Kafa karışıklığı
Son zamanlarda insanlarımızda korkunç denebilecek ölçüde bir kafa karışıklığı yaşandığı görülüyor.
Bizim kafa karışıklığı yaşadığını gördüğümüz insanlar aynı durumda bizim bir kafa karışıklığı yaşadığımızı iddia edebiliyorlar.
Bu yaşanan kafa karışıklığı sadece gündelik hayatta yaşanmıyor.
1400 yıldır sahih bir şekilde bize kadar gelen İslam dininin temel hükümleri konusunda bile kafa karışıklığı yaşanıyor.
Kendisinde hiçbir şüphenin olmadığına inandığımız Kur’an-ı Kerim ayetleri hakkında zamane hocaları tarafından öylesine teviller yapılıyor ki Müslümanların kafaları karışıyor.
Hz. Peygamberimiz (sav) hakkında öylesine ahlaksızca düşünceler üretiliyor ki 40 yıllık Müslümanların bile kafaları karıştırılıyor.
FETÖ ihaneti nedeniyle Türkiye’deki sahih tarikatlar hakkında öyle hezeyanlar üretiliyor ki kurunun yanında yaşın da yanması normal karşılanıyor.
Kafa karışıklığı sadece dini meseleler üzerinde yaşanmıyor.
Ekonomi mi derseniz? En büyük kafa karışıklıklarından birisi maalesef ekonomik hayatta yaşanmaktadır.
Daha dün denebilecek bir zaman öncesinde ticari faaliyetinde toplumun pek çok kesiminden daha hassas olan insanlar bu gün bu hassasiyetlerini kaybetmiş görünüyorlar.
Dün banka ile çalışanları özellikle de faizli işlemler yapanları tekfir etme derecesinde hassas olanlar bugünlerde bankalardan çıkmaz oldukları görüldüğü gibi dün kaçındıkları faizli işlemlere İslami(!) kılıflar bularak faize bulaştıkları görülüyor.
Bunun temel nedeninin son 16 yıldaki AKP iktidarının getirdiği dünyevi rahatlığın oluşturduğu hassasiyetlerdeki erozyon düşünüyoruz.
Ak Parti’nin iktidara gelmesi ile siyasi ve ekonomik alanda rahatlığa kavuştuklarını gören Müslümanların özellikle 17-25 Aralık ve 15 Temmuz girişimlerinden sonra kendilerini devletle eklemlediklerini ve partilerini devletle özdeşleştirdikleri hatta işbaşındaki partileri nedeniyle devleti kutsallaştırdıkları için bu kafa karışıklığına düştüklerini zannediyoruz.
Geçmişte iktidar olmanın başka şey devlet olmanın ise daha başka şey olduğunun acı tecrübesini yaşayan Müslümanlar bu gidişle korkulur ki bu acı tecrübeyi bir daha yaşayacaklar gibi görünüyor.
Bu günlerde yaşadığımız kafa karışıklığından artık iktidar partileri olarak vasıflandırmanın yanlış olmayacağını düşündüğümüz Ak Parti ve MHP’nin en azından siyasi olarak her zamankinden daha çok istifade ettikleri görülmektedir.
İktidar olmanın psikolojisi bir yana devlet imkânları yanında adına yandaş basın denilen basın yayın organlarını da etkin bir şekilde kontrol etmenin bunda payının büyük olduğuna inanıyoruz.
İktidar partileri olan Ak Parti ve MHP mensuplarındaki kafa karışıklığı öylesine bir duruma gelmiştir ki seçim meydanlarında söylenen sözlerin üzerinden daha henüz bir ay bile geçmemesine rağmen tam aksi istikametteki uygulamaları savunmakta bir sakınca görmemektedirler.
Ekonomi ve dövizdeki yaşanan sıkıntılı durum bunun ispatıdır.
Üst akıl olarak suçlanan Amerika ve Avrupa ülkeleri ile yaşanan problemlerin unutulmuş görülüp yeni yeni dostane ilişkiler kurulması bunun ispatıdır.
Filistin ve Kudüs meselesine sahip çıkılır gözükürken diğer taraftan terörist işgalci devlet İsrail ile yaşanan dostluk ilişkisi bunun ispatıdır.
Hatta seçimden önce “paralı askerlik şehitlere saygısızlıktır” diye esip gürleyenlerin seçimin üzerinden henüz bir ay bile geçmeden bedelli, askerlik konusunda kanun teklifi vermeleri de bunun bir başka ispatıdır.
Toplumum kahir ekseriyetinin idam cezasının tekrar getirilmesini istemesine rağmen TBMM’nin neredeyse tek hâkimi olan Cumhurbaşkanının idam konusunda hiçbir teşebbüste bulunmaması hatta tamamen gündemden düşürülmesi de bunun ispatıdır.
Yukarıda en başta yazdığımızı tekrarlayalım.
Son zamanlarda insanlarımızda korkunç denebilecek ölçüde bir kafa karışıklığı yaşandığı görülüyor.
İnsanların kafaları bir kez karışmaya görsün.
Kendi ikballeri için önceden reddettikleri pek çok konuda ürettikleri fitneler vasıtasıyla insanların akıllar o kadar vahim bir şekilde karıştırılır ki insanlar hak ile batılı birbirinden ayırmazlar ve dün ak dediklerine bu gün kara, kara dediklerine ak der hale getirili verirler.
Milletin aklını karıştıracak fitneleri üretenler öylesine bir taktik uygulamaktadırlar ki, fitneciler toplumun iyileri oluvermiş, fitne ateşini yakmalarının kötülüğü bir yana yaptıklarını güya milletin ve memleketin ıslahatı namına yaptıklarını söyleyivermişler ve kendilerine kurtarıcı süsü verivermişlerdir.
Son zamanlarda yaşananların bir kafa karışıklığı hatta toplumu bölen bir fitne olduğunu söyleyenler mi?
Onlar en yakınları tarafından bile çoktan vatan haini olarak tanımlanmışlardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.