Koronavirüse bakış
Ben bu satırları yazarken koronavirüs hızla yayılmaya devam ediyor. Dünyanın gündemi, milyarlarca insanın ortak sorunu, kaygısı, korkusu, koranavirüs - covid 19 adı artık her ne ise. Virüs… Duyduklarımı, şahit olduklarımı, hissettiklerimi paylaşmadan edemeyeceğim. Tüm dünyayı saran ve hızla yayılan koranavirüs şu an her yaştan insanın en çok konuştuğu, en çok mizahını yaptığı, en çok korktuğu, en çok bilgi sahibi olduğu (enformasyon kirliliği dâhil) konu… Pek çok açıdan değerlendirilen bu konuyu o açılardan yazıyorum şimdi…
**
İki çocuklu bir hanımı anlatıyor: ”Dışarı çıkmaktan korkuyoruz. Çocuklar okulu gitmiyor. Eve kapandık. Meğerse evden çıkmamaya ihtiyacımız varmış. Önceden hiçbir iş yapmadığım halde hemen hemen her gün dışarı çıkıyordum. İlla ki para harcıyordum gerekli gereksiz bir sürü alışveriş yapıyordum. Çocukları okulu götürmek için saatlere göre hareket ediyordum. Ev hanımı olmama rağmen pek çok şeyi yapmaya vakit bulamıyordum. Şimdi evdeyiz. Dışardaki hiçbir şeye ihtiyaç duymuyoruz. Namaz kılıyorum, Kuranı Kerim okuyorum. Çocuklarla vakit geçiriyorum. Uzun zamandır aramaya fırsat bulamadığım eşi dostu arıyorum.
**
Zorunlu inziva o kadar iyi geldi ki. Bazen böyle kendimizle baş başa kalamaya gerçekten ihtiyaç varmış. Dışarı ili temasımız olmadığı için virüs korkumuz da yok. En kısa sürede dünyanın bu salgından kurtulması için dualar ediyoruz. Allah hepimizin yardımcısı olsun.” Buradan anladığım şu ki; yaşanan felaket ne olursa olsun kendimizi korku ve paniğin içene düşmekten alıkoyup sağduyulu bir şekilde krizi fırsata çevirmektir. Günlerdir ülkemizin sağlığı için çalışan çabalayan herkese en çok da kendimize yardımcı olmak için gerekmedikçe bir süre sokaklarda olmamaktan bir şey kaybetmeyiz. Evde geçen zamanımızı da en iyi şekilde değerlendirebiliriz.
**
Bir diğer bakış açısı ise iç sesimden. Belki de çok nadir anlardan biri tüm dünyanın ortak bir sorun için çabalıyor olması. Kimse koronaya sırtını dönemiyor, kulağını kapatamıyor çünkü mevzu bahis olan bireysel sağlık. Şu an tüm dünyada makam sahibi olan da olmayanda, her yaştan insan, her ülke, yedi milyar insan aynı derdi ve korkuyu yaşıyor. İspatı değil mi bu durum ecel korkusunun makam mevkie ülke üstünlüğüne bakmadığının? İspatı değil midir kimseden kimseye fayda olmadığının? Zaman zaman dünyanın farklı yerlerinde bölgesel felaketler yaşandı. Mazlumlar katledildi, insanlar ülkelerinden edildi. Savaşlar oldu ama kimse bu denli umursamadı.
**
Kimse kendi ülkesi dışında başka bir mevzu ile ilgilenmedi. Çocuklar kıyıya vururken kimse zalimliğe tedavi aramadı. Neden? Çünkü kendisi dışında kimse önemli değildi. Ülkemize bakalım. Kadınlarımıza sokaklarda, parklarda şiddet uygulanırken kimse vahşeti dezenfekte etmedi. İşsizlikten canına kıyan vatandaşlarımıza kimse sahip çıkmadı. Şimdi bir virüsün yayılmasından korkarak her türlü önlemi alıyoruz. Elbette alalım. Sağlık önemli. Yaşamak nefes almak önemli... Ama farkında olmadığımız bir şey var. Çok daha önceden yayılın bir virüs vicdanlarımızı, insanlığımızı çoktan ele geçirmişti bile. Bedenlerimiz sağdı ama ruhlarımız çoktan virüslüydü. Bedenlerimizin derdine düştüğümüz kadar insanlığımızı saran virüslere de çare arsaydık. Kinden, öfkeden, zalimlikten kendimizi izole etseydik. Takdir sizin. Dilerim dünyamız bir an önce atlatır bu durumu. Sağlık personellerimize özverili çalışmalarından dolayı minnettarız. Bir süre daha sabırlı olalım. Koranavirüs tanısı koyulan vatandaşlarımıza acil şifalar… Monaroza