İMAN İŞÂRETLERİ
Din; sâdece iman etmekle kalmaz aynı zamanda ameli de gerektirir. Amelsiz iman yok olmaya mahkumdur. Ameller ve dahi sâlih ameller, imânı besler. Böylesi bir iman sâhibi dînini hem güzel yaşar hem de yaşatır. Amelleriyle etrâfına örnek olur. Müslüman nasıl olurmuş gösterir. Ancak günümüzde mâlesef herkesin kendine göre bir din algısı var. En iyisi benim fikrim gibisinden geçinenler çoğunlukta. Bilhassa; ‘boş ver namazı filan, sen kalbine bak’, ‘Benim kalbim temiz arkadaş.’ Diyerek çıkıyorlar işin içinden. Kimse kusura bakmasın, bu iddiaya, ‘kargalar bile güler.’ Sanki Hz. Aişe annemizin, Hz. Ali Efendimizin kalpleri temiz değil miydi?
Bâzıları da dîni kendi tekellerine almış, habire bir şey bilmeden, devamlı tartışma üzerinden dîni konuşuyor ve acımasızca yorumluyorlar. Ortalıkta herkes konuşuyor. Hakiki imanlı din adamları yerine, insanların sağlam inanışlarını bozmak amaçlı özellikle sapkın fikirlere sâhip din adamları (!) ekranlara çıkartılıyor. Bizim inançlarımızla, değerlerimizle oynayanlar, toplumda dâima yerileceklerini ahrette de yenileceklerini bilsinler… Veyl olsun onlara!
Kimsenin kaçamayacağı o büyük muhakeme günü gelmeden herkes ayağını denk atsın, mutlaka nefsini hesâba çeksin. Yaptıklarının günahını-sevâbını, helâlini-haramını düşünsün. Ahret hesapları, buranın basit hesapları gibi değildir. Yekün yekün yanlışlıklar, kötülükler, çirkinlikler, aşağılık davranışlar, kandırmacalar, yalan haberler, dini itibarsızlaştırmalar hepsinin ama hepsinin acı bir faturası olur kişilere… Aman dikkat! Bizden uyarması, demedi denmesin…
Halbuki biz kardeşiz. Birbirimizi yalnızca Allah (c.c) için sever ve seviliriz. İnsan ilişkilerinde kardeşlik hukûkunu korumaya gayret gösteririz, kul hakkına riâyet ederiz. Kardeşlikte dil, ırk, ülke, toprak ayrımı gözetmeyiz. Geçtiğimiz seneler Kürt olsun, Arap olsun Sûriyeli kardeşlerimize nasıl kardeşlik ölçüsünde yardım eli uzattıysak, Afrika kıtalarına gidip su kuyuları-okullar-câmiler-Kur’an kursları yaptıysak, bugün de Gazze’de, Filistin’deki kardeşlerimize elimizden geldiğince yardımlar yapmaya çalışıyoruz. Bütün bunlar kardeşlik çerçevesi içinde oluyor. Biz din kardeşiyiz. Birbirimize elbette destek olacağız. Zira yüce dînimiz bize bunu emrediyor.
Büyük âlimi Tantavî, İbni Cevzî’nin rivâyet ettiği şu hikmetten bahseder; ‘İbâdet ve taatin meşakkati gider, sevâbı kalır, günahın lezzeti gider acısı kalır. Allah ile ol, başka şeyi kafana takma. Gecenin karanlıklarında elini O’na uzat… De ki, Ey Rabb’im! Dünyâ ancak Seni anmakla, ahret ancak Senin affınla, cennet ancak Seni görmekle güzel… Kardeşinin elinden tut, hoşgörülü ol. İnsanların hatâlarını yargılamayı bırak! Onlar da, biz de, bu fânî dünyâda yolcuyuz… Küçük de olsa iyilik yapmaktan geri durma. Zira seni cennete sokacak iyiliğin hangisi olacağını bilemezsin.’ Yüzlerce kitabın özeti olacak ne mükemmel düşünceler!
Bizim kardeşliğimizin ortak paydası imandır. Kardeşlerimize gücümüz yettiğince her türlü moral desteğini veririz. Bakın şimdi küçüğünden büyüğüne sosyal medya paylaşımlarında, Filistinli kardeşlerimizin haklı direnişini hepimizi yansıtmaya, daha çok insana ulaştırmaya çalışıyoruz. Selam bizim parolamızdır. Biz her kardeşimize selam verir, selamını alırız. Ziyâret ederiz, kardeşlik haklarını gözetir, sevincine ortak olur, acısını gidermeye çalışır, elinden tutar destek oluruz. Tantavî’nin buyurduğu gibi ona mâli yönden yardım eder, hatâlarını büyütmeyiz. Vermeyene dahi verir, zulmedene zulmetmeyiz. Küçüklere merhamet eder, büyüklere saygı duyarız. Kötülüğe iyilikle cevap veririz. Hayır ve iyilik yaparken kendi sevdiklerimizden verir, infak ahlâkını uygularız. Bütün bunlar nedir Hak aşkına? Bunlar yüce dînimizin faziletli davranış biçimleridir. Bunlar Müslüman’ı cennete taşıyan ibretlik vesikalardır, imân işâretleridir. Ve bu kardeşlik bizi cennete taşıyacak ve cennette birbirimizi buluşturacak bir kardeşliktir. Ne mutlu uygulayabilenlere!
Bu birikimler, Müslümanların insanlık için çıkmış en hayırlı ümmet olduğunu haykırıyor. İslam ve bu yazdıklarımızı uygulayan hakiki Müslümanlar dünyânın şu perişan ve rezil hâline tek umut ve tek çâredir. İnsanlığa son umut ve son ümit biziz. Biz sapkın ve sapıtan bir ümmet değiliz. Bizim üzerimizde hesap yapanlar şunu iyi bilsinler ki, bizim kaderimiz taa arşta yazılmıştır. Müslümanların kaderi bugünün en modern silahlarıyla bozulamaz. Ölenlerin şehid kalanların gâzi olduğu, ölüme meydan okuyan bir kahraman ümmetiz. Bizi öldürmeye gelen biz de dirilir. Bu böyle biline…
Biz zorda kalanlara kim olursa olsun hep yardım ederiz. Allah Teâlâ’da, biz zorda kaldığımızda bizi daraltmaz, bunaltmaz. Müslümanlar kendileri için istedikleri güzellikleri başkaları için de, isterler bu sebeple Cenâbı Hakk’da onlara bütün güzellikleri ihsan eder. Müslümanlar ana-babayı, konu-komşuyu, akrabâyı görüp gözettiğinde Rabb’i Teâlâ’da onları iyiliklerden mahrum etmez. Biz mazlum ve mağdurları korursak Allahu Azûmuşşan’da, bizi zâlimlerin şerlerinden korur. Bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz hata ve günahlardan ötürü pişmanlık duyarak tevbe edersek yüce Rabb’imiz de bizleri affeder.
Daha ne diyelim efendim, affedilenlerden olmak duasıyla, hayırlı cumâlar.
.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.