İstikrar sürecek

AK Parti Konya Milletvekili Hüsniye Erdoğan ülke gündeminde yaşanan son gelişmeler hakkında basın toplantısı düzenledi. Partinin il binasında düzenlenen toplantıya AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyeleri Nesrin Sert ile Tuğba Odabaşıoğlu da katıldı. Sözlerine terör olayları ile ilgili konuşarak başlayan Erdoğan, "Memleketimizin şanlı evlatları; Cihanbeyli’li Emniyet Müdürü Beyazıt Çeken, Kadınhanı’lı Uzman Çavuş Veli Ateş, Doğanhisar Deştiğin’li Astsubay Üst Çavuş Dursun Taştiken ve diğer şehit kardeşlerimiz bu vatana borçlarını canlarıyla ödediler. Minnettarız. Ruhları şad olsun. Umarız bir daha bu acılar tekrar yaşanmaz, analar ağlamaz, eşler kocasız yavrular babasız kalmaz. Bu vesile ile, vatan ve milletimizin huzurunu korumaya çalışan güvenlik güçlerimize şereften yoksun bir şekilde, haince ve kalleşçe saldıran terör örgütünü de bir kez daha şiddetle lanetliyorum. Son günlerde ülkemizde oynanmak istenen oyunun farkındayız. Türkiye'mizin, büyümekte olan ekonomisi, bağımsızlaşan dış politikası ve gıpta edilen istikrarı ile bölgesinde ve dünyada sözü geçen ve sözü dinlenen bir ülke durumuna gelmesini istemeyenlerin kurguladıkları senaryolar olduğunun bilincindeyiz" ifadelerini kullandı.

BİLİNÇLİ OLARAK AYNI ANDA BAŞLATILDI

Terör olaylarının birilerinin düğmeye basması ile başladığını kaydeden Erdoğan, "7 Haziran’dan bugüne terör, bilinçli, kasıtlı ve planlı bir şekilde hortlatılmaya ve tırmandırılmaya çalışılmaktadır. Kökü dışarıda mahfillerin maşaları, yeşeren huzur ve kardeşlik iklimini ve yerleşen istikrarımızı bozmayı hedef almışlardır. Bildiğiniz gibi, PKK, DHKP-C ve DAEŞ başta olmak üzere terör örgütleri Türkiye’ye eş zamanlı olarak saldırıya geçtiler. Perde gerisindeki odaklar, birbiriyle ihtilaflıymış gibi görünen bu üç örgütü birden harekete geçirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milletimiz, çok yönlü, çok aktörlü ve son yılların en kapsamlı saldırılarıyla karşı karşıya bırakılmaya çalışıldı. Bu hain saldırıların birinci hedefi: demokrasimizdir, insan hakları ve özgürlüklerimizdir. Sayın Genel Başkanımız ve Başbakanımız, Türk demokrasisine karşı olan bu tehdide, daha ilk günden, tüm liderlere ortak bir deklarasyon çağrısı yapmıştır. Fakat başta örgütün siyasal uzantısı olanlar ile bizleri terörle mücadele konusunda acziyetle suçlayanlar, çeşitli mazeretlerle buna imza atmaya yanaşmamışlardır. Aziz milletimiz burada kisamimiyetsizliği ibretle müşahede etmiştir" diye konuştu.

KAMU DÜZENİNİN HEDEF ALDILAR

Olayların ikincil ana hedefinin kamu düzenini bozmak olduğunu dile getiren Erdoğan, "İkinci hedef, Türkiye’nin kamu düzenidir. Türkiye’de bir yönetim ve hükümet boşluğunun olduğu, sokaklarında huzurun ve can güvenliğinin olmadığı gibi bir intiba verilmeye çalışılmıştır. Bilmedikleri şudur ki; bedeli ne olursa olsun, Allah ömür verdiği sürece, omzundaki emaneti taşımak ve milletine karşı görevinin gereğini yapmak için bir dakika dahi tereddüt etmeyecek bir Başbakan ve onunla birlikte yanında dimdik yürüyen erdemli ve kararlı bir kadro vardır. Hain saldırılar karşında alınan tedbirlerden bir an dahi vazgeçmemiz, tereddüt göstermemiz söz konusu değildir. Kimse boş heveslere kapılmasın. Üçüncü hedef: Türkiye’nin uluslararası itibarıdır. Bölücü ve yıkıcı terörist yapılarla, devletimizi, hükümetimizi ve demokrasimizi hedef alan paralel örgütlenmelerin de desteği ile Türkiye DAEŞ’e destek veriyor gibi bir görüntü verilmek istenmiştir. Görüldü ki; Türkiye kendisine yönelen her türlü hasmane tavrı cezalandırmaya muktedirdir" şeklinde konuştu.

MHP'NİN GEREKENİ YAPMASINI UMUYORUZ

MHP ile gerçekleşmesi planlanan koalisyon görüşmesi hakkında konuşan ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, "7 Haziran akşamından beri söylemlerinde hep olmazları tekrar eden ve tabiri caizse işi yokuşa süren bir anlayış sergileyen MHP’nin devlet ve hükümet etme sorumluluğunu paylaşmadaki samimiyeti de test edilmiş olacaktır. Bu görüşmelerden de bir sonuç alınmadığı takdirde, tekrar asıl hakem olan millete gitmekten başka bir çare de kalmamış olacaktır. Biz AK Parti olarak her zaman milletimizin hakemliğine ve sağduyusuna güvendik. Seçimleri bir zehir değil bir çare ve deva olarak gördük. Ancak bir seçim kararı alınacaksa da bu kararın Yüce Meclis’in bir kararı olması gerekir diye düşünüyoruz" açıklamasında bulundu. Basın mensuplarının seçimlerin terör olaylarının yaşandığı bir ortamda yapılması hakkında sorduğu soru üzerine, "Birkaç çatışma için seçimden vazgeçmeyiz" demesi de dikkatleri çekti.

BERKHAN PARLAK