Koz, Kaz ve Kaybolmak
Güncel olaylar yazı serisi
Yazılarımı takip eden okuyucularım bilirler ki ben bazen bir başka yazarların yazısını kendi köşeme koyarak sizlerin istifadesine sunarım. Zira her konuyu benim bilmem ve her konuyu yakından takip etmem imkânsızdır. Mademki bir önemli konu var ve bu konuyu yakından bilen bir yazar yazmış mesele yok diyorum ve yazısını köşeme alıyorum.
Bu yazıda öyle oldu. 28.Şubat. Post modern darbeyi hazırlayanlar bu darbenin gerekçelerini de hazırlamışlar Fadime Şahin adında bir kızı 54. Erbakan hükümetini yıkmak için “koz” olarak kullanmışlardı. Zira kamuoyunu yalan, yanlış bilgilerle de olsa arkalarına almak istiyorlardı. Günlerce, haftalarca Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı hakkında yayınlar yaptırdılar. Gazeteler ve televizyonlar onlarla oturup onlarla kalktılar.
Bu haberlerle 70 milyon insanı yani bizleri “aldatılacak kaz” olarak kabul etmişlerdi.
Peki, şimdi bu kozu kullananlar, bunlara koz olanlar ve bu kozu milleti kaz zannederek her gün gazete ve televizyonlarında neşredenler… Nerdeler?
Milletimizin huzur ve saadetini, şahsiyetli bir dış politikayı, refahın tabana yayılmasını, artan nüfusumuza yeni istihdam sahalarının açılmasını, kazancın helal kazanç temellerine oturtulmasını, çocuklarımızın ahlak, edep ve terbiye sınırları içerisinde yetişmelerini, insan hak ve hürriyetlerinin en üst seviyede uygulanmasını hedeflemiş bir hükümet treninin rayında, makas değiştirtiniz de elinize bir büyük vebalden başka ne geçti?
FADİME ŞAHİN’İ HATIRLIYOR MUSUNUZ?
“Ne garip bir olaydı ki bu bir dönem günlük hayatımızın tam ortasına bomba gibi düşmüştü. Fadime Şahin ve onu seks tuzağına düşüren Aczimendi tarikatı şeyhi Müslüm Gündüz. Upuzun saçları, sakallı ve elinde asasıyla dolaşan bu tarikat şeyhi ve renkli gözleri ağlamaktan şişmiş güzel yüzlü tesettürlü kızın dramı, her gece televizyonlar aracılığıyla evimizdeydi. “Pes artık!” demiştik.
Din uğruna meğer neler yapılıyor, şu ülkede dedirtmişti bizlere (!)
Sonra malum 28 Şubat gelivermiş, milletimiz Sincan’da tankların yürüyüşünü seyretmiş ve bu olay için yapılan yorumda “Demokrasinin balans ayarı” ifadesi kullanılmıştı.
Fadime Şahin-Müslüm Gündüz basılması, 28 Şubat sürecinin tek sebebi değil ama gidişatı hızlandıran etkilerinden biri olmuş ve kamu vicdanı da hayli yaralanmıştı.
Geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan bir gizli tanığın söylediklerini okuyucularına şöyle aktardı.
“Fadime Şahin, aslında pavyonda çalışan bir telekızdı. Oradan alınıp, özel bir görevle Aczmendi Lideri Müslüm Gündüz’ün metresi haline getirildi. O dönemde yine gündemde olan cinci hoca Ali Kalkancı da aslında bir alkolikti. Bütün bu isimler Refahyol’u düşürmek için organize edildi”
Ergenekon savcıları Fadime Şahin’i tanık sıfatıyla aradılar ama bir türlü kendisine ulaşamadılar. Fadime Şahin, sanki buhar olup uçmuştu.
Fadime Şahin’in bu ülkede, hatta bu dünyada yaşadığına dair ortada ne bir belge, ne resmi, ne de kişisel bir evrak var. Şahin’in nüfus kayıtları, SSK kayıtları yok. Hepimizin günlerce izlediği Müslüm Gündüz basılmasının ardından gelen mahkeme kayıtlarında ise kendisinden bir iki cümleyle üstünkörü bahsediliyor.
İnanabiliyor musunuz? Bir devrin değiştirilmesine alet olan kızdan yani Fadime Şahin’den hiçbir iz yok. Ortada Fadime Şahin diye birisi yok artık.”
OYUN NASIL OYNANMIŞ
Gazete Habertürk de yazan Balçiçek Pamir bu konuda yaptığı araştırmayı çok enteresan buldum. Haberi onun yazısından özet olarak takip edelim.
“Fadime Şahin, muhafazakâr bir aileden geliyor. 1972 Malatya Arguvan doğumlu. 1995 yılına kadar Aksaray’da şu anda restoran olan bir yerde konsomatris olarak çalışıyor.
Bir gün kapısı iki kişi tarafından çalınıyor. Biri, kamuoyunun yakından bildiği, hatta geçtiğimiz günlerde Ergenekon kapsamında ifadesi alınan bir isim S.S. Bu ismin önderliğinde Fadime Şahin, bir süre Fatih’te dini bir eğitimden geçiriliyor, görüntüsü değiştiriliyor. Ardından da Müslüm Gündüz ile tanıştırılıyor.
Fadime Şahin-Müslüm Gündüz ilişkisi planlanırken Şahin, bir işadamının yanında sekreter olarak işe başlıyor. O bu işyerinde iki isim birden kullanıyor. Bazıları kendisine “Kevser” diyor, bazıları “Fadime” diye sesleniyor.
Çalıştığı şirketin ismi Avitaş. Avitaş 1969 yılında Mak. Yük. Müh. Eşref Avdagiç tarafından kurulmuş, kompozit plastikten komponentler imal eden ve otomotiv sanayiine yönelik çözümler üreten bir şirket. O dönem Pendik SSK’da kayıtlı olarak gözüken Fadime Şahin’in patronu ise Eşref Avdagiç’in oğlu Şekip Avdagiç. Fadime Şahin’i bizzat işe alan da o. İyi de biz bu ismi nereden biliyoruz?
Şekip Avdagiç, Nuri Çolakoğlu’ndan boşalan 2010 İstanbul Kültür Başkenti Yürütme Kurulu Başkanlığı’na gelen isim. Avitaş, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde kamuoyuna İGDAŞ yolsuzluğu olarak geçen tablonun da baş aktörü.
Açılan davalar zaman aşımından düşmüş ama Avitaş’ın ve Avitaş’ın eski ortağının kurduğu Kimelsan Kimya’nın başı, bir dönem naylon faturalar konusunda epey ağrımış. Aslında olup biteni anlamak zor olmasa gerek. O dönemdeki vergi beyannameleri ortada.
Dönelim Fadime Şahin’e… Buhar oldu uçtu. Kanıt mı istiyorsunuz? Buyurun TC kimlik numarasını: TC 37570863278. Araştırın bakalım ortada böyle biri var mı?
Hani tıpkı şu ünlü Bourne Identity filmi gibi. Kadına ait bütün bilgiler yok edilmiş. Ben en iyisi mi size neler olduğunu anlatayım.
Fadime Şahin, o günlerde o kanal bu kanal dolaşıp ağladıktan sonra birilerinin emriyle önce Hollanda’ya gönderilmiş. Bir süre bu ülkede yaşayan Şahin, oradan Almanya’ya geçmiş. Şimdi ise Türkiye’deymiş ama Fadime Şahin olarak değil…
Milletimizin sevgi ve teveccühünü kazanmış bir devir, kimlerle ve nasıl değiştirilmiş görüyor musunuz?
Yazılarımı takip eden okuyucularım bilirler ki ben bazen bir başka yazarların yazısını kendi köşeme koyarak sizlerin istifadesine sunarım. Zira her konuyu benim bilmem ve her konuyu yakından takip etmem imkânsızdır. Mademki bir önemli konu var ve bu konuyu yakından bilen bir yazar yazmış mesele yok diyorum ve yazısını köşeme alıyorum.
Bu yazıda öyle oldu. 28.Şubat. Post modern darbeyi hazırlayanlar bu darbenin gerekçelerini de hazırlamışlar Fadime Şahin adında bir kızı 54. Erbakan hükümetini yıkmak için “koz” olarak kullanmışlardı. Zira kamuoyunu yalan, yanlış bilgilerle de olsa arkalarına almak istiyorlardı. Günlerce, haftalarca Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı hakkında yayınlar yaptırdılar. Gazeteler ve televizyonlar onlarla oturup onlarla kalktılar.
Bu haberlerle 70 milyon insanı yani bizleri “aldatılacak kaz” olarak kabul etmişlerdi.
Peki, şimdi bu kozu kullananlar, bunlara koz olanlar ve bu kozu milleti kaz zannederek her gün gazete ve televizyonlarında neşredenler… Nerdeler?
Milletimizin huzur ve saadetini, şahsiyetli bir dış politikayı, refahın tabana yayılmasını, artan nüfusumuza yeni istihdam sahalarının açılmasını, kazancın helal kazanç temellerine oturtulmasını, çocuklarımızın ahlak, edep ve terbiye sınırları içerisinde yetişmelerini, insan hak ve hürriyetlerinin en üst seviyede uygulanmasını hedeflemiş bir hükümet treninin rayında, makas değiştirtiniz de elinize bir büyük vebalden başka ne geçti?
FADİME ŞAHİN’İ HATIRLIYOR MUSUNUZ?
“Ne garip bir olaydı ki bu bir dönem günlük hayatımızın tam ortasına bomba gibi düşmüştü. Fadime Şahin ve onu seks tuzağına düşüren Aczimendi tarikatı şeyhi Müslüm Gündüz. Upuzun saçları, sakallı ve elinde asasıyla dolaşan bu tarikat şeyhi ve renkli gözleri ağlamaktan şişmiş güzel yüzlü tesettürlü kızın dramı, her gece televizyonlar aracılığıyla evimizdeydi. “Pes artık!” demiştik.
Din uğruna meğer neler yapılıyor, şu ülkede dedirtmişti bizlere (!)
Sonra malum 28 Şubat gelivermiş, milletimiz Sincan’da tankların yürüyüşünü seyretmiş ve bu olay için yapılan yorumda “Demokrasinin balans ayarı” ifadesi kullanılmıştı.
Fadime Şahin-Müslüm Gündüz basılması, 28 Şubat sürecinin tek sebebi değil ama gidişatı hızlandıran etkilerinden biri olmuş ve kamu vicdanı da hayli yaralanmıştı.
Geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan bir gizli tanığın söylediklerini okuyucularına şöyle aktardı.
“Fadime Şahin, aslında pavyonda çalışan bir telekızdı. Oradan alınıp, özel bir görevle Aczmendi Lideri Müslüm Gündüz’ün metresi haline getirildi. O dönemde yine gündemde olan cinci hoca Ali Kalkancı da aslında bir alkolikti. Bütün bu isimler Refahyol’u düşürmek için organize edildi”
Ergenekon savcıları Fadime Şahin’i tanık sıfatıyla aradılar ama bir türlü kendisine ulaşamadılar. Fadime Şahin, sanki buhar olup uçmuştu.
Fadime Şahin’in bu ülkede, hatta bu dünyada yaşadığına dair ortada ne bir belge, ne resmi, ne de kişisel bir evrak var. Şahin’in nüfus kayıtları, SSK kayıtları yok. Hepimizin günlerce izlediği Müslüm Gündüz basılmasının ardından gelen mahkeme kayıtlarında ise kendisinden bir iki cümleyle üstünkörü bahsediliyor.
İnanabiliyor musunuz? Bir devrin değiştirilmesine alet olan kızdan yani Fadime Şahin’den hiçbir iz yok. Ortada Fadime Şahin diye birisi yok artık.”
OYUN NASIL OYNANMIŞ
Gazete Habertürk de yazan Balçiçek Pamir bu konuda yaptığı araştırmayı çok enteresan buldum. Haberi onun yazısından özet olarak takip edelim.
“Fadime Şahin, muhafazakâr bir aileden geliyor. 1972 Malatya Arguvan doğumlu. 1995 yılına kadar Aksaray’da şu anda restoran olan bir yerde konsomatris olarak çalışıyor.
Bir gün kapısı iki kişi tarafından çalınıyor. Biri, kamuoyunun yakından bildiği, hatta geçtiğimiz günlerde Ergenekon kapsamında ifadesi alınan bir isim S.S. Bu ismin önderliğinde Fadime Şahin, bir süre Fatih’te dini bir eğitimden geçiriliyor, görüntüsü değiştiriliyor. Ardından da Müslüm Gündüz ile tanıştırılıyor.
Fadime Şahin-Müslüm Gündüz ilişkisi planlanırken Şahin, bir işadamının yanında sekreter olarak işe başlıyor. O bu işyerinde iki isim birden kullanıyor. Bazıları kendisine “Kevser” diyor, bazıları “Fadime” diye sesleniyor.
Çalıştığı şirketin ismi Avitaş. Avitaş 1969 yılında Mak. Yük. Müh. Eşref Avdagiç tarafından kurulmuş, kompozit plastikten komponentler imal eden ve otomotiv sanayiine yönelik çözümler üreten bir şirket. O dönem Pendik SSK’da kayıtlı olarak gözüken Fadime Şahin’in patronu ise Eşref Avdagiç’in oğlu Şekip Avdagiç. Fadime Şahin’i bizzat işe alan da o. İyi de biz bu ismi nereden biliyoruz?
Şekip Avdagiç, Nuri Çolakoğlu’ndan boşalan 2010 İstanbul Kültür Başkenti Yürütme Kurulu Başkanlığı’na gelen isim. Avitaş, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde kamuoyuna İGDAŞ yolsuzluğu olarak geçen tablonun da baş aktörü.
Açılan davalar zaman aşımından düşmüş ama Avitaş’ın ve Avitaş’ın eski ortağının kurduğu Kimelsan Kimya’nın başı, bir dönem naylon faturalar konusunda epey ağrımış. Aslında olup biteni anlamak zor olmasa gerek. O dönemdeki vergi beyannameleri ortada.
Dönelim Fadime Şahin’e… Buhar oldu uçtu. Kanıt mı istiyorsunuz? Buyurun TC kimlik numarasını: TC 37570863278. Araştırın bakalım ortada böyle biri var mı?
Hani tıpkı şu ünlü Bourne Identity filmi gibi. Kadına ait bütün bilgiler yok edilmiş. Ben en iyisi mi size neler olduğunu anlatayım.
Fadime Şahin, o günlerde o kanal bu kanal dolaşıp ağladıktan sonra birilerinin emriyle önce Hollanda’ya gönderilmiş. Bir süre bu ülkede yaşayan Şahin, oradan Almanya’ya geçmiş. Şimdi ise Türkiye’deymiş ama Fadime Şahin olarak değil…
Milletimizin sevgi ve teveccühünü kazanmış bir devir, kimlerle ve nasıl değiştirilmiş görüyor musunuz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.