İstatistiklerin yanılması
Sevgili Merhaba Gazetesi okurları ilk yazımı sizlerle paylaşıyorum. Bundan sonra dilimin döndüğünce Konyaspor’u yazmaya çalışacağım. Keyifli okumalar..
Yeni bir başlangıcın eşiğinden 4 hafta önce geçmiş olan Konyaspor sahasında bu sezon deplasman takımına dönüşmüş Fenerbahçe’yi ağırladı. İç sahasında puan toplama konusunda bu sezon büyük sıkıntılar çeken Fenerbahçe deplasman maçlarında puan toplamayı önceki sezonlara nazaran daha çok başarmış.
29. Hafta beklediğimiz üzere bizim için zorlu bir haftaydı. Rakibimiz Fenerbahçe’nin iyi ayakları oturmuş düzeni yanı sıra kadro olarak çok farklı tercihler-defans hattındaki sakatlık ve cezalı oyuncular sebebiyle maç başlayana kadar sağ ve sol bekte sürpriz isim kim olur bekleyişi uzun süredir forma bulamamış maç eksiği olan Adil Demirbağ ile son buldu.
İlk 35 dakika Fenerbahçenin açık ara üstün oyun oynadığı ve 29.dakikada Szalai 32. Dakikada Osayi Samuel ile bulduğu erken goller gardımızı düşürmemize sebep oldu. İlk yarının sonlarına doğru bir gol bulup oyuna ortak olmak istesekte çok net bir gol pozisyonu yakalamış olsak dahi ilk yarının son 15 dakikası gol bulamayıp soyunma odasına 2-0 mağlup girdik.
İkinci yarı çok baskılı ve oyunu elinde tutan takımımız istatiksel olarak da Fenerbahçe’nin çok üstündeydi. Bu istatistikler maçı izlemeyen birisine gösterildiğinde Fenerbahçe’nin kazandığına inandıramayacak kadar güçlü: isabetli pas oranımız rakipten neredeyse yarı yarıya fazla topa sahip olma oranımız ise yüzde 68 olarak kayıtlara geçmiş.
Maçın son devresinde 78. dakika Pelkas’ın sakatlanıp oyundan ayrıldığı pozisyona kadar topu ileriye taşıyan oyunu rakip sahada çok rahat kuran çok baskıcı ve ilk yarıya nazaran Fenerbahçe’nin elini kolunu bağlamış bir Konyaspor izledik. Fakat bu güzel oyunu golle süsleyememiş olmamız son pas ve bitirici vuruşlarda eksikliklerimizin sebebiyet vermesidir. İkinci yarı çok net 3-4 gol pozisyonumuz da golle buluşabilseydik oyunun şifresini çözmüş çok daha farklı bir maç izlerdik. Hatta önceki haftalarda olduğu gibi geri dönüş yapabilirdik. Son pas ve vuruşlar gol isteği değil sanki toptan benden çıksın isteği ile yapılıyor gibiydi.
Çok güzel bir ikinci yarı oynamış olmamız ileriye umutla bakmamızı sağlıyor 3. golü çok büyük bir talihsizlik üzerine yemiş olsak da bu talihsizlik sadece kaleci Sehic’in değil son paslarda ve son vuruşlarda yetersiz kalan hücum hattımız içinde geçerli.
Birkaç güzel dokunuş kadro ve hücum hattındaki taktiksel varyasyonlar son pas ve son vuruşların ciddiyeti konusundaki uyarılar ve çalışmalar ile ileri ki haftaları daha sağlıklı mutlu ve galibiyetli atlatabiliriz.
Ayrıca önceki haftalara göre dersine çok iyi çalışmış bir Fenerbahçe izledik. Gökhan Gönül 72 kere pozisyon oluşturmak için topla buluşmuş bu maç. Bunun neresi garip diyebilirsiniz fakat Fenerbahçenin pozisyon kurmak için Konyaspor’un 3 aydır forma bulamamış beki Adil Demirbağ’ın bulunduğu bölgeyi seçmesi hiçte tesadüf gibi durmuyor.
Hakem konusunda diyeceklerimi çok kısa tutacağım skora etki eden hatalar yapmayan hakem Fırat Aydınus birkaç pozisyon haricinde tartışmasız bir maç yönetti gibi gözüküyor.