Nesrin Ercan

Nesrin Ercan

İslam İktisadına Dair 

İslam İktisadına Dair 

 

  Çerçeve – 1

  “ Allah (c .c. ) size yardım ederse, artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur. Ama O sizden yardımını çekecek olursa, artık O’ ndan sonra, size yardım edecek olan kişi de kimdir? 

O halde mü’minler yalnız Allah’ a güvenip dayansınlar. “

  Evet. Allah-u alem (c. c.)’ in Al-i İmran suresinin 160. ayetinde açıkça bildirdiğine inanan, iman eden; şek ve şüphesiz bunu kendisine düstur edinerek yola çıkanların ortaya koyduğu yeni bir çalışma alanından bahsetmiştik geçen ay ki köşemizde…

  Adı İslam iktisadı. Sözlük tanımı; “ insan merkezli doğal( fıtri) bir disiplin. 

  Benim için, yeniden doğuş.. Aydınlık bir yol. İnsanı elinden tutup, ayağa kaldıracak güçlü bir dayanak. Sarsılmaz bir kale. 

  Günümüzde yeni ortaya çıktığı sanılan, fakat kökeni insanlığın varoluşuyla bir bütün olan bu konuyu daha anlaşılır nasıl aktarabilirim diye düşünürken, aslında tamamıyla bu çalışma alanının kendisini tanıtmaktan ziyade, bilakis onunla pek çok farklı yönü bulunan veya tamamen İslam ekonomisinin doğrularını saptırarak oluşturulmuş kurallar çerçevesinde kurulan farklı ekonomi sistemlerini de anlatarak İslam iktisadı gerçeğini daha açık bir şekilde ortaya koyabileceğim kanısına vardım. 

  İşte bu doğrultuda ilk olarak, bir diğer iktisadi sistem olan Sosyalist ekonominin ne olduğuna, ne olmadığına bir göz atalım. 

  Genel olarak Sosyalizm, özü bakımından ne din yanlısıdır ne de tam olarak dinin karşısında durur. Sosyalizm, toplumsal düzeni değiştirici bir siyasi akım olması nedeniyle dine dayalı grupların kurulmasını kabul etmez. Din ve ahlak konusunda hümanist( insancı) bir tavır takınır. ( Erdem, 1992: 435- 436). Özellikle Sosyalizm’ in bilimsel yönü dine, Allah’ a, dini ve manevi değerlere asla yer vermez. Çünkü onlara göre, zaten uygulanan Komünizm(bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum düzeni) bir dindir. Yani buradan da Sosyalizm’ in, kişisel mülkiyet fikrini ortadan kaldırmış olduğunu da kolaylıkla anlayabiliriz. Zira bu ekonomik sistemde yalnızca devletin malları vardır. Şahıslara ait herhangi bir iyelik hakkı bulunmaz. Buna karşılık İslam ekonomisinde devletin malları olduğu gibi, kişilerin de malları vardır. Devletin gelirleri olduğu gibi, kişilerin de gelirleri vardır. Yani kişiye geliri sürekli devlet sağlamaz. 

  Kişisel mülkiyeti kaldırma durumuna karşı, insan fıtratında varolan “ bir şeye sahip olma” duygusu etkili ve baskın güçtür. Böyle bir duygu ve isteği yok saymak insanda bir takım ruhi çatışmalara yol açacaktır. Sosyalizm’ in benimsediği bu ekonomi ilkeleri insan doğasına aykırı olduğu için Sosyalizm fikri bir asır bile yaşayamamıştır. 

  Sosyalizm, insanın sosyal yaşantısında birtakım maddi isteklerinin yanında, fikir ve inançlarının da olabileceği gerçeğini ise unutmuştur. İslam ekonomisi ise insana yol gösterici olarak ruhi ve ahlaki terbiyeyi vermiştir. Fakat Sosyalizm bu tür unsurlardan yoksundur. Bu nedenle de ruhen yaptırımı olmayan yani insani, vicdani ve hakkani hislerden uzak bir ekonomi sisteminden yanadır. Bunun en önemli sonucu da dini ahlakla gelişen, kendini kontrol etme ve nefse hakim olma bilincinden uzaklaşmaktır. Bu ise insanı kaçınılmaz olarak hataya, yanlışa, adaletsizliğe, hakkının gasp edilmesine sevkeder. Bütün bunları ve daha fazlasını deneyimleyen insan, ne yazık ki ruhsal bunalımla karşı karşıya kalır ve bu da doğrudan veya dolaylı olarak hem bireyin hem de toplumların daha menfi durumlara maruz kalmasına sebep olur. 

  Sosyalizm’ de insan istediği kadar yetenekli ve çalışkan olsun, belli bir gelire sahiptir. Fakat İslam’ da işleyiş böyle değil. İslam, yetenekli, çalışkan, sürekli gelişim gösteren, hem kendisi hem de toplum için sürekli üreten ve kalkınmaya olumlu katkı sağlayan bireyin daha fazla gelir elde edebileceğini söyler. Nitekim Allah(c. c. ) Yüce Kur’ an’ da şöyle buyurur: 

 “ İnsan için ancak çalıştığı vardır. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra da karşılığı eksiksiz ödenecektir. “ 

( Necm, 53: 39- 41). ( Yazır, 2014: 370). 

 

Çerçeve – 2’ de görüşmek üzere…


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nesrin Ercan Arşivi