İyi sonuç
Spor dünyası yasta.
Alanyaspor’un Çekyalı futbolcusu, Josef Sural’ın elim bir trafik kazasında yaşamını yitirmesi tüm Yurtta spor camiasını yasa boğdu.
Başarılı futbolcunun apansız ölümü nedeniyle ailesine, Alanyaspor’a ve Türk Spor camiasına başsağlığı dileklerim.
Alanyasporlu 6 futbolcunun da kazada yaralanması nedeniyle ligin 31. haftasında, Pazartesi günü oynanacak Alanyaspor-Atiker Konyaspora maçı, rakip takamın haklı başvurusu sonucu Futbol Federasyonunca doğal olarak ileri bir tarihe ertelenecek.
Maç, Federasyonun iki takımın fikstürünü göz önüne alarak belirleyeceği bir tarihte, muhtemelen Çarşamba günü oynanacak.
***
Galatasaray Konya’dan lider dönmedi/dönemedi.
Maç öncesi varsayımlarına göre, Atiker Konyaspor’un, Süper Ligin en iyi kadrosuna sahip, şampiyon adayı Galatasaray’a yenilmesi gibi doğal bir şey olamazdı.
Puan da alabilirdi.
İşte bu gerçekleşti.
Bunun için iki yıl önceki Aykut Kocaman ve Konyaspor olmalıydı Pazartesi akşamı sahada.
Çok iyi, zevkli bir oyun mu vardı? Elbette ki değildi.
Ama, o eski Konyaspor yine sahaya döndü ve Galatasaray’ı liderlikten etti.
Aslında Galatasaray’a liderlik yolunu, Cuma akşamı İstanbul’da, düşme hattında bulunan Göztepe’ye yenilen Başakşehir açmıştı.
Her ne kadar Abdullah hoca maç sonrası basın toplantısında bir gazeteciye kızmış olsa da Başakşehir’in “kimyası” bozulmuş.
Bunun nedenlerini de herkes çok iyi biliyor.
Başakşehir ve Osmanlıspor’un gelir kaynakları kesildi. Ne kadar üzücü değil mi?
Gelirler kesi linçe işler kesatlaştı.
Galatasaray’ın Konya’dan beraberlikle ayrılmasıyla aradaki puan farkı 2’ye inse de Başakşehir hem Galatasaray, hem de Beşiktaş’a oranla daha şanslı gibi görünüyor şampiyonluk için. Öyle sanıyorum ki, bu hafta ki Galatasaray-Beşiktaş maçı düğümü çözecek.
Umarım hakem hatalarının konuşulmayacağı, centilmence geçen bir maç olur.
***
İlk yarısı zevksiz, ikinci yarısı daha tempolu ve zevkli geçen bir maçtı.
Atiker Konyaspor 10 haftadır kazanamama şanssızlığını yenmek, Galatasaray ise Konya’dan lider dönmek için çıktı sahaya.
İlk dakikalarda konuk takım topa biraz daha fazla sahip olarak atak yapma görüntüsü verdi.
Atiker Konyaspor ise, dediğimiz gibi eski günlerine dönerek oyunu ikinci bölgede alan daraltarak kontrol etme yolunu seçti. Bunda da başarılı oldu.
Galatasaray her ne kadar atak yapıyor bir görüntü verse de Konyasporlu futbolcular rakibi ceza alanı çevresinde etkisiz hale getirmesini bildi.
Bu bir yerde rakibi dış şut atmaya zorlamak demekti. Ama, kupa yorgunu olan Galatasaray bunda da başarılı olamadı.
Atiker Konyaspor rakibe pozisyon vermezken, kendisi de ilk kez 24. dakika da Ömer Ali ile bir pozisyon üretebildi.
Sonuçta da devre golsüz kapandı.
İkinci yarıda Galatasaray oyunu çabuklaştırarak Konyaspor’un üzerine daha çok gelmeye başladı. Yeşil-beyazlılar, bir süre bu ataklara karşısında zorlansalar da soğuk kanlılığını koruyarak 60. dakikadan sonra etkili olmaya başladı.
Ancak, iki bekin geçtiğimiz haftalara oranla ileriye çıkmaması, ki bu doğal, Ömer Ali ve Fofana’nın etkisiz oyunu ve önce Yatabare, sonra da Jahoviç’in rakip defans arasında kaybolması sonucu gol gelmedi.
Eminim ki, Konyaspor defansta gösterdiği başarıyı ileride de gösterebilseydi, gününde olmayan Galatasaray’ı İstanbul’a puansız gönderebilirdi.
Ama, her şeye rağmen Galatasaray karşısında alınan 1 puan galibiyet kadar çok önemli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.