Hocaliptus
Biraz kavram üretelim, ve insanlığa kazandıralım…
Tefekkür hazinesine birkaç fikir kırıntısı bırakıp, şükredelim kaleme…
Ve şükür edelim, beyaz kelebeklere benzeyen, tertemiz sayfalara..
Yazalım aklımızın ve ruhumuzun, mahzeninden özgür alfabelerin gökyüzüne bakan kelimelerle…
Belkide anlarız, aslımızdan uzaklaşan asılsızlığımızı… Ve kendi ipimizle, asıldığımızı…
İnsan’ı insanla yok eden zihniyetler..
İslam’ı islamla yok etmeye yeltenmektedir. Özelleştirilmiş ve öz/eleştirisi geliştirmiş bir diyalog mahzeninde mahzun bir tutsaklık içerisinde inancımız..
İnandıklarımızın, ve inancımızın % 1’i ile iman ettik mi mümin oluyoruz..!
% 99’u müslüman bir ülkede, % 99’luk islamı ise geri bir planda, planyalayıp, kendimize islami sandalyaleler ve rahleler inşa edip..
Kur’an-ı kuranca değil, kurnazca okuyoruz..
Kıssa’dan hisseler almak için Kur’an-ı Hatim ederken, hisse’lerde hissi ve sinsi bir “Kıssa Müslümanı ve Kısa Müslümanlık” öğreniyoruz..
Hakimiyetini Kur’an üstüne kuran..
Kur’an-ı azık bilip, onu cebine katık yapan, kazık kadar insanlara yazıklar olsun..!
Kur’an Hakimiyetini ve hükmünü, mümkünü olan boyuta indirgeyip…
Dünya gerçeklerine, gereç yapıp “Fetva”lar devşiriyoruz “Fütursuzca ve Şuursuzca..”
Nih/ayet atlar gibi koşuyoruz çatlarcasına..!
Din öğreniyoruz sorular soruyoruz, sorulmaması gereken yerde..!
Binlerce kişinin, tam orta yerinde “ADET”ten sorular..!
Be hey gafleti sefalete dönüşmüş, Sulu ilmihal..!
Nerede iffet, nerede izzet…!
Nerede hakikattaki o lezzet…!
Heyhat, inancı öldürülmüş insan, yaşayan bir ceset…!
Aman hocam çok korkutma fazla bahsetme cehennemden…
Hadi bize birazda cennet hediye et..!
Masa’larda masallar inşaa et, israf et.. ilmini..!
Yumşat ve esnet…!
Nereye dayandığı belli, olmayan mesnet…!
Biraz’da elini kolunu, başını değil…
Aklını mesh et…!
Ocaliptus diye bir ağaç vardır bilirsiniz…
Halk arasında adı “Sıtma Ağacı”…
Hocaliptus’u da ben uydurdum…
Bu, Tv Hoca’ları “Sıtma” eder insanı..!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.