Konya’nın çehresini demiryolu değiştirdi

Konya’nın çehresini demiryolu değiştirdi

HİSDER’de Türk-Alman İlişkilerini ele alan Okutman Fatih Çolak, “Konya’nın her anlamda çehresi, 1896 senesinde demiryolunun gelmesiyle birlikte değişmiştir” dedi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki sohbetlerinde, “Tarih Boyunca Türk-Alman İlişkileri” konuşuldu. Necmettin Erbakan Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Almanca Okutmanı Fatih Çolak, Türklerin Almanlarla ilk defa 1097’deki 1. Haçlı Seferleriyle karşılaştıklarını ve daha sonra III. Haçlı Seferi sırasında 1190 da Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa’nın güçlü bir ordu ile Anadolu’ya yönelip Akşehir üzerinden gelerek Konya’yı yağmaladıklarını dile getirdi. Viyana kuşatması sırasında esir düşen Türklerin, Almanya’da Köln’e kadar götürüldüklerini ve Köln nehrinin yatağının değiştirilmesinde 5 bin Türk’ün çalıştırıldıklarını söyleyen Çolak, “Türkler,  kendilerine az yemek verilmesine rağmen dini inançlarından asla taviz vermemişlerdir. Alman kaynaklarında bu bilgiler de yer alıyor” dedi.

Esas Türk-Alman ilişkilerinin II. Abdülhamid döneminde büyük gelişme gösterdiğini kaydeden Çolak, 1871’de prenslikler birleştirilerek güçlü bir Alman İmparatorluğu kurulduğunu ve o dönemin Osmanlı ordusunun da Alman silahlarıyla donatıldığını söyledi.

KONYA’DA 11 PAZAR VARDI

Çolak, “Almanya 20.yüzyılın başında ekonomik, teknolojik ve askerî alanda dünyanın en güçlü devletlerinden birisi haline gelmiştir. Ardından hemen sömür geve Pazar arayışına girmiştir” dedikten sonra şunları söyledi: “Almanya, Osmanlı Devleti’nden başka girecek ve yayılacak pek alan bulamadığından Anadolu’ya yönelmiştir. 1880 yılında Konya’nın 40 bin nüfusa sahipti. Konya’da 1912 yılında toplam 4 bin halı dokuma tezgâhı bulunmakta ve bu tezgâhlarda 15-20 bin işçi çalışmakta idi. Bunlarla birlikte 20. yüzyılın başında Konya’da Buğday Pazarı, Kadınlar Pazarı, sebze ve meyvenin toptan pazarlandığı İhtisap Pazarı, Odun Pazarı, Ağaç Pazarı, Saman Pazarı, At Pazarı, Koyun Pazarı, Üzüm Pazarı, Tellal Pazarı ve Un Kapanı olmak üzere 11 tane pazar vardı.” Almanların, Haydarpaşa’dan başlayarak ve Konya’ya kadar Bağdat Demiryolu Hattını yaptıklarını ifade eden Çolak, bu sırada Alman mühendislerin, Beyşehir Gölü’nden Konya Ovası’nın sulanmasında görev yaptıklarını belirterek şunları dile getirdi: “Böylece buğday tarımı geliştiriliyor. Bağdat Oteli’nde misafirler kalıyor.  Almanlar Deutsche Bank’ı kurarak vadeli satışlarla tarım mahsulleri alınıyor.  Konya Ovası’nda ilk patates ise, Rus zulmünden kaçan Tatarlar tarafından yetiştiriliyor. 100 vagon patates Almanya’ya gönderiliyor. Bu dönemde Konya’da Fransa, İngiltere, Alman ve Rus konsoloslukları bulunuyor. Temmuz 1896 senesinde demiryolunun Konya’ya gelmesiyle birlikte, ileriki sayfalarda da ifade edileceği üzere, Konya ve çevresinin her anlamda çehresi değişmiştir. Konya bölgesinin ticari faaliyetlerinde, zirai üretiminde, zirai ürün çeşitliliğinde, ithalat ve ihracatında 1896 yılından sonra ciddi anlamda bir artış görülmektedir.”

BEYHEKİM MESCİDİ’NİN MİHRABI

Konya’dan Alman arkeologların marifeti ve demiryolu vasıtasıyla Beyhekim Mescidi’nden mihrap, Alâeddin Camisi’nden rahle ve halılar, Sille’deki kilim ve halıların götürülerek Almanya’nın değişik şehirlerdeki müzelerde sergilendiklerine dikkati çeken Çolak, “Yapılan arkeolojik kazı çalışmaları neticesinde çıkarılan materyaller Almanya’ya götürülüyor. Bunlar arasında Beyhekim Mescidi’nin tarihî mihrabı ise, Almanya-Berlin Pergama Müzesinde sergilenmekte” dedi. Sohbetin sonunda Okutman Fatih Çolak’a, HİSDER’in teşekkür plaketini başkan yardımcısı Mustafa Dündar takdim etti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.