Hattatlığa ve tarihe  ilgi duyan eğitimciydi

Hattatlığa ve tarihe ilgi duyan eğitimciydi

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Konya öğretmenlerinin bugünkü konuğu 1295/1879’da Konya’da doğan öğretmen, araştırmacı ve yazar Mehmet Zeki Dalboy. Hadimli Hacı Mehmet Efendi’nin oğludur. Annesi Hatice Vahide Hanım’dır.

1295/1879’da Konya’da doğan öğretmen, araştırmacı ve yazar Mehmet Zeki Dalboy, Hadimli Hacı Mehmet Efendi’nin oğludur. Annesi Hatice Vahide Hanım’dır. Mehmet Zeki Bey, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan Özlük dosyasında kendi el yazısıyla doldurduğu evrakta şöyle demektedir: “İsmim Mehmet, mahlasım Zeki’dir. Mahlasımla yâd olunuyorum. Pederim Konya Vilayeti Mahkeme-i Ticaret reisi iken vefat eden Hacı Mehmet Efendi’dir. Konya Vilayeti Şemsi Tebrizi Mahallesi’nde 15. hanede 30 Ramazan 1297/ 4 Eylül 1295 (16 Eylül 1879) tarihinde Salı günü doğdum. Konya’da biraderim Mehmet Sabit Efendi’den mekatib-i ibtidaiyye (ilkokul) ve rüştiyede(ortaokulda) okunan bi’l-cümle durusla (derslerle birlikte) mantık tahsil ederek Konya Daru’l-muallimin (öğretmen okulun)’a dehaletle müretteb olan ulum ve fünunu talim ve müddet-i muayenesi zarfında şehadetname ahzine (diploma almaya) muvaffak oldum. Yine bu sırada biraderimden meani, akaid ve fıkh-ı şerifi okudum.

mehmet-zeki-dalboy.jpg

Türkçe ve Farisi tekellüm (konuşma) ve kitabet (yazma) eyler Arabiyeyi anlayıp tercüme ve tahrir (yazma) ederim.” 1313/1897’te Konya Daru’l-muallimin‘den mezun olduktan sonra öğretmenlik hayatına atılan Mehmet Zeki Bey sırasıyla; Kaş kazası ilk mektep başmuallimliği (20.9.1314/2.10.1898), Isparta Rüştiyesi muallimi sanisi (12.5.1315/24.05.1899), Isparta İdadisi din kültürü, Arapça, Farsça, tarih ve coğrafya dersleri öğretmenliği (19.8.1318/01. 09. 1902), Niğde (11.12.1325/24.12.1909), Nevşehir İdadisi (1.4.1331/14.04.1915), Konya İmam Hatip Mektebi tarih, coğrafya öğretmenlikleri (2.5.1341/1925) ve Konya Köprübaşı Mektebi (22.4.1928-23.02.1935’e kadar) başmuallimlerinde bulundu.

TARİHİ KONULARLA ÇOK İLGİLENİRDİ

Özlük Dosyasındaki bir nota göre: “İdari işlerde muvaffakiyet gösteremediğinden Maarif Vekâleti’nin 12.3.1933 tarih ve 42.209 no.lu emri ile uhdesinden başmuallimlik alınarak muallimliğe nakledilmiştir.” denilmektedir. Nevşehir İdadisinde görevli iken istifa ederek Konya’ya döndü. Bu arada bir müddet ticaretle meşgul olan Mehmet Zeki Bey, Konya Halkevi’nde çalıştı. 11 Haziran 1928’de “Asar-ı Atika Muhibler Cemiyetinin” kurucuları arasında yer aldı. Babalık, Yeni Fikir ve Selçuk gibi gazetelerde halk edebiyatı ve hattatlarla ilgi birçok yazısı yayınlandı. Afif Evren bir yazı dizisinde onu şöyle tanıtır: “M. Zeki (Dalboy) Konya matbuatında, (Babalık) gazetesi sütunlarında uzun yıllar imzası görülmüş emektarlardandır. Öğretmenlik, tüccarlık yapmış, bir yandan da yerli ve taşralı halk şairlerinin hayatlarını, mahalli gelenek ve görenekleri, Konyalı hattatları, köylü fıkralarını sık sık yazmış bir zattır. Derlediği ve yazdığı fıkralarda (Karaboğa) takma adını kullanırdı, şişman, esmer, dolgun yüzlü, şakacı bir vatandaştı. Türkiye ve dolayısıyla Konya matbuatında, Ürgüp’teki Peri Bacalarından, mağaralardaki freskli Bizans kiliselerinden ilk defa bahseden odur ve yazısı Babalık gazetesinin Memleket Tetkikleri sütunlarında çıkmıştır. O yazısında (Mekke’ye giden Yuanis) efsanesinden de bahseder. Zeki Bey, nasıl olduğu gibi görünmüş ve konuşmuşsa yazılarını da öyle yazmıştır. Yazı dili çok sadedir. Az okumuş bir adam bile anlayabilir. Yıllar boyunca derlediği, tespit ve neşrettiği (halk bilgisi) ile (Konya Halkiyatı)na sürekli olarak hizmet etmiştir, Özel kitaplığında bir hayli yazma eser, cönk bulunduğunu söylerdi. Vefatından sonra ne olmuştur bilmiyorum. Zeki Bey, tarihi konularla da ilgilenirdi. Kısa aralıklarla on beş yıl yazmıştır diyebilirim. Yanılmıyorsam, topladığı Sille halk ve saz şairlerine ait bilgiler Konya Halkevi tarafından kitap halinde çıkarılmıştır. Bende (folklor, halk bilgisi) sevgi ve alakasını uyandıran rahmetli Zeki Bey’dir. Aynı zamanda babacan, dürüst ve temiz bir zattı.”

KONYA FOLKLORUNA ÇOK ÖNEM VERİRDİ

Yine Afif Evren, onun hakkında şunları kaydeder: “Hatırımda kaldığına göre Mehmet Zeki Bey 1926’dan önce Nevşehir İdadisinde veya rüştiye mekteplerinde bir müddet belki de uzun bir müddet öğretmenlik yapmış bulunduğu yerlerin ve bölgelerin tarihi ve coğrafi özelliklerini yakından tetkik etme imkânını elde etmişti. Mevlana sülalesinden ve Konya’nın eski avukatlarından Sabit Bey merhumun kardeşi (galiba ya anneleri ya da babaları ayrı olacak) idi. Konya ve çevresinin halkiyat ve harsiyatı üzerine uzun seneler kısa fasılalarla Babalık gazetesinde yayınlamıştı. Çalışmaları sırasında bir hayli eser, cönk vesaire topladığını hatırlıyorum. Özel kitaplığındaki o vesikaların kendisinin ölümünden sonra ne olduğunu bilmiyorum. Çok sade, konuştuğu gibi yazan bir zattı. Derlediği ve yazdığı halk fıkralarında Karaboğa takma adını kullanırdı. Şişman, esmer, şakacı bir zat idi. Şehrimizde uzun müddet öğretmenlik, başöğretmenlik yapmıştı. Az çok kültürlü idi. Yazılarını edebi bakımdan değil Konya Folkloru bakımından değerleri vardır. Ancak halk bilgisi derlemelerinde metotlu şekilde çalışmıştır. “Sille Saz ve Halk Şairleri” isimli derleme mahsulü eseri Konya halkevi yayınları arasında çıkmıştı. Mehmet Zeki Bey Konya’nın kültürel hayatına öğretmen ve halkiyatçı olarak hizmet edenlerdendir. Aynı zamanda babacan ve haluk bir insandı. M. Zeki Dalboy, Toroslarda, Ürgüp, Nevşehir, Niğde, Bor dolaylarında yaptığı tetkik gezisinde Kapadokyalılardan, Bizanslılardan hatta ta eski İranlılardan kalmış bazı eserleri görmüştür. Ürgüp’ün Göreme’sindeki Peri Bacalarına, Bizanslılardan kalan mağara kiliselerine girmiş, fresklerinin duvarlardaki renkli resimler güzelliklerine hayran kalmıştır. Hatta orada halktan dinlediği bir efsaneyi de tespit etmiştir. Niğde sınırları içerisinde şimdi ismini hatırlayamadığım bir köyde yeraltı şehrinde pek eski devirlerden kalma mezarlara rastlamıştır. Cumhuriyet Devri’nin başlangıç yıllarında o mıntıkalarda bilhassa Göreme’deki eserleri gören ve yazan ilk tetkikçi rahmetli M. Zeki Dalboy’dur.”

BABALIK GAZETESİ’NDE YAZILAR YAZDI

Mehmet Zeki, Köprübaşı Mektebi’nde görevli iken 23 Şubat 1935’te Konya’da vefat etti. 24 Şubat 1935 tarihli Babalık gazetesi onun vefat haberini şöyle vermektedir: “Mehmet Zeki kültürlü bir kardeşi daha kaybettik. Köprübaşı İlkokulu muallimi Mehmet Zeki’yi de kaybettik. Konya’nın kültür hayatında sayılı varlıklardan biri olan bu sevimli ve değerli sima evvelki gün rahatsızlanmış ve gözlerini ebediyen kapatmıştır. Mehmet Zeki, memleketin irfanen yükselişi için çalışanlardan biri idi. Kendisini muhitine tanıtmış ve sevdirmişti. Elliyi geçkin yaşta hayata gözlerini kapayan Zeki’nin gazetemizde birçok yazıları çıkmış matbuata da hizmetleri dokunmuştur. Merhumun cenazesi dün saat on ikide Şems Mahallesi’ndeki evinde kaldırılarak dostlarının, meslektaşlarının ve halkın gözyaşları arasında ebedi istirahatgahına tevdi edilmiştir. Aile efradının, meslektaşlarının teessürlerine iştirak ederbaşlarınız sağ olsun deriz.” Musalla Mezarlığı’nda Gömeç Hatun Türbesi karşısındaki mezar taşı kitabesi şöyledir: “Konya’nın değerli büyüğü, Hacı Mehmet oğlu, Mehmet Zeki Dalboy, burada yatıyor, yaşamasını okumak, okutmak, öğrenip, öğretmekle geçirdi, ulusu için çok yazılar yazdı, adını saygı ile an, Tanrı onu uçmağı ile yargılasın. Doğumu: 1880, Ölümü: 23.02.1935” Eşi Fatma Hanım’a 1 Mart 1935 tarihinden itibaren 18 lira 90 kuruş dul aylığı bağlanmıştır.

Kaynak:İbrahim Büyükeken

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.