Muammer Çelik

Muammer Çelik

İsveç Gavuru

İsveç Gavuru

Kur’an yakma küstahlığı,(alçaklığı) iki de bir Fransa veya İsveç’te olmaktadır. Her zaman aynı ülkelerde olması da düşündürücüdür. Bu eylemin bazı psikolojik, sosyolojik ve siyasal- stratejik bir çok hedefleri olabilir.

***

Bir de bu; “Kur’an yakma” söylemi bana çok garip geliyor. Çünkü gerçekte Kur’an; yanmaz. Çünkü, Kur’an; okunan (kitap) demektir. Kur’an; kalplerde gönüllerde dillerde, ellerde okunan, çok sevilen, ezberlenen bir kitaptır. Kur'an; sosyal hayatta (evlenmede-boşanmada, yeme- içmede, düğünlerimizde, bayramlarımızda, sohbetlerimizde, cenazelerimizde... Vb.) yaşanılan bir kitaptır. Ahlak olarak yaşanan, hukuk (şeriat) olarak icra olunan, ekonomi-ticaret olarak uygulanan, mahkemelerimizin mihenk noktası...(Vb.) bir kitaptır. Kur’an; hayat nizamıdır, hayatın taa kendisidir.

***

Hiçbir kitaba nasip olmayan hafızlık sistemi ona nasip olmuştur. Dünyadaki bütün Müslümanlar onun hafızı olmak ve onu ezberlemek için yarış içindedirler. Zaten dünyada da hiçbir kitabın bu kadar hafızı olmamıştır, olamaz da... O, öyle bir kitaptır ki; onun her suresi Kuran’dır, her ayeti Kur’an’dır ve tamamı da Kuran’dır. Onun bir ayetini bile abdestsiz ele alamayız, dokunamayız ve besmele çekerek okuruz.

***

Evet iki kapak arasında yazılı sayfalardan oluşan ve hep elimizin altında bulunan çocuklarımıza okutup ezberlettiğimiz ve onun için beş yaşında evde, yedi yaşında camilerimizde on bir yaşı ve yukarısında Kur’an kurslarımızda, İmam Hatip Liselerinde ve sonra İlahiyat Fakültelerinde okutmak için kurumlar kurup-açtığımız kitabımızdır bizim o. O, iki kapak arasındaki yazılı ayetlere biz saygıda kusur etmeyiz. Onları düşük alçak yerlere koyamayız. Değil yakmak ona dil uzatanın dilini keser, yan gözle bakanın gözünü çıkarırız.

***

Ancak meyvenin içindeki kurdun meyveyi içten-içe yiyip çürüttüğü gibi içeriden onu yemeye çalışan art niyetli (münafık) veya ahmak Müslüman; ya da tembel samimiyetsiz ve ihlassız kişilerin onu yorumlaması, okuyup-okutması, hocalığını yapması işi mahvediyor. Hele-hele devlet yönetimindeki yaşantımızdaki onun-Kur’an’ın- hükümlerinin boşa çıkarılması, hükümsüz kılınması; yakılmasından da beter bir duruma getiriyor, o kainatın en büyük mucizesini... İmanı olan, vicdanı olan, hiç bir kimse buna razı olamaz. Cenabı Allah Furkan suresi 30. ayet i kerimede şöyle buyuruyor: “Peygamber dedi ki: “Ey rabbim! kavmim bu Kuran’ı terk edilmiş bir şey yerinde tuttular.” Yani onu terk ettiler. Sözde evlerinde asılı, hafızları var ama amel olarak onu terk ettiler...

***

İsveç’teki olaya gelince; o kâfir de biliyor ki bu; Müslümanların inancına bir zarar vermez. Ancak onlara, (Müslümanlara) hatta Allah’a karşı kendince bir tepki kızgınlık gösterisi yapıyor. Hangi Müslüman kim ona ne yaptıysa; o da öfkesini Kuran’dan almak istiyor?!. Çünkü bu olaya Müslümanların aşırı bir şekilde üzülüp kızacaklarını da biliyor. Belki bu adamın anası babası bile Müslüman olabilir.

***

Ya da siyasi bir takım provokatif olayları körüklemek ve farklı sonuçlar elde etmek için yapılmış da olabilir. Mesela ben İsveçli bu kafire kızdım diye Tevrat’ı veya İncil’i yakmam, yakamam. Kime ne faydası olur? Tabi bu adamın bu işinin arkasında planlayıcılar varsa o başka!..

***

Neyse gelin ey devlet ricali şu basit kınama enstantanelerini geçip kuranın hükümlerinin tümüyle yeniden hayatımıza hakim olması için çaba gösterelim. Yarın yevm-i mahşerde; Kur’an mızrakların ucuna yapraklarını takanlara değil; hüküm olarak onun hükümleriyle hükmedenlere şefaatçi olacaktır. Kur’ani bir hayat yaşayanlara selam olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Muammer Çelik Arşivi