‘Konya’yı dünyaya açıyoruz’

‘Konya’yı dünyaya açıyoruz’
Konya sanayisini Ar-Ge çalışmaları kapsamında uluslararası firmalarla işbirliğine yönelttiklerini belirten Konya Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fatih M. Botsalı, Konyanın dışa açılan penc
Prof. Dr. Fatih Mehmet Botsalı kimdir?
1955 Konya doğumlu. Konya Maarif Kolejini bitirdi. Liseden sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde üniversite eğitimine başladı. Aynı üniversite de yüksek lisansını tamamladı. ODTÜ’de başladığı doktora eğitimini Selçuk Üniversitesi’nde tamamladı. 1978 yılında Konya Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinde asistan olarak göreve başladı. 1985–1997 yılları arasında Türk Standartları Endüstrisi Konya Bölge Müdürlüğü görevinde bulundu. 2005 yılında profesör oldu. Botsalı, halen SÜ Mimarlık Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Makina Teorisi ve Dinamiği Ana Bilim dalı Başkanlığını, Konya Teknokent Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğü görevlerini sürdürmektedir.
SUNUŞ:
Gelişen teknoloji dünyasında artık firmalar farklı ürünler ortaya koymak durumunda. Her gün yeni bir teknolojilerin çıktığı dünyada firmalar kopya ürünlerle değil özgün teknolojiler üretme yoluna gidiyor. Bu durum ise işbirliğini önemli kılıyor. Bu nedenle firmalar 1952 yılından itibaren dünyada hızla yayılan teknokentlerde ortak projeler etrafında birleşmeye başladı. 2004 yılında kurulan Konya Teknokent de gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmaları ile firmaların uluslar arası pazarda yer alması noktasında önemli projelere imza attı. Konya Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fatih Mehmet Botsalı, üniversitedeki bilimsel bilgiyi firmalara aktardıklarını ve inovasyon önceliğiyle birlikte firmaların ellerindeki bilgiyi paraya çevirmeye başladığını söyledi. Konya Teknokent’in öncelikli amacının Konya firmaların uluslararası ilişkilerini geliştirmek ve güçlendirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Fatih Mehmet Botsalı, “Konya Teknokent’e daha çok yabancı girişimciler ve daha çok yabancı araştırmacı çekmektir. Çünkü global teknoloji içinde yer almak istiyorsak yabancı firmalarla daha çok iş yapmalıyız. Onun için hedeflerimiz arasında Ar-Ge çalışmalarımızda firmaların yüzde 15’nin yabancı olmasını istiyoruz. Konya’yı dünyaya açmak için bu gereklidir” dedi. Teknokentte firmalara birçok avantajlar sunduklarını da aktaran Botsalı, üniversitenin laboratuarlarını, kütüphanesini onarlın kullanımına açtıklarını ve öğretim üyesi desteği sağladıklarını da dile getirdi. Konya’nın artık özgün ürünler ortaya koymasını vakti geldiğini de dile getiren Botsalı, “Başbakan’ın açıklamasının ardından Konya’daki bazı firmalar yerli araba üretimi için fizibilite çalışmalarına başladı. Bunlar güzel gelişmelerdir. Teknokent ve sanayi işbirliği içinde Konya’da önemli projeler imza atacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
ARASÖZ:
“Kopya dönemi bitti. Konya artık kopya ürünlerle değil özgün ürünlerle rekabet edebilmeli. O nedenle sanayicileri artık inovatör olmaya, bilgiyi paraya çeviren kişiler olmaya yönlendiriyoruz”
* Sayın Hocam, teknokentlerin dünyada kuruluşu nasıl olmuştur? Teknokentlerin ilham kaynağı nedir?
      – Teknokentlerin ilham kaynağı Amerika’daki silikon vadisidir. Silikon vadisi tabii çok farklı bir örnek. Bu silikon vadisi Amerika’da entegre devre üretiminin merkezi. Bilgisayar yan ürünleri, yazılımlar gibi genelde bilişim teknolojisi üzerine çok ciddi bir endüstri oluşmuş. Bu vadi Kaliforniya eyaletinde San Francisco şehrinin güneyinde yer alan 70 kilometre uzunluğunda bir bölge. Bölgede 1 milyon civarında çalışan var. Dünyanın birçok bilişim teknolojisi üzerine çalışan firması bu vadide yer alıyor. Stanford Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde çalışan Profesör Terman, mezun olan öğrencilerinin elektronik veya yazılım alanında kendi ürünlerini geliştirebilmeleri için üniversitenin yanına bir arazi ayırmış ve bu araziden onlara yer kiralayıp, parasal destek sağlamış. 1952’de başlayan bu hareket çok hızlı bir büyüme içerisinde bugüne kadar devam etmiş. Japonya, Kore, Çin Avrupa gibi birçok ülke bu silikon vadisi modelini kendi ülkelerinde uygulamaya başlamışlar. Bunu da teknopark çatısı altında yapmaya başladılar.
* Teknokentlerin kuruluş amacı nedir, hedefleri nelerdir?
      – Teknoparkların asıl amacı, sanayi ve üniversiteyi bir araya getirmektir. Sanayi ve üniversite arasında bir ara yüz görevi yapıyor. Üniversitede üretilen bir bilginin hemen sanayiye aktarılıp katma değere dönüştürülmesini sağlıyor. Bilginin ticaretlileşmesini sağlayan bilimsel bir kurumsallaşma. Farklı konularda çalışan birçok firma var. Bu firmalar kendi aralarından kümelenmeler oluşturuyorlar. Bir firma kendi başına bir şey yapamıyor ama bir araya gelmiş 10, 20, 50 firma dünya çapında ciddi başarılar ortaya çıkarıyor. İleri ve yeni teknoloji alanında girişimciliği teşvik ediyor. Özellikle üniversite öğretim üyelerinin kendi girişimlerini kurmalarını sağlıyor. Bu özelliklerinden dolayı teknoparklar artık bütün ülkelerde çok önemli bir mekanizma olarak yerini alıyor.
* Teknokentler belli bir alanda mı uzmanlaşıyor? Yoksa tüm sektörlerle ilgili faaliyetlerde yer alıyor mu?
      – Dünyada agroparklar, biyoparklar kuruluyor. Yani teknoparklar bir kısmı tarım, bir kısmı bilişim teknolojisi, bir kısmı biyoteknoloji alanında uzmanlaşmış. Genelde dünyada şöyle bir görüş var. Teknoparkların uzmanlaşması genelde tasvip görmüyor. Bir teknopark ne kadar çok farklı alanlarla uğraşırsa o kadar zengin oluyor. Teknoparkta yer alan bir elektronik cihaz imalatçısıyla tıp alanında çalışan bir firma önemli projeler ortaya çıkarıyor. Buna bir makine firması, nanoteknoloji firması ekliyorsunuz. Bunların oluşturduğu buluşlar, Ar-Ge içeriği yönünden daha zengin oluyor. O yüzden teknoparklarda her türlü sektörün bulunması isteniyor. Konya Teknokent olarak biz de bilişim noktasında yeni yazılımları desteklemek durumundayız. Kurulduğumuz sıralarda Konya’da yazılım firma sayısı 5-6’yı geçmiyordu. Şuanda teknokentte 50 tane yazılım firması var.  Selçuk Üniversitesi öğrencilerin kurmuş olduğu firmalar var ki şuanda Hollanda’ya yazılım ihraç ediyorlar. Konya bölgesi Türkiye’nin tarımsal üretiminde en yüksek paya sahiptir. Tarım, hayvancılık ve bitkisel üretim anlamında en büyük il. Sanayide büyük çoğunlukla tarıma bağlı üretim oluşturuyor. Konya sanayisinin yüzde 50’sini, gıda, tarım makineleri imalatı ve tarıma bağlı üretim sanayi sektörü oluşturuyor. O yüzden tarım, biyoteknoloji ve bilişim sektörünü öncelikli araştırma konularından biri olarak gördük. Makine imalat sektörü, otomobil yedek parça ve treyler üretimi var. Onun için üçüncü önceliğimiz tasarım ve mekatronik oluşturuyor. Makine sanayi stratejik bir sektör olarak nitelendiriliyor. Hangi bilime bakarsanız bakın her birimin makine sektörüne ihtiyacı var. Ülkemizde bu sektöre ağırlık verilmesi ve stratejik bir sektör olarak ilan edilmesi gerekiyor.
“FİRMALARA ÜNİVERSİTENİN TÜM İMKANLARINI SUNUYORUZ”
* Sanayiciler teknokentten nasıl yararlanabilir? Ar-Ge projelerinin geliştirmek için sizinle nasıl işbirliği içine girebilirler?
      – TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Devlet Planlama Teşkilatı gibi programlar var. Bu programlara Ar-Ge projesi sunmak isteyen sanayi ve hizmet sektörü kuruluşları üniversite öğretim üyeleriyle bir araya getiriyoruz. Ar-Ge hizmeti yapmak isteyen kuruluşlara üniversiteden öğretim üyesi desteği sağlayarak proje üretmeleri ve bu projeyi yürütmeleri için destek sağlıyoruz. Teknokentte Ar-Ge faaliyeti yürütmek isteyen kuruluşlara üniversitenin kütüphanesi, laboratuarı gibi tüm imkânlarını açıyoruz. Öğrencileri stajyer ve eleman olarak çalıştırabiliyorlar. KOSGEB’in bir Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) birimi var. Burada yeni girişimcilere veya KOBİ’lere çeşitli destekler sağlıyoruz.  Uluslararası iş geliştirme direktörlüğümüz var. Konya’daki işletmeleri ve özellikle KOBİ’lerimizi uluslar arası piyasalarda iş yapabilmeleri için onlara uluslararası ortaklıklar kurmaları için yardımcı oluyoruz. Ayrıca Konya Teknokent olarak Hollanda’yı hedef ülke seçtik. Çünkü Hollanda dünyanın 16. büyük ekonomisi, Türkiye 17. büyük ekonomi. Nüfusu Türkiye’den küçük, yüzölçümü neredeyse Konya kadar. Ama yıllık ihracatı 300 milyar dolar. Tarım ürünü ihracatı 50 milyar Avro, Türkiye’nin tarım ihracatı ise 11 milyar dolar civarlarında. Hollanda küçük bir ülke ne yaptı da nasıl bu kadar büyük bir güç haline geldi? Onun için Hollanda’yla ciddi işbirliğimiz var. Diğer yandan farlara çeşitli firmaların katılmasını sağlıyoruz. Ankara’daki tarım ataşelerinin, ticaret ataşelerinin, büyükelçilerinin Konya sanayisi ile işbirliği yapmalarını teşvik ediyoruz. Yani biz Konya’yı dünyaya açmak zorundayız. Global aktör olan KOBİ’ler firmalar yetiştireceksek mutlaka uluslararası ilişkiler çok önemli. Bunu en büyük önceliklerden biri olarak görüyoruz. Firmalara kendi bünyemizden patent desteği sağlıyoruz. Ar-Ge inovasyon teknoloji geliştirme konusunda çok ciddi eğitim çalışmalarımız var. Yerli ve yabancı uzmanlardan sanayinin teknoloji geliştirme konusunda ihtiyaç duyduğu bilgileri veriyoruz. Nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi konusunda ciddi gayretlerimiz var. 
* Ar-Ge projeleri kapsamında önemli hangi çalışmalar yapıldı?
      – Konya vinç sektöründe Türkiye’de lider konumunda. Bünyemizde iki tane vinç firması var. Bu firmalar yeni ürünlerini geliştirme konusunda TÜBİTAK destekli ciddi projeler yürütüyor. Bunlardan bir tanesi alt yapılı vinç. Artık çok büyük vinç yapar duruma geldik. Yapılan bu vinçleri taşıyacak kamyon bulunamadığından şimdi kamyon üretmeye de başladık. Genetik hastalıkların tespitine yönelik PCR kitlerinin üretimiyle ilgili çalışmalar var. Tıp dahil birçok sektör için yazılım projeleri var. Büyükbaş hayvanların tamamının sicilinin tutulması, izlenmesi, verimliliğini sağlanması için sürü sağlığı yönetim sistemi gibi bir yazılım çalışması devam ediyor. Gıda, madencilik sektörüne yönelik projeler de var. Robot üretimine yönelik projeler geliştiriliyor. Bu projeyle felç hastalarının ya da rehabilitasyon tedavisindeki hastaların yürütülmesini ve egzersiz yapmasını sağlayan bir robot geliştiriyoruz.
“KONYA YERLİ OTOMOBİL ÜRETECEK KAPASİTEYE SAHİP”
* Teknokent olarak Konyalı sanayicilerin yerli otomobil üretmesi noktasında çalışmalarınız var mı? Sanayiciler yerli araba üretme noktasında proje geliştiriyorlar mı?
      – Konya’da yerli arabayı yapmayı düşünün firmalar var. Zaten Konya’nın ve Konya sanayisinin bu gücü var. Dışarıdan bir yabancının gelip fabrika kurmasına gerek yok. Konya kendi otomobil firmasını kursun. Kayseri ve Konya’da bazı firmalar kendi imkanlarıyla kamyon gibi araçlar üretebiliyorlar. Burada iş adamı derneklerine ciddi görev düşüyor. Bu konuda birileri başı çekmelidir. Bizim de görüşmelerimiz var. Şuanda özelilikle elektrikli otomobil üretmeyi düşünen bazı sanayicilerimiz var. Fizibilite çalışmalarımız devam ediyor. Selçuk Üniversitesi’nin kurulacak olan bir otomobil tesisine teknik destek ve bilgi desteği sağlayacak ciddi bir potansiyeli mevcut. Otomobil fabrikası kurulacaksa o alanda destek verecek üniversitelere ihtiyaç var. Konya’da bu potansiyel var. Artık Konya limanlara çok uzak değil, Ankara arası uzaklık 1 saat 15 dakikaya indi. Nitelikli insanların Konya’ya gelmesinde zorluk hemen hemen ortadan kalktı. O yüzde Konya bir otomobil fabrikasının rahatlıkla gelişebilmesi için tüm imkânlara sahip bir şehrimiz. Başbakan’ın açıklamasından sonra birçok şirket bu otomobil konusunda fizibilite çalışmalarına başladı. Bu çalışmalarla birlikte Türkiye’de yerli araba üretimi kısa zamanda faaliyete geçecektir.
* İlgilendiğiniz sektörler arasında savunma sanayisi de var. Savunma sanayi noktasında çalışmalarınız neler?
      – Savunma sanayiyi öncelikli alanlardan biri olarak değerlendiriyoruz. Desteklenmesi gereken alanlardan biri. Teknokent arazisinin bir bölümü savunma sanayinin gizlilik koşullarını sağlayabilecek şekilde ayırdık. Savunma sanayide çalışacak şirketlere o alandan yer vermek üzere planlamamızı yaptık. Fakat henüz o konuda çalışmak isteyen firma yok. Çünkü savunma sanayi biraz farklı bir konumda. Bunun nedeni ise seri üretimin biraz zor olması. Bir parça 150 tane üretiliyor bitiyor. Onun için savunma sanayide mutlaka ikinci bir işiniz olması önemli. Ara sırada savunma sanayiden gelen teklifleri değerlendirmek gerekiyor. Onun için Konya’da makine, metalurji veya elektronik alanında yazılım alanında gelişen firmaların yavaş yavaş savunma sanayi sektörüne yönlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda çeşitli görüşmelerimiz var. Örneğin silahlı kuvvetlerin malzeme sergileri oluyor. Bu sergilere firmaların katılmasını sağlanması konusunda desteklerimiz oldu ama bu sektörün kendine has özellikleri var. Mekanik parça imalat eden firmalardan üç boyutlu koordinat ölçüm cihazı istiyorlar. İSO 9001 kalite yönetim sistemi istiyorlar. Dolayısıyla belli bir alt yapının oluşturulması gerekiyor. Alt yapının oluşturulması konusunda savunma sanayisi işiyle uğraşan firmalarla Konyalı firmalı bir araya getirmeye çalışıyoruz.
“KONYA’YI ULUSLARARASI FİRMALARLA BULUŞTURUYORUZ”
* Genellikle Türkiye’de teknokentler üniversite bünyesinde kuruluyor. Üniversite harici teknokent kurulabilir mi?
      – Teknokentler üniversiteler tarafından kurulacağı gibi, kamu araştırma merkezleri tarafından da kurulabilir. TÜBİTAK’ın araştırma merkezi var ve Gebze’de kendi girişimleriyle bir teknopark kurdular. Ama Türkiye’deki teknoparkların büyük çoğunluğu üniversite bünyelerinde kurulmuş durumda. Selçuk Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Konya Teknokent), bünyesindeki firma sayısı açısından ülkemizdeki 26’sı faal olan 38 Teknoloji Geliştirme Bölgesi arasında en büyük ilk 5 içindedir. Kanun 2001 yılında çıktı, fakat 2003 yılından itibaren teknokentler ivme kazanmaya başladı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, İstanbul  Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi’ndeki teknokentler önemli oranda faaliyet yürütmektedir. 
* Önümüzdeki yıllarda hedefleriniz neler? 2023 noktasında hangi projeleriniz var?
      – Kısa vadeli değil de uzun vadeli hedeflerimiz var. Türkiye artık 2023’ü bir milat olarak görüyor. Dünya’nın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde üç tane inovasyon kümelenmesi oluşturmak. Bunlardan bir tanesi savunma sanayi alanında, bir tanesi enerji ve çevre teknolojileri alanında, bir tanesi de biyoteknoloji alanında. Firmaların birbirleriyle etkileşim ve işbirliğine girip dünya çapında teknolojiler ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bu kümelenmeyi oluşturmak içinde Konya Teknokent içinde yabancı firmaların yer almasını çok istiyoruz. Şuanda Amerika Birleşik Devletleri kökenli bir firmamız var. Ama yabancı firmaların artmasını istiyoruz. Türkiye global pazara hitap edecek teknoloji ürünler üretecekse burada global ortaklıkların çok büyük bir önemi var. En önemli hedeflerimiz içinde Konya Teknokentte firmalarımızın yüzde 15’nin yabancı olmasıdır. Biz bunları hedefliyoruz. Bu tür etkileşimleri kurabilirsek, dünyanın her tarafına yeni teknoloji ürünleri yapabiliriz. Bunun dışında Konya sanayisinde teknolojik ürünlerin üretimini arttırmak. Konya’dan ihraç edilen ürünler içerisinde teknokentte Ar-Ge projeleri kapsamında üretilen ürünlerin kapasitesini arttırmayı hedefliyoruz. Ayrıca Selçuk Üniversitesi’nden kaç tane mezun ileri ve yeni teknoloji alanında girişimci yapabilmişiz? Bunlar ne kadar ihracat yapabilmiş? Ne kadar üretim yapabilmiş, bunlar neleri başarmış? Konusu da 2023 performans kriterlerimiz içinde yer almaktadır. 
“GİRİŞİMCİ DEĞİL, İNOVATÖR OLUN”
* Konya sanayisini nasıl görüyorsunuz? Sanayide yeni projeler üretme noktasında istek var mı?
      – Girişimcilik artık önemli değil. Biz girişimci değil inovatör olun? Diyoruz. İnovasyonluk dünyada ön plana çıktı. İnavasyon firmanın elindeki güçlü bir iş yükünün faaliyete geçirip para kazanmak istenmesidir. Bunun içinde ciddi projelerin ortaya çıkması gerekiyor. Firmalar eğer dünya pazarında kendilerine yer açmak istiyorlarsa, ellerinde bir fikir olacak. Yani farklılık çok önemli. Kopya dönemi bitti. Konya artık kopya ürünlerle değil özgün ürünlerle rekabet edebilmeli. Bu noktada çok önemli bir rol üsteleniyoruz ve bu rolü yerine getirmek içinde her türlü çalışmanın içine giriyoruz. O nedenle sanayicileri artık inovatör olmaya, bilgiyi paraya çeviren kişiler olmaya yönlendiriyoruz.
* Açıklamalarınız için teşekkür ederim hocam. Son olarak neler söylemek istersiniz?
      – Konya’daki hizmet ve sanayi sektöründeki firmaları Konya Teknokent’i tanımaya davet ediyoruz. Onlar gelmeyip talep ederlerse biz gidip onlara anlatıyoruz. Teknokent içinde Ar-Ge çalışması yürütürlerse hangi imkânlardan yararlanabileceklerini, devletin verdiği vergi muafiyeti veya avantajlardan yararlanabileceklerini anlatıyoruz. Gerekli her türlü bilgiyi veriyoruz. Üniversitenin tüm imkânlarını onların emrine açıyoruz. Artık bilgiyi kullanmada kopyalama ya da kendi kendine teknoloji geliştirme günümüzde imkânsız hale geldi. Bilgiyi yoğun olarak kullanmak gerekiyor. Bunun da yolu teknokentte gelip üniversiteyle işbirliği yapıp o bilgiyi paraya dönüştürebilmektir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.