'İsrail herkes için tehdit'

İsrail-Gazze savaşında 356. gün yaşanıyor. İnsanlık dramı da her geçen gün artıyor. İsrail, hukuk ve kural tanımadan katliama devam ediyor. Gazze'de, Kudüs'te taş üzerinde taşın kalmadığı belirtiliyor. Hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artarken, dünya da büyük bir sessizliğe bürünüyor. ABD ve Avrupa ülkeleri İsrail'in bu katliamını meşru görürken, İslam ülkeleri de zulme yeterince ses çıkaramıyor. Bu savaş sadece Filistin ile de sınırlı kalmadı. İsrail, Lübnan'a da saldırıyor. Ailesi de Gazze'de yaşayan Filistinli Gazeteci Muhammed Abu Taqiya, Merhaba Gazetesi'ne değerlendirmelerde bulundu.

SESSİZLİĞİN BEDELİ AĞIR OLUYOR

Her fırsatta İslam ülkelerine “Ayağa kalkın” çağrısında bulunulduğunu dile getiren Taqiya, hedefin sadece Filistin ve Lübnan olmadığının altını çizdi. Hedefin İslamiyet olduğunu söyleyen Taqiya, İslam ülkelerinin yaşananlar karşısında yaşadığı derin sessizliğin yürekleri dağladığını ifade etti. Taqiya, “ABD ve Avrupa ülkeleri İsrail'in bu katliamını meşru görürken, İslam ülkeleri de zulme yeterince ses çıkaramıyor. Neredeyse 1 yıl oldu ancak Filistinliler hala 'İslam ülkeleri' diyor. Gazze şeridindeki Filistinliler, hala Ümmetten söz ediyor, Ümmete dualarında yer verip, onlar için Allah'tan iyilik ve izzet diliyor. Aslında onların buna ihtiyacı yok. Onların duasına ihtiyacı olan biziz. Eğer bu zulme engel olamazsak, katil İsrail Rafah'taki 1,3 milyon insandan binlerce kardeşimizi katledecek. Bu nasıl mı engel oluruz? Var olan tüm yollarla Refah'a doğru akın etmeye çalışmalıyız. Başka yolu yok. 57 İslâm ülkesi var. Her ülke halkı, 10 bin kişi göndersin, bu sorun çözülür. Her defasında aynı şeyleri söylüyoruz ancak bundan başka çıkış yolumuz yok. Sessizliğin bedeli ağır oluyor” şeklinde konuştu.

LÜBNAN DİK DURMAYI TERCİH ETTİ!

İsrail'in Lübnan'a saldırmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Filistinli Gazeteci Muhammed Abu Taqiya, ayrıca şunları kaydetti: “Lübnan'ın sessiz kalmasını, izlemesini, kınama açıklamalarıyla ve söylemlerle yetinmesini istediler. Ancak Lübnan, direnişi ve halkı, Siyonistlerin imha ve soykırım savaşı karşısında böyle olmayı reddederek, ilk andan itibaren Filistin-Gazze'yi ateş ve kanla destekleme kararı almış ve bugüne kadar da geri adım atmadı. Tüm bu bedellerin sadece Gazze'yi desteklemek ve direnişi ile birlikte onu savunmak için değil, aynı zamanda Lübnan'ı savunmak için olduğu da kesindir. Zira Siyonist soykırım ve sömürge projesi Filistin'i tehdit etiği gibi Lübnan'ı, Türkiye'yi ve tüm bölge ve dünyayı tehdit ediyor. Lübnan, dik duruşunun karşılığını alıyor. Allah Lübnan'ı, direnişini ve halkını korusun. Onların duruşu, unutulmaz tarihi ve onurlu duruşları.”