Hak ve halk şairiydi

Hak ve halk şairiydi

Araştırmacı-Yazar Mustafa Ertaş, yeni çıkan Taşelinin Batmayan Güneşi Karacaoğlan adlı eserinde Hak ve halk şâiri olan Karacaoğlan, Türk Halk Edebiyatının eşi bulunmaz bir meyvesidir diyor

Konya Aydınlar Ocağı’nın Sille Kültür Evi’nde düzenlediği Salı Sohbeti’nde,
Karacaoğlan’ın, Orta Toroslar yöresi olan Taşeli İlçesinde yerleşik hayata geçmiş bir Türkmen çocuğu olduğunu belirten Araştırmacı-Yazar Mustafa Ertaş, Karacaoğlan’ı ilk olarak gün ışığına, Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün 20.5.1914 tarihli İkdam Gazetesi’nde iki dörtlüğünün yayınlamasıyla çıktığını ifade etti. Karacaoğlan’ın 15. yüzyılın sonlarıyla 16. yüzyılın başlarında doğduğunu kaydeden yazar Ertaş, “Karacaoğlan’a ait ilk ve yaygın neşriyat, Konya’da İlköğretim Müfettişliği yapan Ali Rıza Yalgın, Ermenek İlçesi’nin köylerine görevi dolayısıyla gittiği vakit Orta Toroslar’ın Taşeli, Barçın Yaylası eteklerindeki köylerde Karacaoğlan’ın şiirlerini sazla çalınıp, sözle okunduğunu görmüş ve bunları tasbit ederek Konya’da çıkan Babalık Gazetesi’nde (8.7.1922 ) yayınlamıştır. Sadeddin Nüshet Ergun ise, 1927 yılında Karacaoğlan’ı kitaplaştırarak ünlenmesine vesile olmuştur” diye konuştu. Konuşmasına “Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan sözlü kültürümüzü kaval, saz ve topuz’la inleten ozan ve şairler arasında Karacaoğlan, tarihten süzüle gelen köklü kültürümüzün eşi bulunmaz bir meyvesidir” şeklinde devam eden yazar Ertaş, Karacaoğlan’ın Yesevî, Mevlâna gibi tasavvuf erbabı ile Yusuf Has Hacip ve Hz. Ali gibi ilim deryalarının ilmini, menkıbeleri ile peygamberler tarihini bilenlerden olduğunu söyledi. Büyük Karacaoğlan’ın halk edebiyatı ananelerine sıkı sıkıya bağlı ve Taşeli, Sarıveliler ile Barçın Yaylasındaki göçer Yörüklerle beraber olduğunun şiirlerinden ortaya çıktığını ifade eden yazar Ertaş,  “Türkiye’de en çok bestesi yapılan şâir Karacaoğlan’dır. Taşeli’ndeki büyük Karacaoğlan bir Hak ve halk şâiridir” diyerek Karacaoğlan’a ait şu dörtlüyü okudu: “Uryan geldim yine uryan giderim/ Ölmemeye elde fermanım mı var/ Azrail gelmişte can talep eder/ Can vermeye dermanım mı var.”
LİSAN ÖDÜLÜ KARACAOĞLAN’A VERİLMELİ
Karacaoğlan’ın şiirlerinin, Karamanoğulları’nın yıkılması ve Türkmenlerin Balkanlar, Kafkaslar başta olmak üzere Kıbrıs, Türkmenistan, Azerbaycan ve Belgrat ile Anadolu’nun içlerine sürülmeleriyle birlikte yayıldığını kaydeden araştırmacı-yazar Mustafa Ertaş, sürgünlerle ilgili Karacaoğlan’dan örnek şiirler okudu. Ertaş ayrıca, sürgünlerle ilgili şunları kaydetti: “Mevlâna’nın torunlarından Lârende’de bulunan Emir Çelebizâde Ahmet Efendi de ilim, kültür, san’at adamlarıyla birlikte İstanbul’a sürülenler arasında idi. Fâtih Sultan Mehmet Han bunu öğrenince kendisini geri gönderdi. (Kaynak: Konya Tarihi s. 106-109, Karaman ve Alanya tarihi, s. 61-66)” Yazar Ertaş, Türkmen ve Yörük oymaklarında sorup soruşturarak Karacaoğlan ile ilgili pek çok araştırma yaptığını ve cönk’ler  bulduğunu, bu cönklerde Karacaoğlan’a ait yayınlanmayan şiirler gördüğünü kaydederek konuşmasını şöyle tamamladı: Eğer dille ilgili bir ödül verilecekse Türkiye’de, bu ödül öncelikle Karacaoğlan’a verilmelidir.”
Yazar Ertaş, Ermenek, Taşeli ve Sarıveliler yörelerine ait Türkmen kızlarının işledikleri san’at harikası 400 yıllık giysiler, pullu çevre, yemek peşkiri (dizlik), güveyi peşkiri ve Osmanlı fermanı ile tuğraları dinleyicilere göstererek paylaştı.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.