden (sav) daha fazla bilgili ve yetkili gören bu güruhtan bazılarının özellikle içlerindeki üniversite öğretim görevlilerinin yazdıkları meallerden din öğrenmeye çalışanların yaptıkları fahiş yanlışları görerek yön değiştirmeleri üzerine görüşlerinden vaz geçmekte oldukları görülmektedir.
Dün Müslümanların yaşadığı Sahih İslam’ı atalar dini olarak tanımlayanlar insanlara Kur’an-ı bizden öğrenin derken bu günlerde “Her ilim dalında o ilmin kendi sistematiği içerisinde eğitim görüp uzmanlaşmadan nasıl karşısına çıkan problemleri çözemiyorsa Kur’an okuyan kişilerin de Kur’an'ın kendi içerisindeki konuşma dilini öğrenmeden müteşabih olan ayetlerin, ne anlatmak istediğini anlamaları mümkün değildir.” Demeye başlamışlardır.
Bu sözleri söylemiş olmaları esasen onların görüşlerini tamamen değiştirdikleri anlamına gelmemektedir.
Ehli Sünnet inancında olan Müslümanları klasik din anlayışına sahip olanlar olarak tanımlayanlar yukarıdaki sözlerine rağmen hala Kur’an-ı Kur’an ilimleri konusunda eğitim gören kişilerin anlayabileceğini kabul edemiyorlar.
Çünkü ilim tahsili ortaya geldiğinde kendilerinin tahsillerinin olmadığı veya yetersiz olduğu ortaya çıkacak diye korkmaktadırlar.
Son 10 yıllık sürede Müslümanların özellikle de gençlerin İslam dünyasındaki yaşanan gelişmeler sonrasında Kur’an-ı Kerim’e daha fazla ilgi duyarak ayetlerin anlaşılması konusunda daha yoğun okumalara girişmiş olması her ne kadar bu Kur’an-ı Kerim ilimleri konusunda tahsil yapmamış olanların rağbet görmesi gibi bir durumu ortaya çıkarmış olsa da bu rağbetin uzun sürmeyeceğini anladıklarından eğitimsizliklerini yeni dalaverelerle kapatmak yolunu tutmaktadırlar.
Kur’an-ı Kerim’in kendisini “Apaçık bir kitap” olarak tanımlamasından yola çıkarak her Kur’an-ı okuyan kişi Kur’an-ı anlayabileceğini öne sürenler gelinen noktada Kur’an’da geçen bir ayetin ne demek istediği konusunda kendilerinin bile aynı sonuca varamamış olmalarını gizlemek için selefimiz olan müfessirlerin(ra) bile bir ayet hakkında aynı sonuca varamadığını öne sürmektedirler.
Kur’an-ı anlamak için âlim veya uzman olmaya gerek yok, her okuyan Kur’an-ı anlar deyip geçenlerin son yıllarda kendilerini takip eden kişilerin ısrarlı soruları karşısında bocaladıkları ve Kur’an-ı doğru anlamak söylenildiği gibi kolay değil, uzmanlaşmak ve ayetlerde geçen konularda derin tefekkür ve bilgi sahibi olmayı gerektirmektedir gibi bir mazerete sığınmak suretiyle kendilerine yeni bir statü elde etmeye çalışmaları boşuna değildir.
Kur’an’da geçen ayetleri en genel ifadeyle Muhkem ve müteşabih olarak iki kısma ayırdıktan sonra Kur’an’da geçen müteşabih ayetlerin doğru anlaşılıp anlaşılmadığının belirlenmesi konusunda zikir ehli olanların testten geçirilmesi gerektiğini ileri sürerek bir anlamda kendilerini imtihan heyeti olarak görmektedirler.
Kur’an-ı Kerim ayette açıklıkla ifade edildiği gibi Muttaki olanların yol göstericisi olan ilahi bir kitaptır.
Ama aynı zamanda Kur’an-ı Kerim yine aynı ayette ifade edildiği üzere zalimlerin hüsranını artıran kitaptır.
Yine aynı zamanda Kur’an-ı Kerim Hz. Peygamberinizden (sav) bağımsız olarak gönderilmiş bir kitap değildir ve bu özelliği nedeniyle anlaşılması da Hz. Rasulullah’tan (sav) bağımsız olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi