Kitlesel başarıda sınıfta kaldık
2010 - 2011 eğitim öğretim yılındaki SBS, YGS ve LYS'de birçok bireysel başarı çıkaran Konya, kitlesel bazda aynı başarıyı gösteremedi. Konya kitlesel başarıda Nevşehir, Kırşehir ve Kayseri gibi şehirlerin gerisinde kaldı
Konya 2010-2011 eğitim öğretim yılında yapılan, Seviye Belirleme Sınavı (SBS), Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS)'de bireysel başarıda dereceye girerken, kitlesel başarıda sınıfta kaldı. Geçen yılki konumunu da koruyamayan Konya, birçok şehrin gerisinde kaldı. Anadolu Öğretmen Liseleri arasında yapılan başarı sıralamasında da Konya Beyşehir Anadolu Öğretmen Lisesi ile 43. sırada yer alabildi. Selçuklu Konya Atatürk Anadolu Öğretmen Lisesi ise 82. olabildi. LYS'de en başarılı il Yalova olurken ilk 10 sırada; Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Aydın ve Mersin de yer aldı. Konya'nın eğitim ve öğretim alanındaki sıralamasının gerilemesi konusunda bilgi veren Türk Eğitim-Sen Konya 2 Nolu Şube Başkanı Sadi Eriş, eğitim - öğretim alanındaki aksiliklerden dolayı şehrin başarı sıralamasının gerilere gittiğini söyledi. Okul yöneticiliğindeki haksızlıklar nedeniyle okulların eğitim ve öğretim alanındaki başarısının düştüğünü belirten Eriş, "Okul idarecisi atamalarında adam kayırma yapılıyor. Bu durum da işin ehli olmayan kişilerin okul idarecisi olarak atanmasına neden oluyor. İyi ve kaliteli yönetilmeyen eğitim kurumu, ne yazık ki başarısız olacaktır. Şehrimizden bireysel olarak dereceye giren öğrenciler çıkmıştır. Ancak bununla övünmemiz yersiz olacaktır. Çünkü şehirdeki birçok öğrenci başarılı olamadı. Bireysel anlamda başarılı olan öğrenciler de ailelerinin ve kendilerinin çaba göstermesinden dolayı olmuştur. Biz bu başarılı olan öğrencilerimizi kutluyoruz. Ama bununla ilgili makam gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Öğrencilerin eğitim alanındaki başarılarının düşmesinin bir diğer nedeni sınavlardaki kopya skandalları ve öğrencilerin kendilerini bilimsel olarak iyi hazırlamamalarıdır" diye konuştu.
OKULLAR EĞİTİM İÇİN TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL
Öğrenci velilerinin çocuklarının başarılı olması için her türlü fedakarlığı yaptıklarını da aktaran Sadi Eriş, "Veliler çocuklarının sınavlarda başarılı olması için dershaneye gönderiyorlar. Gerektiğinde özel ders bile almalarını sağlıyorlar. Ancak okullardaki eğitim kalitesinin düşmesi başarıyı engelliyor. Ülkemizde artık okullar tek başına eğitimde yeterli olmuyor. Öğrencilerin kesinlikle ikinci bir eğitim almaları gerekiyor. Sistem bu yönde ilerlemeye başladı. Bu durum aslında kötü, çünkü ekonomik durumu iyi olmayan aileler var. Bu ailelerin çocukları, sadece okulun eğitimiyle yetiniyor. Ülkemizin ve şehrimizin eğitim alanındaki başarısının artması için bir an önce eğitimde reform yapılması gerekiyor" dedi.
'İDARECİ ATAMALARI SINAVLA DEĞİL, UYGULAMA BECERİLERİYLE BELİRLENMELİ'
Konya'nın kitlesel başarıda gerilemesinin nedenlerinden birinin de taşradaki öğrencilerin merkezdeki öğrencileri yakalayamaması olduğunu ifade eden Eğitim Bir-Sen Konya Şube Başkanı Latif Selvi ise, "Eğitimin ülkemizde ve şehrimizde sorunsuz olduğu bir dönem olmamıştır. 2010 - 2011 eğitim öğretim dönemindeki sınavlarda şehrimizin gerilenmesinin nedeni, taşradaki öğrencilerle merkezdeki öğrenciler arasındaki farktan kaynaklandı. Taşradaki öğrencilerin başarı düzeyi artırılırsa şehrimiz kitlesel başarıda istediği düzeye çıkacaktır. Konya bireysel başarıda bu eğitim öğretim yılında çok başarılı oldu. Burada bir diğer önemli konu, şehrin kitlesel başarısı iyi olabilir ama öğrencilerin hangi üniversiteler ve bölümlere yerleştiğidir. Konya'daki öğrencilerin birçoğu bu eğitim öğretim yılında çok yüksek bölümlere yerleşmiştir. Ben zaten eğitim öğretim konusunda şehrimizin başarısız olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.
İdarecilerin yetenekli olmamalarının eğitim başarısını direk etkileyeceğini de dile getiren Selvi, "İdareci okulun başarısından sorumlu kişidir. İdareci bu yönde bir yeteneği yoksa okul istenilen düzeyde işlemiyor. Günümüzde idareciler için sınav yapılıyor. Ama bu kriter olmamalı. İdareciler, yeteneklerine göre belirlenerek atanmalıdır. Bir kişi idareci yeteneği olmamasına rağmen, sınava girip kazanıyor. Bu yanlış bir yöntemdir” ifadelerini kullandı.
MUSTAFA AKÇA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.