Hocanın mirasına sahip çıkacağız
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Zülfikar Gazi, Erbakan Hocanın vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirirken kendilerine bırakılan manevi mirasa sahip çıkacaklarını söyledi
MİLLİ GÖRÜŞ SEVGİSİ BULUŞTURDU
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının ardından talebelerinin değerlendirmeleri devam ediyor. Uzun yıllardır Necmettin Erbakan ile siyaset yapan ve Milli Görüş şuurunu artırmak için omuz omuza mücadele veren Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi ve eski Milletvekilli Zülfikar Gazi’de duygularını dile getirdi.. Necmettin Erbakan ile tanışmasını anlatan Gazi, “Milli Görüş hayatım İmam Hatip Lisesi’nde başladı. Çorum’da öğrenci iken Milli Nizam Partisi yeni kurulmuştu Erbakan Hocamız bir sinemada konferans veriyordu Hocamızı o yıllar tanıdım. Siyasi arenayı, siyasi tabloyu hiç duymadığımız ifadeler ile tanıtmıştı. O yıllar genciz siyaset nedir bilmiyoruz. Hocamızın söylediği her kelime kafamıza yer ediyordu. Milli Görüş’e olan sevgimiz nedeniyle Milli Selamet Partisi’nin teşkilatları ile tanıştık. Daha sonra Allah nasip etti Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ne öğrenci olarak geldik. Geldiğimiz günden itibaren de MSP teşkilatı ile daha da yakınlaştık” dedi.
ÖMRÜNÜN HER ANINI DOLU GEÇİRDİ
Necmettin Erbakan’ın tüm hayatını dolu dolu geçirdiğini de ifade eden Gazi, “İlk tanıştığımız yıllarda hiç unutmuyorum seçimlerde gençlik kolları ile beraber köylere giderdik. Camilerde sohbet eder, daha sonra arkadaşlarımız yaptıkları konuşmalar ile MSP’yi anlatırdı. Hocam ile ilişkimiz MSP döneminde daha yakın oldu. Yüksek İslam Enstitüsü Talebe Derneği başkanlığını yapıyordum. Ama parti teşkilatımız ile de iç içe idik. Hocamız özellikle gençlere iki gün ara ile Milli Görüş’ü anlatıyordu. Allah rahmet eylesin ömrünü dolu geçirdi. Bir saniyesi boş olmadı. Bütün zamanını, gecesini, gündüzünü davasına harcadı. Böylelikle bir ömür sürdü ve görevinin başında da yaşama veda etti. Böylesine büyük insanların kadri kıymeti ne yazık ki vefatından sonra anlaşılıyor. Hocamızın önü kesilmese idi, bir takım engeller konulmasa idi şimdi Türkiye dünyanın en gelişmiş, en ileri, en huzurlu, en problemsiz bir ülkesi ve yeni bir dünyanın önderi olurdu. Ve hocamız hep bunu hedeflemişti. Hocamın çok geniş bir ufku vardı. Ortaya koyduğu sloganlar öyle gelişi güzel bir yerde duyulmuş ve ortaya atılmış sloganlar değildi. Tüm bunların önemi bu gün daha bir başka anlaşılıyor” diye konuştu.
TEK DERDİ MİLLETE HİZMET ETMEKDİ
Necmettin Erbakan Hoca’nın ortaya koyduğu sloganların gelişi güzel bir slogan olmadığını özellikle vurgulayan Gazi, “Muhterem Hocamız ‘Yaşanabilir bir Türkiye’ ‘Yeniden Büyük Türkiye’ diyordu. Hocamızın derdi millet idi. Millete, ümmete hizmet idi. ‘İnsanların en hayırlısı insanlara hizmet edendir’ düsturuna bağlı idi. Onun için diyordu ki önce biz bu ülkeye yaşanabilir hale getirmeliyiz. Aç açık kimse kalmamalı. İşsiz, fakir, yoksul kimse kalmamalı. Bu ülkede barış hakim olmalı, kardeşlik hakim olmalı. Kimse kimseye yan bakmamalı. Huzur içerisinde bir toplum haline gelmeli. Bunun tek yolu da ‘İslam kardeşliği’ ile mümkün idi. Dünyaya öncülük etmemiz gerekir derdi. Hocamız bütün mazlumlara kol kanat gererdi. Ama bunlar kesinlikle yetmez derdi. Şimdi onun bıraktığı bayrağı taşıma görevi bizlerde. Hocam bizlere büyük miraslar bırakıp gitti. Onun arkasında kalan onun bıraktığı mirasın sahipleri olarak bizler dünkünden daha çok çalışmak zorundayız. Çalışmalarımıza ara vermeden ve eskisinden daha hızlı ve seri devam etmek zorundayız. Bize bu şuuru Hocamız verdi bizde devam ettirmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının ardından talebelerinin değerlendirmeleri devam ediyor. Uzun yıllardır Necmettin Erbakan ile siyaset yapan ve Milli Görüş şuurunu artırmak için omuz omuza mücadele veren Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi ve eski Milletvekilli Zülfikar Gazi’de duygularını dile getirdi.. Necmettin Erbakan ile tanışmasını anlatan Gazi, “Milli Görüş hayatım İmam Hatip Lisesi’nde başladı. Çorum’da öğrenci iken Milli Nizam Partisi yeni kurulmuştu Erbakan Hocamız bir sinemada konferans veriyordu Hocamızı o yıllar tanıdım. Siyasi arenayı, siyasi tabloyu hiç duymadığımız ifadeler ile tanıtmıştı. O yıllar genciz siyaset nedir bilmiyoruz. Hocamızın söylediği her kelime kafamıza yer ediyordu. Milli Görüş’e olan sevgimiz nedeniyle Milli Selamet Partisi’nin teşkilatları ile tanıştık. Daha sonra Allah nasip etti Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ne öğrenci olarak geldik. Geldiğimiz günden itibaren de MSP teşkilatı ile daha da yakınlaştık” dedi.
ÖMRÜNÜN HER ANINI DOLU GEÇİRDİ
Necmettin Erbakan’ın tüm hayatını dolu dolu geçirdiğini de ifade eden Gazi, “İlk tanıştığımız yıllarda hiç unutmuyorum seçimlerde gençlik kolları ile beraber köylere giderdik. Camilerde sohbet eder, daha sonra arkadaşlarımız yaptıkları konuşmalar ile MSP’yi anlatırdı. Hocam ile ilişkimiz MSP döneminde daha yakın oldu. Yüksek İslam Enstitüsü Talebe Derneği başkanlığını yapıyordum. Ama parti teşkilatımız ile de iç içe idik. Hocamız özellikle gençlere iki gün ara ile Milli Görüş’ü anlatıyordu. Allah rahmet eylesin ömrünü dolu geçirdi. Bir saniyesi boş olmadı. Bütün zamanını, gecesini, gündüzünü davasına harcadı. Böylelikle bir ömür sürdü ve görevinin başında da yaşama veda etti. Böylesine büyük insanların kadri kıymeti ne yazık ki vefatından sonra anlaşılıyor. Hocamızın önü kesilmese idi, bir takım engeller konulmasa idi şimdi Türkiye dünyanın en gelişmiş, en ileri, en huzurlu, en problemsiz bir ülkesi ve yeni bir dünyanın önderi olurdu. Ve hocamız hep bunu hedeflemişti. Hocamın çok geniş bir ufku vardı. Ortaya koyduğu sloganlar öyle gelişi güzel bir yerde duyulmuş ve ortaya atılmış sloganlar değildi. Tüm bunların önemi bu gün daha bir başka anlaşılıyor” diye konuştu.
TEK DERDİ MİLLETE HİZMET ETMEKDİ
Necmettin Erbakan Hoca’nın ortaya koyduğu sloganların gelişi güzel bir slogan olmadığını özellikle vurgulayan Gazi, “Muhterem Hocamız ‘Yaşanabilir bir Türkiye’ ‘Yeniden Büyük Türkiye’ diyordu. Hocamızın derdi millet idi. Millete, ümmete hizmet idi. ‘İnsanların en hayırlısı insanlara hizmet edendir’ düsturuna bağlı idi. Onun için diyordu ki önce biz bu ülkeye yaşanabilir hale getirmeliyiz. Aç açık kimse kalmamalı. İşsiz, fakir, yoksul kimse kalmamalı. Bu ülkede barış hakim olmalı, kardeşlik hakim olmalı. Kimse kimseye yan bakmamalı. Huzur içerisinde bir toplum haline gelmeli. Bunun tek yolu da ‘İslam kardeşliği’ ile mümkün idi. Dünyaya öncülük etmemiz gerekir derdi. Hocamız bütün mazlumlara kol kanat gererdi. Ama bunlar kesinlikle yetmez derdi. Şimdi onun bıraktığı bayrağı taşıma görevi bizlerde. Hocam bizlere büyük miraslar bırakıp gitti. Onun arkasında kalan onun bıraktığı mirasın sahipleri olarak bizler dünkünden daha çok çalışmak zorundayız. Çalışmalarımıza ara vermeden ve eskisinden daha hızlı ve seri devam etmek zorundayız. Bize bu şuuru Hocamız verdi bizde devam ettirmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.