Konuş ama
Allah’ı tanımak, bilmek ve O’na kulluk etmek için yaratılan insan, akıl ve irade nimetleri ile diğer canlılardan üstün yaratılmıştır. Bu üstünlüklerden bir tanesi de konuşarak iletişim kurabilmektir. Akıl sahibi insanlar olarak biliyoruz ki dinlemek, konuşmaktan öncedir. Dinlediklerimizi idrak edip, en güzel kelimeleri, faydalı olduğunu düşündüğümüz, bazen de kendimize has olan üslup ile muhatabımıza aktarmaktır konuşmak. “Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve ‘Kuşkusuz ben müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kimdir?” (Fussilet Suresi 33)
Sadece geçtiğimiz, kalmaya da gelmediğimiz yeryüzünde geçtiğimiz yerleri güzelleştirme derdindeyiz. İyilik ve güzellik yolunun yolcuları olarak karşılaştığımız her yolcunun bir imtihan olduğunun bilincindeyiz. Bu bilinci davranışa dönüştürerek yolun sonuna varma gayretindeyiz. Kimi kimsesi kalmamış gariplerin yüzü gülsün için olan bu gayretimiz sevginin, barışın, kardeşliğin ve adaletin de teminatıdır aynı zamanda. Ve dostluklar çoğalsın içindir bu konuşmalarımız, yazmalarımız. "İyilik, iyi söz ve davranış ile kötülük, kötü söz ve davranış bir değildir. Sen kötülüğü en güzel biçimde sav, bir de bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak ve samimi bir dost oluvermiştir." (Fussilet Suresi 34)
Her sözümüzden, her saniyemizden hesaba çekileceğimizin şuurundayız elhamdülillah. Bu sebepledir ki, neyi, nerede, ne zaman, ne kadar ve nasıl konuşmamız gerektiğine dikkat ediyoruz. Her ne olursa olsun doğruluktan ve doğrularla beraber olmaktan ayrılmıyoruz. “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resûlüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.” (Ahzâb Suresi 70,71)
“En tehlikeli yanlışın doğruya en çok benzeyen olduğu “gerçeğinin şuurunda olan yolcularız biz. Yalan sözlerle ve gösterişli kelimelerle kalbi kırıkların gönlünü süsleme derdinde de değiliz biz. Kalp de kırmayız, dilimizi de eğip bükmeyiz biz. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) "Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz, dili doğru olmadıkça kalbi doğru olmaz.” ikazına dikkat ediyoruz. Her anımızdan hesaba çekileceğimize iman eden yolcular olarak, daha çok salih amel işlemede birbirimize yardımcı olmak derdindeyiz biz.
***
Gıybet, şeytanı sevindirir, kalbi karartır, iyiliklerimizden alacağımız karşılığı yok eder. Kararan kalbimiz bir müddet sonra kötülükleri güzelmiş gibi göstermeye! de başlayabilir, Allah korusun. Dilimizi tutacağız ve kalbimizi temizleyeceğiz.“İnsanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin vay haline!”(Hümeze Suresi 1)
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) “Allâh’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun. Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların zarar görmediği kimsedir.” ikazından haberdar olan yolcular olarak imanımızın gereğini yerine getiriyoruz. Haksızlık karşısında susmayan yolcular olarak gıybet, kötü zan, kaba söz ve gönlü rahatsız edeci bağırtılı üsluptan da sakınıyoruz. Ve elbette sesimizi sözümüzün önüne geçirmiyoruz.
İyi, güzel, doğru ve faydalı olmayan kelimelerin zararımıza olduğunun şuurundayız. Bütün imkanımızın bir imtihan olduğunun farkındayız. Bu imtihanda düşünmenin konuşmaktan önce geldiğinin de farkındayız. İyilik ve güzelliğin hakim olduğu yeni bir dünya düşleriz biz. Koşarız, düşebiliriz; kalkar ve gene koşarız, geri de dönmeyiz biz. Akılını ve iradesini “bencilliğine” teslim etmiş iyilik ve güzellikleri anlamazlıktan gelenlerle de karşılaştığımızda “selam!” der geçer gideriz biz. “Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.” (Furkân Suresi 63)
Dinlemenin iletişimin iki noktasından ilki olduğunu, susmanın bir eylem olduğunu bilen ve kelimelerin bir rengi, bir duygusu olduğunu da bilen yolcular olarak “neyi, nerede, ne zaman, ne kadar ve nasıl” konuşmalıyız? Benim can yoldaşım; konuş. Ama, Gerçeği konuş. (Al-i imran 17) Kibarca konuş. (Bakara 83) Zarifçe konuş. (İsra 23) Yumuşak dilli konuş. (Taha 44) Dürüst konuş (İsra 28) Yalansız konuş. (Hac 30) Adaleti konuş. (Enam 152) Anlamlı konuş. ( Müminun 3) Hamdolsun Alemlerin Rabbi olan Allah’a ve selam olsun Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya.
Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.