Hayra Hizmet Vakfı Başkanı Mustafa Varol: Gayemiz yeni nesillere hizmetimizi sürdürmek

Hayra Hizmet Vakfı Başkanı Mustafa Varol: Gayemiz yeni nesillere hizmetimizi sürdürmek

Hayra Hizmet Vakfı Başkanı Mustafa Varol, Merhaba Gazetesi'nin sorularını yanıtladı. Varol “Hayra Hizmet Vakfı olarak kurucumuz Hasan Hüseyin Varol’un yolunda gençlerimize hizmet etmenin gayesindeyiz. dedi

Hayra Hizmet Vakfı Başkanı Mustafa Varol, “Hayra Hizmet Vakfı olarak kurucumuz Hasan Hüseyin Varol’un yolunda gençlerimize hizmet etmenin gayesindeyiz. Yetenekli, azimli ve inançlı gençlerimizi en iyi şekilde yetiştiriyoruz. Hizmetlerimiz sürecek” ifadelerini kullandı

img-20240124-wa0013.jpg

**Hayra Hizmet Vakfı’nın (HHV) tarihçesinden bahisle, amaçları ve ileriye dönük planları nelerdir?

-Resmi kuruluş tarihi 1975, babacığım vakfı kurduğunda ben daha 13 yaşındaydım. Kuruluşundan bugüne kardeşlerimle birlikte, hep içerisinde bulunduk. İlk kuruluşunda dahi sokaklarda, camilerde makbuzlarla bağış toparlanırdı. Harman yerlerine giderdik, buğday harmanlarını kaldıranlar verebildikleri kadarıyla bağışta bulunurlardı, Kurban Bayramı’nda da yine farklı faaliyetler olurdu. Konya merkezli kurulmuş vakıflardan, vergi muafiyetine haiz beş vakıf mevcut. En eskilerinden üç vakıf bulunmakta; Cemiyeti Hayriye Vakfı, Türk Anadolu Vakfı ve Hayra Hizmet Vakfı. Kurumsal işletmedeyseniz, belirli bir kurumsal seviyenin üzerinde iş yapmanız gerekiyor. Hizmet amacı güden Sivil Toplum Kuruluşlarında, vakıf ve derneklerde karşılıklı güvene bağlı faaliyetler yapılmakla birlikte Hayra Hizmet Vakfı’n da bütün gelir-giderler, faaliyetler resmi anlamda kayıt altına alınmaktadır. Diğer derneklerdeki Başkan arkadaşlarımız vakıf merkezlerine haftada 2-3 kez uğrarken, ben her gün sabah 8.30 da mesaime başlar, akşam 17.00-18.00’ a kadar da mesaime devam etmeye özen gösteririm. Burada her şey sistem ve düzen altında.

**Aynı şekilde Hasan hocamızın da çalışma düzeni de böyleydi sanırım. Peki; bu sistem sizin için yorucu olmuyor mu?

img-20240124-wa0028.jpg

-Her şeyin kayıt altında olması bizi ne kadar uğraştırsa da yorsa da babacığımın prensibi üzerine bu şekilde çalışıyoruz.

**Konya dışındaki şubelerinizde de düzen bu şekilde mi?

-İlk kuruluşundan sonraki beş yıl içerisinde vakıf 16 şubeye kadar çıktı. Konya dışındaki; Bursa, Eskişehir, Nevşehir gibi yerlerdeki şubelerimiz, 12 Eylül darbesinden sonra getirilen kısıtlamayla müstakil vakıfa dönüştürüldü, ilçelerimizdeki vakıflar kapatılarak il merkezindeki merkez binamızda birleşti. Burası merkez bina haline geldi. Şu anda herhangi bir şubemiz mevcut değildir. Hizmetlerimiz çoğunlukla Konya içi olmakta, tabi yeri geldiğinde Hayra Hizmet Vakfı’nın temsil adına farklı illere, ilçelere, yurt dışına dahi gittiğimiz oluyor.

BABAM MÜTHİŞ BİR OKUYUCUYDU

-**Vakfın Kütüphane serüveni 1969’da başladı. Vakfa ait kütüphanenin bünyesinde 60 sin kitap, çalışma alanları ve bilgisayarların mevcut olduğunu biliyoruz. Hocamızın kitap sevgisinin eskilere dayanmakta olduğu bilgisi doğrultusunda; çevresine de kitap sevgisini ilmek ilmek işlediği de bir gerçek. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

-Babacığımın en büyük özelliklerinden biri, müthiş bir okuyucuydu. Yalnızca okumakla kalmaz araştırır, not tutardı. Bazı kitapları köy ahalisinden ödünç alarak, darbe dönemlerinde ise bazı kitapları eskicilerden toplayarak 1500-2000’i aşkın kitap okudu. Evimizde de yaklaşık 2000 kitap vardı. Vakıf kütüphanesinin temeli de buradan geliyor. Evdeki kitapları vakfa bağışlayarak kütüphaneyi oluşturdu. İhtiyaç duyulan kitapların ilavesiyle, bağışlarla kitaplık büyüdü ve günümüzdeki halini aldı. Vakfın ilk çekirdeği kütüphane çalışması idi. Halen de en önemli devam ettirdiğimiz hizmetimiz oldu. Kapattığımız, müstakilleştirdiğimiz vakıf şubelerinde de kütüphane hizmeti halen devam ediyor. Kitapları, dijitale aktararak internetten erişimlerini sağlıyoruz.

**Hocamızın okurken almış olduğu notlar da mevcut mu?

-Kendisi fiş usulü çalışmayı sever, her daim Osmanlıca not tutardı. Hayatı hakkında basılan kitaplar, bu notların birleşiminden oluşuyor. Kendisiyle alakalı ayrıntılı bilgilere onlardan ulaşıyoruz. Bana bırakmış olduğu ve okuttuğu talebeler hakkında tuttuğu bir ajandası var, orada olan bilgiye göre kırk iki talebeye Tashih-i Huruf ve Kıraat derslerini verebileceklerine dair icazet vermiş.

ZOR ŞARTLARDA EĞİTİMLER VERİLDİ

**Bildiğimiz kadarıyla Bozkır’ın Kızılçakır köyündensiniz, eski zamanlarda imkanları kısıtlı olan bir belde, lakin babanız Hasan Hüseyin Varol bu zor şartlarda münferit olarak okuma öğrenmiş, soy ağacını dahi kendi çıkartmış bu azminin kaynağı nedir?

-Toplumda bazı kimseler vardır el sanatlarına yatkındır, usta ressam olarak yaratılırlar ancak bunu hiç keşfedemeden bir yerde işçi, memur olarak yaşar ve bu özelliğini ön plana çıkartamadan ölürler. Babaannem ve dedem yetim, öksüz, gariban büyümüşler. Köydeki ahali onları evlendirmiş, evlendiklerinde de pek bir şeyleri yokmuş. Bir sergi, bir yastık, fakat ikisi de çok gayretli insanlarmış. Ağabeyim ve ben hayatta iken onları gördüğümüz için bize de tesirleri oldu. Dedem ve babaannemin, gayretiyle babacığımın yetişmesi söz konusu. Gayretleriyle Cenab-ı Hakk’ın vermiş olduğu fıtratı, cevheri ortaya çıkarttılar. Babacığımın yetişmesinde babaannemin zor şartlarda gösterdiği üstün gayretleri ve gen ile almış olduğu müthiş bir zekası mevcut, her ikisinin de IQ su çok yüksekti.

**Ne de olsa yetişen her çocuktan, onu yetiştiren annenin ufkunun genişliği anlaşılır.

-Kendisi Türkiye’deki ekonomik ve siyasal bakımdan zor zamanlar geçirdiği bir dönemde, birçok kişinin fedakarlığıyla yetişti. Ancak; zor zamanların meydana çıkarttığı kaliteli, sağlam insanlardandı. Şu an imkanlar daha çok ve kolay, lakin kaliteli yetişen yok.

BİNLERCE GENCİN HAYATINA DOKUNDUK

-Kendi azmi dışında, muhtelif hoca efendilerden pek kıymetli ilimler tahsil ederek de kendini çokça geliştirmiş, aldığı ilimleri de talebelerine aktararak birçok gencin hayatına dokunmuş, bu nispetle de sevenleri çok, hocamızın sevenleri ve kendisinin talebeye tahsil sevgisi hakkında neler söylemek istersiniz?

-Babacığım çeşitli dersler alarak birçok yönde kendini geliştirmiş. Sadreddin Konak’tan Musiki dersi almış çok iyi bir musikişinastı. Kendisinin bestelediği musikiler de vardı. Kur’an Muallimliği, talebeliği, mucitliği vardı, ihtiyacı olan şeyi icat etmek için uğraşırdı, sanayiyle uğramışlığı vardır, çok güzel silah kullanırdı. Kaliteli seyahat ederdi, gittiği yerin en ücra yerlerini dahi gezer, öğrenirdi. Ancak asıl yönü sosyal yönü idi. Hayra Hizmet Vakfı “benim hayat felsefem” Derdi. Çok farklı hayatlara dokunmuşluğu, din ile alakadar olmayanların, gayrimüslimlerin dahi istifade etmişliği var. Teknik yönümüzün de gelişmiş olması hasebiyle, babamın vefatından önce eski tip makaralarla, kasetlerle sohbetlerini ve talimlerini kayıt altına aldık, şu anda da hasanhuseyinvarol.com web ve YouTube adresinde paylaşıyoruz. Bunun hasebiyle Kur’ân talebeleri kendisinden halen istifade edebilmekte. Hayatta iken, hatıratlarıyla ilgili kitabın ilk iki baskısı yayımlandı. Şuan üçüncü baskıyı hazırlıyoruz, içerisine hatırat bölümü ilave ettik. Sevenleri ve hayatına dokunduğu kimselerden anılarını yazmalarını rica ettik. Hatıralarını yazanların arasında Hayrettin Karaman gibi isimler de var. Babacığımın vefatı 5 Nisan, kitabı o güne yetiştirmeye çalışıyoruz.

**Hocamıza Allah’tan rahmet diliyoruz, kendisi için Konya’nın duayenlerinden diyebiliriz, hizmette aktif rol almış adeta Konya’nın ilmî simgesi haline bürünmüş olduğunu görüyoruz Vefatından sonra eksikliğini en çok hissettiğiniz alan neresi?

Hasan Hüseyin Varol’un yeri dolar mı? Mümkün değil. Babacığımın bu konuda en büyük özelliği çok iyi bir yönetici ve lider olmasıydı. Yerine göre ailede, yerine göre cemaat içerisinde ve vakıfta müthiş bir liderdi. Bu Mevla’nın ona vermiş olduğu bir vasıf. O toplum içerisinde liderim demese dahi bu girdiği her toplum tarafından idrak ve kabul edilirdi. 1983’te, 163. madde sebebiyle 16 ay hüküm giydi. 4 ay cezaevinde, 2 ay kadar da hastane bölümünde toplam 6 ay hapis yattı. Hapishanede yattığı dönem de babamı dam ağası seçmişlerdi. Orada normal hayattaki gibi değilsiniz. Katiliyle, canisiyle, hırsızıyla aynı ortamda yaşıyorsunuz ve bu tip insanların saygısını kazanmak, kabul görmek kolay bir şey değil. Bu liderlik vasfıyla ilgili 3. Baskıda bahsettiğimiz hatırat bölümündeki anlatılan bir hatırada “hocamızın önüne bir kere dahi diz çökmedim, talebesi olmadım ancak vücut dilinden çok şey öğrendim” denilerek, bahsediliyor. Bu vücut dili yalnızca Kur’an okurken ki hali değil, en basitinden çay ocağında dostlarla sohbet ederken veyahut da yolda yürürken ki hali tavrı dahi olabilir. Yaşantısıyla insanlara örnek olabilmek yeri doldurulamaz bir meziyet.

**Hizmet sürecinde sizin için en kıymetli anınız nedir?

-Babacığım bir keresinde “HHV sizin kardeşiniz, benim evlatlarımdan bir tanesi, kardeşin yolda aç kalsa ne yaparsın?” diye sordu. “Elimdeki ekmeği paylaşırım baba” diye yanıtladım. “O zaman HHV’nın başına geçeceksin” dedi. Ben gelmek istememiştim, kabul etmemiştim vakfın başına geçmeyi. Ve en son söylediği şey “kapına kim gelirse gelsin boş çevirmeyeceksin, velev ki gayrimüslim bile olsa” oldu ve bu sözünü hiç unutamıyorum. Ziyarete bir hanım tek başına geldiği zaman, fitne olmasın düşüncesiyle tek görüşme yapmayız, ekip arkadaşlarımdan biri yanımda mutlaka bulunur. Bir hanım kardeşimiz gelmiş, affedersiniz ama kıyafet bakımından pek uygun değildi, fazlasıyla açıktı. Arkadaşlarımız resepsiyonda hanımı karşılamış “isteğiniz nedir? Nasıl yardımcı olalım?” diye soruda bulunmuşlar, lâkin kendisi ısrarla benle görüşmek istediğini belirtmiş. Odaya geldiğinde “evladım ben kimseye söyleyemedim, benim yardıma ihtiyacım var. eşimi ailemi kaybettim” dedi. Görevli arkadaşımızı çağırdım “hanımefendinin nüfus cüzdanını, bilgilerini, adresini alın ihtiyacı neyse karşılansın yiyecek, kıyafet, eşya vs” dedim. Çünkü yardımda bulunacağımız kimse hakkında araştırmada bulunuruz, bakkala, komşusuna, camii imamına sorarız. Bu yüzden hanımefendiyi diğer odaya yönlendirdim. Hanım “ben yardım istemek için gelmedim, bağışta bulunacağım. Ben birçok derneğe, vakfa gittim kıyafetimden dolayı yardımda bulunmadılar, geri çevirdiler” dedi ve yüklü miktar bağış yaptı ve gitti. O anda babamın bu sözleri kulaklarımda yankı yaptı ve vasiyetinin yerine yeldiğini gözlerimle görmüş oldum. Bu anı beni her zaman duygulandırır.

-Mustafa Varol kimdir? Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?

1962 doğumluyum. Babamın 3 ailesi oldu, en uzun beraberliği olduğu 2. ailesinin en büyük evladıyım. Üç erkek, iki kız toplamda beş evladı var. Bizim zamanımızda, 1971-1972 de İmam-Hatiplerin orta kısmı kapalıydı. Üç yıl normal ortaokulda okuduktan sonra, İmam-Hatip’e geçiş yaptım ve 1980 yılında da mezun oldum. Daha sonra; Selçuk Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi’nin, Alman Dil ve Edebiyat bölümünden mezun oldum. Bir yıl kadar Almanca öğretmenliği yaptım, fakat fıtratıma yatkın bir meslek olmadığı için bıraktım. Küçüklüğümden beri elektronik-teknik işlere yatkınlığım ve elektronik geçmişim vardı. Bunun üzerine bilgisayarla tanıştım. Türkiye’de bilgisayar sektörünün gelişimi doğrultusunda ben de bilgisayar eğitimi alarak yazılımcı oldum. Konya Ticaret Odasına girdim. Şu anda Konya Ticaret Odası’ nda kullanılmakta olan sistemi ve Odalar ve Borsalar Birliğinin ağ programlarını kurdum. Oradan emekli oldum. Emekliliğim sonrası, branşım olan yazılım üzerine çalışmalarıma devam ettim. Bu süreçte Din Sosyolojisi’ nde yüksek lisansa başladım. Akabinde Hayra Hizmet Vakfı’nın vakıf başkanlığını tarafıma tebliğ edildi. 2015’ten beri de Hayra Hizmet Vakfı’nın başkanlığını yapmaktayım. -Yani, akademik olarak ilerleme kaydederken bir yandan da vakıfta aktif buluyordunuz.- Elbette öyle; normalde kendimizden bahsetmeyi pek istemeyiz, aracıyı değil amacımızı ön planda tutmak isteriz. Almanca ve Edebiyat mezunu ya da yazılım ve teknik işlerle uğraşan birinin vakfın başında bulunması hiç de tahmin edilemeyecek bir durum olarak nitelendirilebilir. Tabi ki bu bizi de çok şaşırttı. Bu tür vakıfların başında olan kimselerin, genel olarak ilahiyat mezunu olduğu düşünülür. Böylelikle önemli olanın, gönüllülük ve kabiliyet olduğunu vurgulamak isteriz.



Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.