Recep Çınar

Recep Çınar

Konyalı çok şey kaçırdı!

Konyalı çok şey kaçırdı!

Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülen "Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar" projesi yüreklere dokunarak, dahası gözyaşları döktürerek ve 15 Temmuz'u tekrar tekrar yaşatarak sürüyor ve sürmeye de devam edecek...

Moderatörlüğünü hemşehrimiz İsmail Hakkı Ürün'ün yaptığı, hem de hakkını vererek yaptığı bu  organizenin kaçıncısı bilmiyorum, ama kahramanının en çok olduğu projenin Cuma akşamı şehrimizde yapıldığını düşünüyorum...

Emeği geçenlerden Allah razı olsun...

Özellikle 'Konya'nın programı dolu dolu olsun' diye hiçbir fedekarlıktan kaçınmayan Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı  Faruk Özçelik'ten...

İnanılmaz bir geceydi...

Keşke salon tıklım tıklım dolsaydı da, Konyalılar bu fırsatı es geçmesiydi...

Gelmeyenlerin çok şey kaçırdığı "Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar" gecesinde duygular önce yüreklere, sonra gözlere dokundu...

Vali Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Emniyet Müdürü Şükrü Yaman, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Özekinci ve Müsteşar Özel Kalem Müdürü Ramazan Arslantaş ile siyasilerden sadece  AK Parti Konya Milletvekili Hüsniye Erdoğan'ın katıldığı gecede tıklım tıklım dolu olması gereken salonda yer yer boşluklar açıkçası beni üzdü...

3-1-004.jpg

Tabi ki ses düzeni de...

İzdiham yaşanması gereken bir gecede koltukların yer yer boş olması, dahası Konyalıların ilgi göstermemesi  içimi acıttı...

Yırtık pantolonlu, burnu hızmalı, kolları bacakları dövmeli, kıytırık bir "popçu"nun konseri olsaydı,  o salonda iğne atılacak yer bulunamazdı!

Yazık...

Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer Ersöz'ün insanüstü gayreti salonu doldurmaya yetmedi...

Yukarıda da söyledim ya, gelmeyenlerin çok şey kaçırdığı "Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar" projesi inşallah Karaman, Aksaray veya Ankara gibi komşu şehirlerde yapılırsa, Allah emanetini almazsa oradayım...

Çünkü, buna değer...

Ya da bu işin mimarı Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı hemşehrimiz Faruk Özçelik, Konya'ya bir güzellik daha yapar, bu projenin ikincisini burada bir kez daha hayata geçirirse, büyük bir ihtimalle ve iyi bir organize ile 10 bin kişilik spor salonu tıklım tıklım dolar...

Faruk Bey inşallah küsmemiştir, inşallah kırılmamıştır...

Çünkü, salonun yer yer boş olması onu mutlaka üzmüştür...

Bu insanlar aidiyet duygusu ile hareket ederlerken, bizler neden bu kadar vurdumduymazız?

Ankara'daki bürokratlarımız Konya ve Konyalılar için savaşır, Konyalılar da, kendi canlarından, kendi kanlarından bürokratlarla savaşırlar...

Anlamak mümkün değil...

Neyse...

Yazılacak çok şey var, dam alçak değnek kalkmaz...

Burada sıkıntı şu; bu proje iyi anlatılamamış ya da iyi duyurulamamış...

İyi anlatılmış olsaydı, milli ve manevi duyguları çok yüksek olan Konyalı, böyle bir geceye duyarsız kalmazdı...

Şehrin değişik merkezlerinde, sanayilerde, nüfusun yoğun olduğu yerlerde, bu proje ile ilgili yayınlar, duyurular veya bilbordlarda yerini alabilseydi, bu proje, o salonda nefes alınacak yer bulunmazdı...

Bu benim düşüncem...

İnsanı oturduğu koltuğa yapıştıran, nefes aldırmayan ve duygu yüklü bu geceyi, Allah Konya'ya bir defa daha nasip eder...

Anlatmakla ya da yazmakla olacak şey değil...

Yerinde görmek lazım...

Allah'ın çift yürek verdiği bu insanları dinlemek, tanımak, elinden tutmak, dokunmak bile bana göre büyük bir nimet, bir şans...

Birisi tankın önüne yatmış...

Birisi tankı tokatlıyor...

Birisi Genel Kurmay'ın içine dalmış...

Birisi elinde ay yıldızlı bayrak, tankın üzerine üzerine yürüyor...

Birisi Nene Hatun edasıyla binmiş kamyonun şoför mahalline atmış kendini sokaklara...

Birisi küçücük bedeni, ama kocaman yüreği ile hainlere direniyor...

Ve birisi...

"Ya devlet başa, ya kuzgun leşe" diyerek, asker kılığına bürünmüş, teröristlere ayar veriyor...

Ve biz Konyalılar, koşarak gideceğimiz bir geceye yürüyerek bile gidemiyoruz...

Sözüm mazereti olanlara değil...

Sözüm bu projeden haberi olup da gitmeyenlere!

Evet...

Ayıp...

Bu ayıpta bize yeter...

Niye ayıp biliyor musunuz?

Bu  insanlar olmasaydı, bizler bugün cebimizde "şimşir kaşık"larla düğün pilavı kovalayamaz,  "mangal yapmak" ve "yer kapmak" için "Şehir Parkı" ya da "Hadimi Parkı"nda geceden sıralara giremezdik... 

Nokta.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi