Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Hastanın, hastane müşahedeleri

Hastanın, hastane müşahedeleri

Bu gün de yaşamımdan inciler yerine.

Rahatsızlığımın başlamasından itibaren hastane işleminde ki oluşumlarda ki müşahedelerimi sizlere sunmak isterim.

Bu müşahede de hastane işlemlerinin tozpembe olup olmadığına sizler karar vermelisiniz.

Hastane ilgilileri okuyup düzenleme yapmaları olasımı mı değil mi zaman gösterecek.

***

Bendenizde kan düşüşü olasılığı olunca kan takviyesi yapılıyor.

Her kan alışta vücut haylice kan depolaması yapıyor.

Bunu gidermek için bakanlık olurlu ilaç almak mecburiyeti var.

Bunun yerine bakanlık oluru gerekmeyen ilaç yazmıştı. Doktorum.

İlacı aldığımın öğlesinde de kol ve bacaklar da alerjik belirtiler başladı,

İlacı kesince geçer dedimse de. Bilhassa ayakta mora doğru gelişen renk olmaya başlayınca…

Gün cumartesi olunca. Acile başvurdum.

Acil vasıtasına binerken yüksek olmasıyla belim ağrısı nüksetti.

Vasıta hareket etmesiyle sanki taşlı hendekli yolda gidiyormuş gibi hoplama yapıyor, belim zarar görmesin diye iki elimle yukarı kaldırıp belimin acı vermemesine çalışıyorken…

Ambulans vasıtasının amortisörü yok ki hiç durmadan hoplama ile gidiyorduk.

Nasıl olur Yeni Meram Yolu gayet iyi bu zıplama neden diye düşünürken…

Köy yolunda gibi gidişimizi yorumlayamadım. Meğer Meram Eski Yol’dan gidiyormuşuz.

Adı gibi eskiyen yol olmuş ki hırpalanıyorduk.

On beş dakikada alçağımız yol ambulans olduğu halde yarım saatte Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi aciline girdik.

***

Alerjik duruma bakıp kan aldılar.. Bir saat beklemede kaldım. İdrar istediler ve yine bir saat sonra EKG durumu grafiğini aldılar. Bir saat sonrada göğüs röntgeni çektiler.

İki saat kadar bekledikten sonra “servise gönderiyoruz” deyip hematoloji servisine gönderdiler.

Yaptıkları işlemi ardı ardına yapabilirlerdi. Neye saatler arası yaptılar anlayamadım herhalde ilgisizlik olacak. Zaten bu ara doktor veya asistan göremedim.

***

Bir kan alma da burada yaptılar. Böylece kan durumu 11 mg. dan 8 mg ye düştü.

İki ayda ancak düşen kanı bir günde düşürdüler.

Bir pazarı geçirdik. O gün yemek olarak balık veriyorlardı. Küçük balıklar yağda o kadar kızartılmıştı ki eti kalmamıştı herkes çöpe atıyordu yemeden.

Keza diğer kaldığım günlerde kahvaltı olarak altı zeytin küçük reçel bardağın varsa çay veriyorlardı.

Millet kantinden bir şeyler alıyordu. Herhalde idarede bundan memnundu.

Keza yemekler yağlı sote içinde bulabilirseniz kuru yeşil fasulye, barbunya vardı ama yenmeden çöpe atılıyordu…

***

Kara tahtada internet şifresi yazılı idi. Ne iyi diyordunuz ama uğraşma netice vermiyor. Açılmıyor notu veriyordu.

Pazartesi doktor Mustafa Duran geldi önce serum sonrada düşen kanı takviye için bir torba kan verdi.

Perşembeye kadar serum ve onunla birlikte ilaçlar vereceğiz dedi.

Bu ara cilt doktoru geldi merhem verdi.

***

Ambulans ile geldiğim için tekerli sandalyeye ihtiyaç yoktu ama çıkışta ara ki bulasınız.

Başhekimlik salonunda “hayatız bununla daha iyi olur…” manasında yazı yazılmış ama yerinde yeller esiyor.

Zaten hastaneye her gelişimde tekerlekli sandalye bulamam. Ya sandalye miktarı çok az yada başı boş yerlerde…

Hastanenin iyi not alabileceği sadece muhterem doktorları ve temiz tutma…

O kadar…

***  

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi