Karanlık savaşın analizi bu kitapta yapılıyor

Kitabıyla ilgili olarak gazetemize değerlendirmede bulunan M. Kemal Yılmaz, daha önce yayınlanan “Tanıklar ve Yazabildiklerim” kitabı için araştırma yaparken, Türkiye’nin geçmişte ve bugünkü sıkıntılarını araştırmaya koyulduğunu aktardı. Yılmaz, Türkiye üzerindeki gizli emeller, resmi komünist partisinin kuruluşu ve kürt kardeşliğinin geçmişte Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılar arasında olduğunu anımsatarak, bu konuların bugün yine gündemde olduğunu, bunlar üzerine araştırma yapmak ve çare gösterme amacıyla harekete geçtiğini söyledi.
2007 yılında gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonun dünyaya verdiği mesaj açısından Türkiye için ciddi olduğunu vurgulayan Kemal Yılmaz, bunun da analizini yapmaya çalıştığını aktardı.
Kemal Yılmaz, Kurtuluş Savaşı öncesine bakıldığında Osmanlı Devleti’nin çöküş ve sebepleri incelendiğinde, özellikle de İttihat ve Terakki’nin iyi okunmayıp üzerinde durulmadığını aktararak, kendisinin imparatorluğun çöküşüne nasıl sebep olduklarını incelediğini söyledi.
Kurtuluş Savaşını veren kadrolarla Cumhuriyeti kuran kadroların aynı kadrolar olduğunu karşılaştırdığını ifade eden Kemal Yılmaz, ancak Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bu kadrolar arasında derin fikir ayrılıkları olduğunun görülebileceğine işaret etti. Yılmaz, bu konuların sebep ve sonuçlarını kitapta incelediğini dile getirdi.
Son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan olayların Türkiye ve dünya için büyük önem kazandığının altını çizen Kemal Yılmaz, şöyle devam etti: “Ortadoğu’da Türkiye’siz barışın mümkün olmadığı görüşü biliniyordu. Türkiye’nin stratejik konumu eskiye göre daha çok önem kazandı. Türkiye’nin Ortadoğu’da güçlü bir devlet olarak yaşaması emperyalist güçlerin işine gelmiyordu. Bu sebeplerden önce içeriden karışıklık çıkarttılar. Kitabın başında işaret edilen kürt kardeşliği bozuldu. Bunlar incelenirken tekrar çok partili hayata dönüldü. 1946 yılından itibaren iki parti arasındaki çekişme 50’deki iktidar değişikliği demokrasiyi güçlendirmek yerine kargaşaya neden oldu. Günümüzde Öcalan olayı bir sır olarak kafalara yerleşti. Sonra Ergenekon olayı ile Türkiye yerinden sarsıldı. Tartışmalar başladı. Baktığımızda haklı sebeplere dayansa bile ihtilaller, muhtıralar, mektuplar fonksiyoner olamadı. Demek ki bunların perde arkasını araştırmak çok önemliydi. Bunları araştırmak Türk aydının işiydi. Bunların perde arkasını incelemeye, doğrularına işaret edilmeye çalışıldı. Ve bütün bunlar olup biterken bilgilendirme, bilgi edinme, bilgiyi kontrol altında tutma yani algılama metodu çok önemliydi. Bunlar toplumsal bozgun ve benzerleri gibi metotlarla yürütülüyordu. Geçmişteki soğuk savaşın adı bugün karanlık savaş olarak karşımıza çıkmakta. İşte kitap bu karanlık savaşın perde arkasının analizini yapmaya çalışıyor.”