Kılıçdaroğlu, Gül'ün son atamasına tepkili

Kılıçdaroğlu, Gül'ün son atamasına tepkili

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na bazı atamalar yaptığını anımsattı.

CHP Parti Meclisi (PM) Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Atatürk'e karşı ön yargının en belirgin olarak ortaya çıktığı dönemin 12 Eylül dönemi olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Atatürkçülüğü kullanıp Atatürk'e karşı duran dönem 12 Eylül dönemidir. O dönemde Cumhuriyetin başyazarı bir yazı yazmıştı. 'Siz böyle Atatürk'ü yorumluyorsanız ben Atatürkçü değilim' diye. O yazısı dolayısıyla da sansür yemişti. O dönemde Atatürk'ten adeta intikam alır duygusuyla kinle hareket edilerek vasiyeti çiğnendi. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu kapatıldı, resmi devlet dairesi haline dönüştürüldü. Dün oraya atamalar yapıldı. 12 Eylül ürünü olan bir partinin atamalarıdır bunlar. O partiye yandaşlık yapanların atamalarıdır bunlar.''

Ataması yapılan kişilerden birinin yazdığı bir yazıda ''Atatürkçülüğün bir tür cehaleti, kifayetsizliği, ilme ve fikre uzaklığı bağnazlığı gizlemek için icat edilmiş bir maske olduğunu, uzun yıllar boyu tecrübe ederek öğrendim'' dediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

''Ve şimdi bu kişi Atatürk'ün ismi olan bir kuruma yönetim kurulu üyesi olarak atanıyor. İnsanda biraz vicdan olur, ahlak olur, insanda biraz tarihe saygı olur. İnsanda biraz Mustafa Kemal'e saygı olur. Şimdi ben merak ediyorum bu kişi orada nasıl görev yapacak. Eğer bu sözlerinin arkasındaysan sen oradan istifa etmek durumundasın. İstifa etmiyorsan kusura bakma seni adam yerine koymazlar. Ya sözlerinin arkasında dur ya da o görevden ayrıl.''

''CHP depremi unutmayan tek parti''

Kılıçdaroğlu, bugün Van Erciş depreminin 60. günü olduğunu anımsatarak, geçen süre içerisinde oradaki insanların hala sorunlarla boğuştuğunu, iktidar tarafından unutulduğunu söyledi.

Depremzedeleri unutmayan tek partinin CHP olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 60 gündür partisinin milletvekillerinin deprem bölgesinde bulunduğunu, ellerinden gelen her türlü katkıyı sunduklarını anlattı.

''Acemiler mangası sorunu çözemez''

''60 gündür ne yaptınız siz- 60 gündür hala yaraları saramadınız mı siz-'' diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Sayın Başbakan oraya gittiğinde 'ilk 24 saatte başarısız olduk' diye bir itirafta bulunmuştu. Belki özeleştiri olarak saygı duyulması gereken bir özeleştiridir. Ama kimse kusura bakmasın da ilk 24 saat değil, ikinci 24 saatte de beşinci 24 saatte de... Elli sekiz 24 saat geçti. Elli sekizinci 24 saatte de siz başarısızsınız. Oraya bir acemiler mangası koydunuz, o acemiler mangası kesinlikle bu sorunu çözemez. Ya Sayın Başbakan'a yanlış bilgi veriyorlar ki el atsın ya Sayın Başbakan bildiği halde sesini çıkarmıyor. İkincisi daha vahimdir.

Bölgeye giden CHP milletvekillerinin raporlar hazırladıklarını ve bunu kamuoyuyla paylaştıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, depremzedelerin hala yazlık çadırlarda kaldığını, naylon brandaların altında yaşayan aileler olduğunu, yüzlerce kişiye bir tuvalet ve banyo düştüğünü söyledi. Durumu iyi olan bütün ailelerin Van ve Erciş'i terk ettiğini, yoksulların ise bölgede kaldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, kimsenin onlara kucak açmadığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Banyo, tuvalet, çadır sorununu çözememişseniz dönüp size sormamız gerekmiyor mu siz nasıl hükümetsiniz- Ülkenin sorunlarına nasıl çözüm üreteceksiniz. Kaldı ki çok daha ciddi olaylarla karşılaştık biz. 1999'u düşünün. Van'daki depremden çok daha büyüğü Yalova'da, Kocaeli'nde, Adapazarı'nda, İstanbul'da yaşandı. Ve halka gidildi dendi ki 'Çok büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Türkiye bir deprem ülkesidir. Tüm bilim insanları bunu söylüyor bize destek verin, maddi katkı verin biz bu işlerin üstesinden gelelim' Deprem vergileri çıktı. 1999'dan bugüne kadar toplanan deprem vergilerinin toplamı 42 milyar dolar. Halk üzerine düşen görevi yaptı. Dönüp hükümete sormak lazım. Halk 42 milyar doları size gerekli önlemleri alın diye verdi. Ne oldu- Biz paraları başka yerlere harcadık.''

Kılıçdaroğlu, Van ve Erciş'te sorunların içinde boğuşan bir boğulup kalan bir Hükümetle karşı karşıya olduklarını belirtti.

Dış politika

İç sorunların yanı sıra dış sorunların da olduğuna dikkate çeken Kılıçdaroğlu, ''Bir Hükümet düşünün 'nasıl savaşa girebilirim' onun arayışı içinde. Hangi amaçla giriyorsunuz siz- Hangi amaçla böyle bir arayışın içindesiniz- Bunu anlamak mümkün değil. Türkiye kendi bölgesinde lider ülke olacaksa, saygın ülke olacaksa bugüne kadar izlediği dış politikadaki tutarlılığıyla bu olur. AKP Hükümetiyle beraber dış politikadaki tutarlık bitmiştir. Ülkelerin iç işlerine doğrudan müdahale ediyoruz biz. Hangi amaçla müdahale ediyorsunuz siz- Üstelik bunu kendi özgür iradesiyle de yapmıyor. Batının egemen güçlerinin Ortadoğu'daki taşeronu olarak yapıyor bunları'' diye konuştu.

Türkiye'nin 2. Dünya Savaşı'nda bile bütün baskılara rağmen tarafsız ve bağımsız kalmayı başardığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu durumla övünürken şimdi ''nasıl savaşırızın arayışı içerisinde olduğunu'' ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kendi çıkarları için mücadele edebileceğini, ancak başkalarının çıkarlarını savunmak için ülkenin savaşa girmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

Irak'ta özgürlük ve demokrasi adına bir savaş yapıldığını, ancak sonucunda büyük bir insanlık dramının ortaya çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Kızılhaç'ın verilerine göre 1 milyon 200 bin Iraklının öldürüldüğünü, çok sayıda kadının dul, çocuğun da yetim kaldığını kaydetti.

Şimdi aynı oyunun Suriye de oynanmak istendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Ama arada bir fark var, orada batının egemen güçleri kendileri gelip yaptılar, biz sesimizi çıkarmadık. Yol vermek istediler parlamento izin vermedi. Şimdi Irak'ta oynanan oyunu kendi askerleriyle değil Tayyip Erdoğan aracılığıyla bizim askerlerimizle yapmak istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. CHP olduğu sürece bu çarpıklıklara izin vermeyeceğiz'' diye konuştu.

Dünyanın bütün saygın kuruluşlarının 2012'de Türkiye'de ciddi bir ekonomik kriz yaşanacağını söylediğini, bunu Hükümetin de kabul ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, gelinen noktada sadece dış politikada değil, ekonomide de Türkiye'nin kötü yönetildiğini ileri sürdü.

İşsizlik rakamlarındaki azalmanın da gerçeği yansıtmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Bunu ancak bizim külahımıza anlatırlar, doğru değil'' dedi.

Bütün bu koşullar içerisinde CHP'nin sorumluluğu olduğunu, CHP'nin sorunlara talip olur, çözme iradesini net bir şekilde ortaya koyması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu sorumluluğu paylaşmaya hazır olduklarını bildirdi.

''Düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyen CHP'yi anlayamaz''

Bugüne kadar ülkenin her sorunu için proje ürettiklerini, bu projeleri bundan sonra daha fazla anlatacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''20. yüzyıla Türkiye'yi CHP taşıdı. 21. yüzyılda da bizim büyük sorumluluklarımız var. O sorumlulukların gereğini ylapmak zorundayız. CHP kendi içinde düşüncelerini özgürce tartışan bir partidir. Bize zaman zaman 'şu AKP'ye bakın hiç kimse konuşmuyor orada. Siz niye konuşuyorsunuz. Şu AKP'ye bakın bir kişi konuşuyor orada. Başka kimse konuşmuyor. Niye CHP böyle olmuyor-'...Bize bunu söylüyorlar. Bunu söyleyenlerin demokrasi ve özgürlüklerden nasibi olmayan kişiler olduğunu söylemek isterim. CHP farklı bir partidir. CHP'de insanlar düşüncelerini özgürce dile getirirler. Ama bir parti disiplini içerisinde. O nedenle bizim AKP'den farkımız vardır. Demokrasiyi getiren bir parti olarak nasıl insanların düşüncelerini açıklamalarına kelepçe vurabiliriz- Bu anlayışı biz kabul etmeyiz. Benim samimi düşüncem şudur; kendi içinde demokrasiye tahammül edemeyenler, fikir ve düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyenler, kendi içinde yapıcı eleştiriye tahammül edemeyenler CHP'yi zaten anlayamazlar. CHP'nin önemi de değeri de buradadır.''

Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda PM toplantısına, partisinin TBMM grup başkanvekillerinin yanı sıra grup yönetiminin de davet edildiğini söyledi.

PM toplantısı basına kapalı olarak devam etti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.