Konyalı imam sanatla Allah'ı hatırlatıyor

Geçmişten günümüze kadar ulaşan onlarca sanat dalı bulunuyor. Unutulmaya yüz tutmuş sanat alanları arasında en çok dikkat çeken naht sanatı, insanlar tarafından ilgi görmüyor. Arapça yazıların estetik bir şekilde süslenerek oluşturulan naht sanatı, özellikle İslam kültüründe önemli bir yere sahip olduğu görülüyor. Genellikle Kur’an ayetleri, hadisler veya dini metinlerin yazımında kullanılan naht sanatı, insanlar tarafından bilinmiyor. Konya Meram Midilli Camii'nde imamlık görevini sürdüren Ahmet Civelek, aynı zamanda naht sanatını hobi olarak yapıyor. Yaptığı eserlerle çok sayıda kişiye ilham olan Civelek, sanatıyla insanların hayatına dokunuyor. Yaptığı sanat eserleriyle Allah’ı hatırlattığını vurgulayan Civelek, ömrünün sonuna kadar sanatını icra edeceğini belirtti.

TOPLUMDA EMEĞE SAYGI YOK

**Sizi tanıyabilir miyiz?

-Ahmet Civelek, 1975 Konya doğumluyum. Meram Midilli Camii'nde imamlık görevini sürdürüyorum. Aynı zamanda naht sanatıyla ilgileniyorum. İmam Hatip Lisesi’nden mezun olunca bir sürü ticaretle meşgul oldum. Daha sonra imam olmaya karar verdim. İmam Hatip okurken hat sanatıyla ilgilenmeye başladım. Daha sonradan naht sanatının inceliklerini araştırdım ve bu sanatta yolculuğum başladı. Sonra profesyonel olma yolunda ilerliyoruz. Bizden daha iyi olan sanatçılarımız elbette bulunuyor. Naht sanatının son temsilcileriyiz. Hat sanatı yok olma tehlikesi geçirdi ama hocaların gayreti, resmi kurumların teşviki ile bu durum son buldu. Şu anda naht sanatı bu tehlikenin içerisinde. Hat sanatına verdiğimiz değeri naht sanatına veremedik. Toplumumuz da emeğe saygı yok. Sanat ve sanatçılarımıza saygı duymamız gerekiyor.

DİN ADAMI HER TÜRLÜ ENSTRÜMANDAN FAYDALANMALI

**Çok yönlü bir kişiliğiniz olduğunu biliyoruz. Bundan da söz eder misiniz?

-Sanatla ilgilenirken hem imam olmak hem sanatımı icra etmek benim için çok güzel bir duygu. Halk adamı oluyorsunuz. İnsanların içinden geldiğiniz için bir farklılık veya soğukluk olmuyor. Hayatlara dokunmak, sanatçı ve imam olan kişiliğime faydalı oluyor. Din bu toplumun çimentosudur. Din adamı, dinin tebliği için her türlü enstrümandan faydalanmalı. Sanatı da dini tebliği için kullanabilmeli. Hat, naht, minyatür sanatını bu yolda kullanmalı. Necip Fazıl Kısakürek’in çok güzel bir sözü aklıma geldi, ‘Sanat Allah’ı aramakmış, gerisi çelik çomakmış’ diye söyler. Allah’ı unutan bir topluma yeniden Allah’ı hatırlatıyoruz. Bazen körler çarşısında ayna satma gibi bir durum olabiliyor. Sanatımı mesleğimle harmanlıyorum. Allah’ı naht sanatıyla hatırlatıyorum ve hatırlatmaya devam edeceğim.

USTALAR YILLARINI HARCIYOR

**Naht sanatı nedir? Derinlemesine anlatır mısınız?

-Naht sanatı, Kur’an-ı Kerim’de geçen bir kelime. Naht, yontmak anlamına geliyor. Hz. İbrahim, “Kendi ellerinizle naht ettiğiniz (yonttuğunuz) heykellere mi tapıyorsunuz?” diye söylüyor. Oradaki Arapça anlamı yontmak olarak görüyoruz. Günümüzdeki anlamda, hat sanatının üzerine ahşabın kıl testereyle işlenmesiyle oluşan eserlere naht sanatı diyoruz. Naht sanatı, Arap alfabesinin estetik ve dekoratif kullanımına dayanır. Sanatçılar, harfleri ve kelimeleri zarif eğriler, çizgiler ve desenlerle süsleyerek, göz alıcı bir görünüm oluştururlar. Bu sanat, incelikli el işçiliği ve sabır gerektiren bir süreçtir ve ustalar yıllarını bu sanatı öğrenmeye ve ustalaşmaya adarlar.

NAHT, TESLİMİYET SANATI OLARAK ÖNE ÇIKIYOR

**Naht sanatının inceliklerini anlatır mısınız?

-Naht sanatı, sabır sanatı olarak görebiliriz. En önemlisi teslimiyet sanatı. Sanatkar, bir eseri işlerken hem sabırlı olması lazım hem de işlediği eserini çalışma masasına yatırdığında teslim olduğunu hissetmek durumda. Artık sanatkarın el emeğine kalacak bir işçiliği burada görüyoruz. Sert bir malzemeyi işlerken kendi nefsimizi de işlemeyi, kötülükleri çıkarıp temiz hayata adım atmayı gösteriyoruz ve aynı zamanda öğreniyoruz. Bir sanatkarın elinden çıkan çalışma birçok olayı ve anlatımı bünyesinde barındırıyor. Yani ruhsuz bir eşya olmuyor. Sanatçı kendi duygu ve düşüncelerini eserine yansıtıyor.

İNSAN TUTKUSUNUN PEŞİNDEN GİTMELİ

**Türkiye'de naht sanatçısı olmak nasıl bir duygu?

-Ne iş yaparsanız yapın yaptığınız işten haz almanız gerekiyor. Haz almadığınızda en güzel işler bile size zor gelir. İşinizi sevdiğinizde ise en zor işler siz kolay gelir. Sokakları süpürmek dahi işimiz olsa o işi en iyi şekilde ve severek yapmalıyız. Hangi meslek grubunda ilerliyorsanız en iyisini yapmak zorundasınız. Bu duygularla hareket ediyorum. Bu sayede yaptığım sanat ve mesleğe aşık bir insanım. Zor zamanlarda bile Allah kolaylık sağlıyor. İnsan sevdiği yerde durmalı, tutkusunun peşinden gitmeli. Sevmeyerek yaptığımız tüm işlerde insanlık zarar görüyor.

SANAT DALLARI RUHU DİNLENDİRİYOR

**Hem imamlık görevini sürdürüyorsunuz hem de naht sanatını icra ediyorsunuz. Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

-Cemaatimden çok destek alıyorum. Böyle bir sanat dalıyla uğraşmamdan dolayı takdir görüyorum. Bir imamın uğraşabildiği en iyi sanat dalıyla uğraşıyorum. Hem imam hem hattat olan arkadaşlarımız var. Onlarda benim gibi ruhunu dinlendiriyor. Aslında geleneksel sanatlarımız ruh dinlendirici. Yani yoruluyoruz ama en güzel yorgunluğu bizler yaşıyoruz. Bugün toplumumuzda yaşayan gençlerimiz yorulmamanın sıkıntısını yaşıyor. Yorulmadığı için insanlarımız dinlenemiyor. Tamamen tüketime odaklı olduğunda sorunlar çıkabiliyor. Üretken bir yaşam sürdüklerinde yaşamdan zevk alabilecekler. 70 yaşındaki bir insan kadar hayata bağlı ve tutkulu değil gençlerimiz.

BİLDİĞİNİ SAKLAMAK SANATKAR’A YAKIŞMAZ

**’Vav naht sanatında insanı temsil eder’ diye tabir var bize geniş yelpazede anlatır mısınız?

-Vav insanı, Elif Allah’ı temsil eder. Vav, insanın anne karnındaki halini gözler önüne serer. Vav, insanın Allah’ın karşısında boyun bükmeyi anlatır. Bu sayede çok sayıda anlam yüklenebiliyor. Huzuru bulan da olabilir. Mutluluğu görmekte bunun yanında bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Allah’ı aramak isteyebilir insan. Bunun yanında durabilir. En güzel tarafı hayatın akışını değiştirmektir. Vav’a bakıldığında Allah’ın insanı nasıl yarattığını görebilirsiniz.

**Son eklemek istedikleriniz var ise alalım.

-Naht sanatının yok olmasını istemiyoruz. Ulaşabildiğimiz insanlara ulaşma niyetindeyiz. Tahir Büyükkörükçü İmam Hatip Lisesi’nde sınıfımız var. Bazı gençlerimizle dersler yapıyoruz. Ustada kalmasın diye öğretmeye çalışıyoruz. İlmin zekâtı yüzde 100’dür. Bildiğini saklamak sanatkar insana yakışmaz. Müslümana da yakışmaz. Onun için öğretmeye ve öğrenmeye devam edelim.