Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Klavyeyi tüketmek

Klavyeyi tüketmek

Siyasetin hızlandığı genel ve yerel seçim dönemlerinde çok çabuk alıştığımız ve nerede ise elimiz ayağımız olan internet ve sosyal medya daha bir hareketleniyor ve bu mecralarda insanımızın hiç olmadığı kadar yabancı olduğu bir takım yeni tavırların ortaya çıktığı görülüyor.

Bunlara kullandıkları silahları olan yani arkasına saklandıkları bilgisayar klavyesinden mülhem olarak klavye delikanlısı falan diyorlar.
Hani şu bilgisayarlarının başına geçtiklerinde ya da cep telefonlarını ellerine aldıklarında kendi benliklerinden sıyrılarak canavar kesilen ve girdikleri her ortamı darmadağın etmeyi görev edinen iki ayaklı aslanlardan bahsediyorum.
Sanal âlemde kendini kral olarak görenler gerçek hayatta sokakta yalnız başlarına yürürken başkalarına bile olsa yüksek sesle söylenmiş bir söz işittiklerinde süt dökmüş kedi olanlar klavyelerine ellerini dokundukları anda dünyanın en güçlü kişisi oluverdiklerini zannediyorlar.
Kendilerini ilgilendirsin ilgilendirmesin karşısındaki insanları refüze etmek için yapmadık magandalık ve provokatörlük bırakmayan bu tipler birde kendileri gibi olanlardan ve düşünenlerden destek alıp birbirlerini pohpohlamaya başladılar mı dokunma gitsin keyiflerine.
Kullandıkları o yabancı kelimelerle öylesine mutludurlar ki tarihteki kahramanlıklarına hayran oldukları ne kadar yiğit insan veya onların tabiriyle şövalye varsa onları kıskandıracak kadar zafer kazanmış edasına bürünüverirler.
Kullandıkları ortamın adı sosyal medya olmasına rağmen kendileri asosyal olan bu güruh sadece gençler le de sınırlı değildir.
Kullandıkları üslûbun yanlışlığı bir yana cümlelerinin tamamına yakını hakaret veya küfür olmasına rağmen kendilerine sorduğunuzda yaptıklarının şaka ve mizah olduğunu ifade ettikleri abuk sabuk fikirlerle karşısındakiler çemkirmeyi marifet zanneden ve kullandıkları sahte takma isimlerin ardına gizlendikleri için de gerçek isimlerini, gerçek mail adreslerini yazma cesaretini bulamazlar.
Gördüğünüzde yaşlarından dolayı asgari medeni olgunluğa erişmiş zannettiklerinizin gençlere özenti içinde olması da başka bir ironi olsa gerek.
Veya hani her yeri geldiğinde bu memlekette en büyük eksiklik kalifiye insan eksikliğidir diyenlerin sözünü ettikleri cinsten bir kalifiye(!) elemanlar topluluğudur bu kişiler.
Esasında rast geldiğinde sizlerde sıkça görmüş olmalısınız bu kalifiye topluluğu.
Son zamanlarda siyasetçilerden tutun da akademisyenlere, meslek odası temsilcilerinden anlı şanlı gazeteci ve televizyonculara kadar toplumun hemen her kesiminden farklı farklı kişilerde görebileceğiniz bu ruh hali olsa olsa bir hastalıktır diyoruz.
Konu siyasete geldi ya yine.
Aslında temel esas olarak baktığınızda bu klavye delikanlılarının siyasetçilerden çok da farklı olmadıklarını göreceksiniz.
Veya elde ettikleri siyasi gücün arkasına sığınarak esip gürleyenlerin sosyal medyada aslan kesilen klavye delikanlılarından farklı olmadığını göreceksiniz.
Yani birileri bilgisayar ve telefon klavyesi arkasına saklanıp gerçek kimliğinden nasıl sıyrılıyorsa, diğerleri de siyasi gücünün arkasına sığınıyorlar.
Bu bakımdan birbirlerinden çok da farklı değiller diyebiliriz.
Bir de artık bu memlekette kimseye de bir şey denmiyor ya.
Bu elde ettikleri yeni haklarından dolayı sosyal medya ortamlarındaki söylediği her sözle veya yazdığı her cümle ile eğitimini ve kültür seviyesini ortaya koyan bu kalifiye elemanlar yaptıkları hakaretlerden sonra ekstra bir suç olarak karşılarındaki insanları yobaz veya maganda olarak suçlamaktan da geri durmazlar.
Karşı çıktığınız zaman da benim senin gibi kendimi ifade edeceğim yerim olmadığı için kendimi böyle ifade ediyorum cevabını verse de aslında yaptığı haset ve kindarlıktan başka bir şey değil.
Bu düşünce ile klavye delikanlılarının yaptıklarının siyasetçilerin yaptıkları ile aynı olduğunu gösteren diğer bir ispatını da şöyle yapabiliriz.
Kendi menfaatin var diye ortalığı alt üst edecek bir savaş çıkar, herkesi, her şeyi ve her tarafı yerle bir et, sonra kırıp döktüğün ve yerle bir ettiğin yeri yeniden inşa edebilmek için elindeki defolu malı kırıp döktüğün kişilere iki misli karla sat ve elde ettiğin karla keyif üstüne keyif sür.
Sahi klavye delikanlılarını siyasetçilere benzetmekle yanlış mı yapıyoruz?
Bu yazdıklarıma ve söylediklerime eklemek isteyeceğiniz ya da katılmadığınız noktalar var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi