Murat Ata

Murat Ata

Herkes haddini bilecek!

Herkes haddini bilecek!

Sevgi dolu yürekler yağmur olup da yağdı kelimelerden dökülen şiirlerde. Kimi aşığın yangınını söndürdü, kiminin hasretini de kora döndürdü özlemek. Tabi herkesin sevdası farklı, kendine göre yüce. Işıkla yansıyan gölge misali hangisi dev hangisi cüce? Ya büyük ve süslü cümleler kurarken küçük ayrıntılara gizlenen gerçekler kaçıyorsa gözlerimizden? Süren sürsün sefasını gün gelecek cefa kıymetlenecek. Amma yarın amma bir gün yalanlar ve doğrular mutlaka yüzleşecek, herkes neyi ektiyse elbet onu biçecek. Bu devran böyle sürse de dünya bir gün dönmeyecek. O gün geldiğinde gönüllerde olan gözler önüne serilecek.     Öyle bir gün ki, herkes yerini de haddini de bilecek.

**

Normalleşme süreciyle birlikte yeni bir dönem başladı. Teknolojinin hayatımızın neredeyse vazgeçilmez bir parçası kadar yer kapladığını da yaşayarak görmüş olduk. Cep telefonu ve bilgisayarın yaklaşık yirmi yılda kat ettiği mesafe ile sağladığı kolaylıklar bizden birkaç kuşak öncesi için inanılmaz şeyler. Yazımın teknolojik gelişmelerle ilgisi yok. 1 Haziran itibarıyla ofisi açtığımızda karşılaştığımız manzarayla bağlantı kurabilmek için bahsettim.

**

 Zaten düzenli olarak birimiz haftada bir gün birkaç saat de olsa açıp kontrol ediyordu ofisi. Bilgisayarlar, telefonlar, internet ağ bağlantıları hepsi tamam. Musluklardan bir süre küflü su aksa da bir süre sonra o da tamam. Ancak buzdolabımız arıza yapmış. Elektrik geldiği halde soğutma yapmıyor. Servisin ya da tamircinin görmesi şart. İçeriyi kaplayan kötü kokuyu tarif etmeye imkân yok. Yine farklı düşüncelere daldım ve ne düşündüğümü soran arkadaşlara da şimdi size yazacaklarımı anlattım.

**

Elektrik geldiği halde buzdolabı soğutma işini yapmıyor. Elbette insanla bir eşyayı mukayese etmiyorum. Temsilde hata olmasın diyorum ve düşünüyorum. Buzdolabının görevi soğutmaksa haddini bilmeli ve bunu yapmalı! Arızalanınca da servis, tamirci vs. neyse çaresine bakılmalı olmuyorsa da yenisiyle değişmeli. O yiyecekler muhafaza edilecekse bu böyle.

**

Peki ya bizler, Allah’ın(C.C.) arzında Allah(C.C.) için haddimizi bilerek yapmamız gerekenleri yapıyor muyuz? ‘Elhamdülillah Müslümanız’ diyoruz. Bila teşbih vela temsil elektrik geliyor.(İmanımız var elhamdülillah.) Ya İlahi emirler ve yasaklar? Namazlarımız ve diğer ibadetlerimiz? Faiz, içki, kumar, zina, yalan, haset, gıybet, dedikodu, sözünde durmama vs. gibi haramlar karşısında durumumuz ne?(Bizim buzdolabı örneğinde olduğu gibi arızalarımız ne olacak?) Kulluğumuz her zerremizle inandığımız bizim ve her şeyin Halik’i ve Malik’i Rabbimize mi? Yoksa benim içim temiz avuntularıyla dilimizde mi?

 Bir buzdolabı yaklaşık bir haftalık arıza nedeniyle içindeki gıdalara bu kadar kötü kokuya sebebiyet verecek bozulmaya neden olduysa, Bizim yıllardır süregelen arızalı Müslümanlığımız, içimizdeki manevi duygularda nasıl bozulmalara ve kötü kokulara sebep oluyor diye düşündüm. Allah’ım(C.C.) bizleri affetsin, istikamet ve şuur versin bizlere yardım etsin.

** 

Kardeşlerim haddimizi bilmek, çıkmaz sokaklardan dönmek gerekli. Arızalarımızın samimi bir tövbeyle, Kuran’a ve sünnetlere sıkı sıkıya sarılmaktan başka servisi de tamircisi de yok. Ne yapıp edelim sevgililer sevgilisi için gönlümüzü temizleyelim. Bu temizlik için gayret edelim. En azından bu endişeyi yüreklerimize yerleştirelim. Allah’ın Selamı hepimizin üzerine olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Ata Arşivi