Recep Çınar

Recep Çınar

Konyaspor ve yeni yönetim

Konyaspor ve yeni yönetim

Çok fazla dillendirmeseler de, yaşadıklarını bir kendileri bir de yüce yaradan biliyordu. “Sahipsiziz” derlerken şikayetçiydiler!  İsyanları kendilerini kaderleri ile baş başa bırakanlaraydı. İşte bu ruh hali ile çıkmışlardı ligin son 3-5 maçına. Hacettepe ve Kocaelispor’un ardından da Bank Asya’nın yolunu tuttular Konyasporlu futbolcular. Hem de o çok konuşulan sahipsizlikleriyle birlikte.

Aynı dertten muzdarip  Mehmet Ali Kuntoğlu’da 2-3 istifa denemesine rağmen, “sabret derviş” olacaksın sözleri ile avutulmuş, ancak imparatorluğun çöküşüne o da engel olamamıştı. Sonuçta şehrin takımı gümbür gümbür Bank Asya’ya giderken, dönüşü olmayacak bir sevgilinin arkasından ağıtlar yakan 18’lik bir delikanlı gibi çaresizliğe isyan etmiştik.
Cümbül cemaat “sahipsiz şehrin sahipsiz takımı” derken, terkedilmişliğeydi bu isyanımız. Üvey evlat muamelesi  görmesini içimize sindirememiştik Konyaspor’un. Dahası, Konya’nın dünya’ya açılan penceresinin kapanmasına sessiz kalış, tam da canevimizden vurmuştu bizleri. Ne acıdır ki, seçim ve geçim telaşı Konyaspor’un Bank Asya’ya gidişini adeta tetikledi. Belki haklılık payları da olabilirdi. Kendilerince makul bir gerekçeleri de. Öyle ya da böyle olan Konyaspor’a oldu.
Gerisi mi?
Sadece teferruat.
***
Ve yeni yönetim.
Bazılarının referansları bu yöndeki “güven duygusu”nun önündeki en ciddi engel olarak görülse de, bu olumsuz intibayı değiştirebilmek yine kendilerinin sergileyecekleri performansa ve en önemlisi de kendilerine değil, kuruma hizmetlerinden anlaşılacaktır. 
Konyaspor sevgisi ile yola çıktıklarını söyleyen insanların Konyaspor’un içerisinde bulunduğu gerçeği görmezden gelmeleri samimiyetlerine şüphe düşme anlamına gelecektir. Bu insanlar kendi egolarını Konyaspor’u kullanarak tatmin etmemeliler.
Bu duygunun “yaşayana” olmadığı gibi “yaşatana”da hiçbir hayrı olmayacaktır. Şu aşamada konuşulması gereken öncelik, Konyaspor’u selamete ulaştıracak borçların küçültülmesi ve kulüp  içinde revizyona gidilmesidir. Bunun yanı sıra gelir getirici kaynaklar için de şehri yönetenlerle istişare yapılmalıdır. Konyaspor’un sportif başarısı ya da hedefi elbette önemlidir. Ancak, sportif başarı ve hedefe gitmenin yolunun da yeniden yapılanmanın içinden geçeceği göz ardı edilmemelidir. “Ağaçlara bakmaktan ormanı görmeyenler”den olmak istemiyorsa bu yönetim, izlemesi gereken yol budur.
Bu yönetimin içinde akil, duyguları ile değil mantıkları ile hareket edenlerin bir adım öne çıkıp, kulübün parasını kendi parası gibi harcayacak, dahası parayı harcarken elleri ve yürekleri titreyecek insanların çoğunlukta olması da önemli. Özellikle, eli ile cebi arasında kilometreler olan ya da kulübün parasını ganimet bulmuş yağmalayacaklara da dikkat edilmeli.
Ve bu kulübü klavuzu karga olanlar veya egolarını tatmin etmek isteyen, ya da intikam duyguları içinde olan kardeşler yönetmemeli. Basın mensuplarına “Bak gördünüz işte linç etmek istediğiniz ağabeyim bu kulübü kayyuma gitmekten kurtarıyor” demek basitlikten başka bir şey değil.
Sormak lazım Bahri efendiye; Bahattin Karapınar mı, Konyaspor’u kurtardı, Konyaspor mu Bahattin Karapınar’ı? Bir ay önce “ailem izin vermiyor” diyerek, yola çıktığı arkadaşlarını son dakikada satan ve spor camiasındaki kredisini sıfırlayan ben değildim!
Ben kimin kimi kurtardığını çok iyi biliyorum.
En iyisi sen sus küçük kardeş.
Açtırma kutuyu.
Billahi zülfiyare dokunur!
***  
Ve esas meseleye gelmek istiyorum.
Konyaspor’da şartlar ne kadar ağır olursa olsun, hedef neyse o hedefe ulaşmalı. Karapınar’ın açıklamalarına göre de hedef süper lig. Ancak, Konyaspor’un hedefi yakalaması için 4-5 oyuncuya ihtiyaç var. Konyaspor’un lige eksiksiz girme gibi bir mecburiyeti var. Dahası, yeşil-beyazlı ekibin ara transferde oyuncu alma gibi bir lüksü olmayacak. Çünkü, ocak ayı döneminde  yönetim ekonomik olarak büyük sıkıntılarla mücadele etmek zorunda kalacak.
Ve bir ayrıntı daha…
Olası bir başarısızlıkta Bahattin Karapınar’ın ve bu yönetimin “Hocayı ya da bu oyuncuları biz getirmedik, vebalini de biz alamayız” gibi bir sorumluluktan kaçma lüksleri yok.  Çünkü, Bahattin Karapınar’ın, son dakikada “ailem izin vermiyor” diyerek fırtması, belki de Konyaspor’a çok pahalıya patlayacaktır.
Benim ne demek istediğimi anlayan anlamıştır.
Bu arada görev bölümü Konyaspor’a hayırlı olsun. Gözlerim ve kulaklarım bazılarının üzerinde olacak.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi