Hac ve biz
Efendim gündeme takılıp devamlı problem yazmak istemiyorum. Bu hafta sizlerle Müslümanlar için çok önemli olan bir ibâdetten bahsetmek istiyorum. Mâlum önümüz Kurban Bayramı. Bu süreçler içerisinde müminler Hac farizalarını ifâ ederler. Biz de bu husus üzerinde şimdiye değin pek durmadık. O sebeple bu hafta nasipse birlikte Haccın ehemmiyeti ve faziletini işleyelim diyoruz. Haydi başlayalım bakalım.
Hac sözlükte; ‘kastetmek, yönelmek’ ‘yürüyüş’ anlamında kullanılır. Fıkıhsal olarak da; ‘Mekke şehrindeki Kâbe ve civârındaki kutsal mekanları, özel vakit içinde, usûlune uygun olarak ziyâret etmek ve yapılması gereken diğer menâsikleri yerine getirmektir.’ Bilindiği gibi İslâm’ın beş şartından biri olan Hac, Hicretin 9. yılında farz kılınmıştır. Delili olan âyete baktığımızda: “Yoluna gücü yetenlerin evi (Kâbe) Hac ve ziyâret etmeleri, insanlar üzerinde Allâh’ın bir hakkıdır.” (1) Buyrulur. Peygamberimiz aleyhisselam’da haccın önemi ve faydalarından bahsederek; ‘Kim Allah için hacceder de (bu esnâda, Allâh’ın rızâsına uymayan) kötü söz ve davranışlardan ve Allâh’a karşı gelmekten sakınırsa, (kul hakkı müstesna) annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlardan arınmış olarak hacdan) döner. (2) Buyurmuşlardır. Sağlık ve servet yönüyle imkânı olan Müslümanların hayatlarında en az bir defa geciktirmeden bu ibâdeti yerine getirmeleri gerekir. (3)
Tabi Hac ibâdetinin pek çok menâsıkları vardır. Bunların hepsine bu kısacık yazıda değinmek imkan dışı ancak önemine binâen birkaçından birkaç cümle olarak bahsetmek istiyorum. Haccın üç farzı vardır: Bunlar 1-Haccı ihramlı ifâ etmek 2-Vakfeye durmak 3-Kâbe’yi tavaf ziyâreti yapmak. Hacca giden belli mekanlarda ihramlı olmak zorundadır. ‘İhram’, Müslüman’ın dünyâyı arkasına atarak, kendini geçici kaygı ve bağımlılıklardan kurtarışın ifâdesidir. Yine ihram, mümin kişinin o zamana kadar giysi adına önem verdiği marka ve gösteriş adına ne varsa hepsini geride bırakarak herkes gibi tek tip –kefen benzeri- dikişsiz bir kıyâfetle Hakk’ın huzûna varıştır. Ne yüce bir yöneliştir bu basamak! Devamla Hacı olmak için Hacılar ‘Arafat Vakfesi’ne dururlar. Bu duruş, insanın dünyâya ayak basışını ve kıyâmet gününde Cenâb-ı Hakk’ın huzûrunda bekleyişi insana hatırlatır. Dolayısıyla Hac, rûhun Allah Teâlâ’ya yükselişini temsil eder, Kâbe hedef değil, belki sonsuzluğa ve bu mânevi atmosfere geçişin başlangıcıdır. ‘Tavaf’ ise, Kâbe etrâfında dönerek gerçekleşir, kâinâtın ve yaratılışın özeti, teslimiyetin ve ilâhi kadere boyun eğişin sembolüdür. ‘Sa’y’da, koşmak demektir ama aslında bir canlılık bir arayıştır, sebeplere yöneliştir. (4)
Hac yüce Rabb’e kulluğun, kendi acziyetimizin en güzel işâretidir. Müslümanlar Hacca giderken mal-mülk, eş-dost-akraba, makam-mevki gibi dünyevî şeylerden sıyrılarak, hayâtını ikâme edebilmek için en önem verdikleri ne varsa hepsini geride bırakarak sırf –Allah rızâsı- için O’nun kendisine verdiklerine bir şükran ifâdesi olarak kulluğunun gereği yollara düşer. Hac ibâdeti bu yönüyle Allah Teâlâ’ya tam bir ubudiyetin belirtisi ve Hakk’a bağlılığın, teslimiyetin göstergesidir.
Hac ibâdetinin şeklen pek çok farklı tezâhürleri vardır ancak bunların her birinin sembolik anlamları bulunur. Bu sembolik anlamlar insanları eğitici ve bilinçlendirici mâhiyet taşır. Hacdaki bu idraki anlayan ve yaşantılarına koyan müminler için Hac, belki de hayatlarının Hakk’ı ve hakikatlerini kavramada bir dönüm noktası olabilir.
Diğer yazımızda bu konuya devam edelim inşaALLAH. Şimdilik Hakk’a emânet olunuz efendim. Hayırla kalınız.
-------------
1) Âli İmran, 97
2) Buhâri, Hac, 4/ Müslim, Hac, 438
3) Bknz; Diyânet ilmihali, Ank, 20054, I cilt. S.514-515
4) A.g.e, s.512
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.