Filistin… Ümmet olamayış yüzünden toprakları kana doyan memleket. Bizden size fiili bir fayda yok. Dua edebiliyoruz, imanımız ona yetiyor. Birazcık da kınıyoruz.

Dünya adına düşünüldüğü zaman güç ve kuvvet olarak düşman güçlü görünüyor. Onları kazanacak gibi görüyor bizimkiler! Güya taraf olmayarak reel politik takıldığını düşünen, hatta denge siyaseti yaptığını düşünerek kazandığını zanneden zavallı bizimkiler!

Kazanmak… Sahi kazanmak ne? Kazanç ne?

Ekonomik ve siyasi esaret altında olmaktan korktuğun için tarafsız kalarak kazanç sağladığını düşünen yönetim. Kazançlısın, hayırlı olsun. Esareti kazandın.

Esir olarak yaşayanlar ve yönetenler mi kazançlı, yoksa özgürlük için İslam beldesi için, EFENDİMİZ (s.a.v)’in bize emaneti olan ilk kıblemizi içinde barındıran Kutlu Şehir Kudüs’ü işgalden kurtarmak için şehadete koşanlar mı?

Dünyadaki varlığın niye ey Müslüman? Amacın ne? Dünya üzerinde kendi cennetini kurmayı mı planlıyorsun? Başım ağrımasın, sağa sola, etliye sütlüye karışmayayım. Namazımı kılayım, orucumu tutayım. Ama maddi bir yaptırım olacağını sezdiğin zulme (ihtimali ufak bile olsa) düzenim bozulmasın diye sessiz kalayım. Ve kazançlı olduğumu düşüneyim. Vicdanımı rahatlatmak için de pozisyonuma göre kınamalar yapayım, dualar edeyim. Ebabilleri isteyeyim Yüce Mevladan.

Mevlanın sana dediği çağrıları maddi yaptırımlar olma ihtimali yüzünden görmezden gel, o koca filleri yenen şanlı kuşları iste.

Erbakan Hoca diyordu ya, “8 milyonluk İsrail için 1,5 milyar müslüman ebabil bekliyorsa, EBABİLLER GELSE israili DEĞİL BİZİ TAŞLAR.”

Kirli dünyanızda görmezden geldiğiniz zulümlerle, elinizde yapabileceğiniz bir şeyler varken yapmayarak kazandığınızı düşünerek, şu kirli dünyadaki kirli saltanatınızı devam ettirin. Saltanatınız uğruna çok kirlendiniz. Olsun saltanatınız var. Kazançlısınız.

Kazanırken neyi, neleri kaybettiğinizi umarım bir gün oturup düşünür ve hatırlarsınız.