Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Irkçı heykeller!

Irkçı heykeller!

Irkçı putlar, Avrupa’da bir bir yıkılıyor, boğazına bir urgan bağlanarak yerinden sökülüyor ve yüzüstü süründürülerek denize atılıyor! İngiltere’de ırkçı heykellerin bir bir yerinden sökülüp denize atıldığını gördük.

İnşallah bütün Avrupa’da ve dünyada ırkçı putlar ve ırkçı heykeller, zalim putlar ve heykeller bir bir sökülür ve boğazına bir urgan bağlanarak yerde süründürülür ve parçalanarak denize atılır!

Allah’a hamdolsun zifiri karanlık sona ermek üzere şafak söküyor! İnsanlığın yüzü gülmek üzere yukarıda ay yıldızlı hilale bir bakın o da gülmek üzere. El sallıyor, Şafağın sökmesi yakın, diyor. Bu müjdeyi almak ne büyük bir şeref, ne büyük bir bahtı açıklıktır.

İnşallah yakında bütün köle ticareti yapan heykeller, putlar bir bir parçalanacak ve köle ticareti yapan zihniyet bir bir tasfiye edilecektir.

Geçen Mayıs ayının son haftasında zalim ABD’nin Minneapolis eyaletinde dolandırıcılık suçuyla yakalanan kelepçeli bir şekilde yüzüstü yatırılan siyahi George Floyd, polis tarafından boğazına diziyle bastırılarak öldürülmüştür.

 Bu, kabul edilemez bir cinayettir. ABD’nin iç dünyasını yansıtan dışa yansımış bir tezahürüdür. ABD işte budur. Avrupa işte budur. “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” işte budur.

Tek dişi kalmış canavardan bunun dışında bir şey beklemek mümkün mü? Beklemek eblehliktir, safdilliktir, mankurtlaşmaktır.

 Ey mankurtlaştırılmış dünya! Ey mankurtlaştırılmış İslam dünyası! Uyan artık bak herkes istidadının gereğini yapar.

 “De ki: Her insan kendi seciye ve karakterine göre davranır. Kimin daha isabetli olduğunu ise asıl Rabbiniz bilir”" (İsra, 17/84)

Biliyorum köleliği içselleştiren adam olmaz. Onun çocukları olur. Hz. Musa’nın kurtardığı İsrailoğulları adam olmadı, tekrar Firavun’un idaresini istediler, Tih çölünden Mısıra döndüler. Onların evlatları, Yuşa (a.s.)’ın eliyle adam oldular ve Kudüs’e girdiler. 

Sadede dönelim; Afrikalı siyahinin köleleştirilmesi, prangaya vurulması, ülkesinden sökülüp atılması 400 yıl öncesine dayanır. İngilizler, 1619 yılından itibaren Afrikalıları köleleştirmeye başladı, dilediğini canavar hislerini tatmin için öldürdü, dilediğini denize attı,  çiftlik sahiplerine sattı, mısır ve tütün tarlalarında çalıştırdı, onların alın terini sömürdü ve halen sömürmeye devam etmektedir.  İki yüz yıl sürdü bu kölelik diyorlar ama halen devam etmektedir. Köleliğin kaldırılması kâğıt üzerindedir, icraatta devam ediyor. 

Mankurtlaştırılmış, ABD’nin zulmünü içselleştirmiş zalim olan Barack Hussein Obama’nın ABD Başkanı seçilmesi siyahilerin hürriyetine kavuşturulması manasına gelmez; zihniyet devam ediyor. İşte gördük binlerce siyahi, insanlık dışı muameleye maruz kalıyor. “Soluk alamıyorum” çığlıklarına istidatları gereği kulak bile vermiyor.

 Aslında yalnız siyahiler prangaya vurulmuş değil, dünya vuruldu. Kapitalist canavar insanlığı sömürüyor. Corona virüsü ile ABD’de ve dünyada genelde zenciler, işsizler ve sigortası olmayan ve iyi beslenemeyen bağışıklık sistemi zayıf kalmış bedenler ölüyor.

 Ey insanlar! Gelin ABD’li zencilerin kıyamına hukuk çerçevesinde destek verelim. Üstünlük takvadadır.

 Vedâ Hutbesinde: “Arabın Arap olmayana, Acemin de Araba üstünlüğü yoktur; üstünlük ancak takvâdadır” buyrulmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de ise şöyle buyrulmaktadır: “Gökleri ve yerleri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin ayrı olması, onun varlığının delillerinden, belgelerindendir. Doğrusu, burada bilenler (yâni ilim adamları) için dersler vardır” (Rûm, 22)

 İşte siyahinin kıyamı bu düsturları köle tacirlerine özümsetme ve içselleştirme zamanı. Haydi, dünya zenci kıyamına destek verelim ki insanlık gülsün ay yıldızlı hilal yukarıdan gülümseyerek insanlığı selamlasın, Ayasofya da kendisine vurulmuş prangaları kırarak hürriyetine kavuşsun. Olmaz mı? Hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Sadık Küçükhemek Arşivi