Konya gizemli helikopteri merak ediyordu! Neden uçtuğu ortaya çıktı
Son haftalarda Konya semalarında görünen helikopter ve altındaki çemberin sırrı aralandı. Helikopterin Jeofizik Araştırma Helikopteri olduğu öğrenildi. MTA Jeofizik Etütleri Dairesi Başkanlığı maden, enerji ve yapısal jeolojik unsurların araştırılması konusunda çalışmalar başlattı. Kastamonu-Konya arasında jeolojik taramalar yapan Jeofizik Araştırma Helikopteri, Türkiye’nin maden haritasına da ortaya çıkaracak. 2022 yılının Kasım ayında Kastamonu’nun Taşköprü ve Hanönü ilçelerinde çalışmaya başlayan jeofizik araştırma helikopteri ocak ayının başından bu yana Konya’da çalışmaları sürdürüyor.
TÜRKİYE HAVADAN JEOFİZİKTE İDDİALI
Potansiyel alanların belirlenmesinde anahtar rol oynayan havadan jeofizik çalışmalarının bir ruhsat alanında ilk aşamada yapılabilecek en hızlı sonuç veren metodlardan biri olduğu ifade ediliyor. Jeofizik çalışmalarının havadan yapılmasının 100 kat daha kısa sürede ve 29 kat daha ucuz olduğu belirtilirken halihazırda Türkiye’nin, uçuşundan verilerin toplanması ve işlenmesine kadar tüm süreci tek başına yürütebilecek 7-8 ülke arasında yer aldığı vurgulanıyor.
HAVADAN TARAMA İLE NOKTA ATIŞI YAPILACAK
MTA Genel Müdürlüğü sitesinde yapılan açıklamada ise şunlar kaydedildi: “Havadan jeofizik çalışmaları, yeni çalışılacak bölgelerin jeolojik özelliklerinin daha net bir şekilde görülmesini, bölgenin röntgenini çekerek maden rezervlerinin yoğun olduğu bölgelerin tespit edilip alanların daraltılmasını sağlayacak. Elde edilecek veriler doğrultusunda hazırlanacak haritalar ve diğer bilgilerle nokta atışla arama ve sondaj yapılabilecek. Ülkemizin büyük bir kısmının dağlık ve ormanlık oluşu, bu alanlarda yer bilimleri çalışmalarının yapılmasını zorlaştırıyor. Bu alanların gerek jeolojik gerekse jeofizik araştırmaları bahsi geçen çevresel koşullar nedeniyle yeterli düzeyde tamamlanamadı. MTA Jeofizik Etütleri Dairesi Başkanlığı maden, enerji ve yapısal jeolojik unsurların araştırılmasında karadan jeofizik ölçüler toplayarak ilgili jeolojik problemlerin çözümüne katkılar koymayı hedefliyor. Ancak, karadan ölçü toplamak büyük zaman ve ekonomik kayıplarına yol açabiliyor. Jeofizik literatüründe rastsal gürültüler olarak adlandırılan ve yüzeye yakın kaynakların neden olduğu çevresel etkiler karadan toplanan jeofizik verilere bileşen olarak katılmakta ve yorumu güçleştiriyor. Teknik olarak bu problemi aşabilmek için kullanılan sayısal süzgeçler de aranılan yapıya ait bileşenlerin kısmen veriden uzaklaşmasına neden oluyor. Sonuç olarak ölçü esnasında jeofizik cihazların gürültü yaratan kaynaklardan düşey yönde daha uzakta tutularak ölçü alınması hayati bir önem taşıyor.
HAVADAN JEOFİZİK VERİLER ALINACAK
Maden, enerji ve yapısal jeolojik unsurların araştırılması akılcı planlar, uygun ve yerinde yöntemler ve güncel teknoloji kullanılarak yönlendirilebilir. Bu bağlamda, havadan jeofizik verilerin toplanması bahsi geçen problemlerin üstesinden gelebilmek için tercih edilebilecek yegâne yol. Uygulanacak havadan jeofizik yöntemler: gravite, manyetik, elektromanyetik ve gamma-ray spektrometre yöntemleridir. Her bir yöntem ile jeofizik belirtiye neden olan yeraltı yapılarının/kütlelerinin ilgili fiziksel özellik dağılımları araştırılacak. Her ölçü sahasında farklı fiziksel özellikleri barındıran zengin veri kümelerinin elde edilebilmesi planlanıyor. Bu projenin en önemli çıktıları arasında; kısa zamanda büyük alanların taranması, ülke ekonomisine konacak katkının artması, yüksek hacimde ve kalitede veri kümelerinin toplanacak olması, uçuş geometrilerinin 3B sistemde olması nedeniyle yeraltının gerçek 3B yorumunun yapılacak olması, bilimsel çalışmalara ışık tutacak yeni bulgu ve verilere ulaşılabilecek olması sayılabilir. Ağustos itibarıyla Türkiye genelinde 920 bin kilometrekarelik alan tarandı. Havada uygulanan jeofizik yöntemlerin en çok Kanada ve Avustralya ülkelerinde uygulandığı öğrenildi.
İBRAHİM BÜYÜKEKEN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.