Son yıllarda toplum olarak, herkesten, her şeyden şikâyet eder olduk. Yazın kuraklıktan, kışın kar yağışından.

Küresel ısınma ve kuraklık birkaç yıldır gündemimizde daha fazla yer almaya başladı. Sadece yerelde değil Ulusal ve Uluslararası gündemi meşgul ediyor küresel ısınma.

Bunun sonucu olarak da özellikle yaz aylarında kuraklığın etkilerini daha fazla hissetmeye ve yaşamaya başladık.

Başta yerel yönetimler olmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı, Devletin üst yönetimi yaşanan ve yaşanacak su sıkıntılarına çözüm bulmak amacıyla bir dizi önlemler almaya başladı.

Geçtiğimiz yaz doğal olarak bölgemizde yaşanan kuraklıktan bunun beraberinde musluklardan akan sudan bile şikâyet ettik.

Seydişehir olarak evlerimizin musluklarından akan suyun, yok kireçli, yok bulanık gibi serzenişler duyulmadı değil.

Seydişehir Belediyesinin halkına temiz su vermek için sürekli gayret gösterdiğini ve arayış içinde olduğunu biliyorum.

Bu sebeple küresel ısınma ve kuraklıktan pek etkilendiğimizi söyleyemem. Emeği geçenlere teşekkürü borç bilirim.

Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim, Türkiye de musluklarından içme suyu akıtılan birkaç yerleşim biriminden biriyiz.

Buna rağmen herkesten, her şeyden şikâyet etmek nerede ise adet haline geldi. Yok efendim su kireçli, ya da yağan kar sebebi ile benim sokağım, benim evimin, arabamın önü neden temizlenmedi gibi serzenişler.

Bölgemizde su ve kar yağışı ile ilgili serzenişlerin yerinde olmadığını ve çok abartıldığını düşünüyorum.

BEREKET

Yoğun kar yağışı olduğu için bu kış bereketli geçti. Öncelikle bu konuda şükür etmeliyiz.

Son kar yağışlarında ilçe merkezine toplamda 2 metreye yakın kar yağdı ki, özellikle son yağışta su oranı çok yüksekti.

Seydişehir Konya ilinin en fazla yağmur ve kar yağışı alan ilçesi. Son yağan kar çok sulu olduğu için bazı bölgelerde elektrik kesintilerine sebep oldu, Belediye ekipleri de kar temizleme çalışmalarında daha yoğun çalışmak zorunda kaldı.

Her kar yağışı sonrası ilçenin nerede ise bütün sokaklarına bakarım. Bugüne kadar iş makinesi geçmemiş, yolu açılmamış bir tane bile sokak görmedim.

Ekipler olağanüstü bir gayret gösteriyor, zaman zaman yemeklerini bile direksiyon başında yemek zorunda kalıyorlar, bunun yanında Medaş ekipleri kopan telleri, patlayan trafoları onarmak için 20 metre direğin tepesinde eksi bilmem kaç derecede aralıksız çalışarak bir an önce arızaları onarmanın peşinde iken,

Yok efendim kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz, elektriklerimiz niye gelmedi gibi şikayetlerde bulunmak çok yerinde değil. Empati yapalım, eksi 15 derecede kopan bir elektrik telini onarmanın ne kadar güç olduğunu düşünelim.

Kaymakam Deniz Pişkin ve Belediye Başkanı Mehmet Tutal’ ın koordinesi ile hem belediye ekipleri hem de Medaş ekipleri gecesini gündüzlerine katarak çalışır iken, siyasi gündem yaratmak ya da şikâyet olsun diye eleştirilerde bulunmak, bizlerin hoşgörüsüne yakışmıyor.

“Herkesten ve her şeyden şikâyet eder hale olduk” Sahi ne oldu bizlerin hoşgörüsüne, sabrına, neden ve nasıl bu hale geldik.

Her nimetin bir külfeti vardır, kar yağışı beraberinde bazı güçlükleri getirecektir. Ama unutmayalım, beraberinde bereket de getiriyor.