Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Gündeminizde neler var?

Gündeminizde neler var?

Son yıllarda hemen herkesin gündeminin çok sık değiştiği ya da birileri tarafından ekonomik ve siyasi atraksiyonları görünmesin diye değiştirildiği günlerde yaşıyoruz.

Hemen hemen herkesin gündeminde olan konular ekonomi, terör, spor ve Suriyeli sığınmacılar gibi konularda dönüp dolaşıyor.

Hemen hepsinin de bunları gündem edinen kişilerden herhangi birinin dahli olmayan konular olması dikkat çekici.

Şimdi son günlerde bu gündemlere bir de İstanbul’da yaşanan son deprem ilave edilmiş oldu.

Depremden başlayacak olursak konuşmaya sarsıntıdan fiilen etkilenmeyenlerin etkilenenlerden daha çok gündemde tutuyor olmaları hayret verici.

Günler boyu belki de haftalarca televizyon ekranlarından tabir caiz ise sonuç açısından incir çekirdeğini doldurmayan ancak reyting uğruna insanın kulaklarına inanamayacağı sözler duyacağız yine.

Tek bir binanın bile yıkılmadığı son deprem neden se 20 yıl önceki 20.000 kadar insanın enkaz altında kalarak can verdiği depremden daha fazla konuşuluyor basın yayın organlarında.

Deprem vergisi olarak bilinen paralardan ise hemen hiç söz eden yok.

Ekonomi de zaten hepimiz dünyanın en ünlü ekonomistlerine taş çıkaracak bir becerideyiz.

Bu öyle bir beceri ki, milli gelirden kişi başına düşen payın onda birini alanların kazançlarıyla ailelerini bir ay geçindirme becerisidir.

Spor denildi mi en değerli yorumcular her zaman bizden çıkar.

Profesyonel ligin en üst sıralarındaki birden fazla futbol takımının sahaya çıkan 11 oyuncusundan 10 tanesi yabancı futbolculardan oluşsa bile, kulüp yöneticilerine herhangi bir söz söyleyemeyenler işgal ettikleri gazete köşelerinde Milli Takımın hasbelkader dünya kupasına katılmasını büyük başarı olarak görmeye devam ederler.

Terör derseniz bizim 40 yılı aşkındır süren baş belamız.

Kaybedilen bunca cana rağmen bir gün terör destekçisi olarak ilan ettiğimiz devletlerle ertesi günü canciğer kuzu sarması dostluğumuzu ilan etmekle iftihar eder olduk.

Irak örneğinden sonra şimdi aynı oyun Suriye’de oynanıyor olmasına rağmen ne stratejik ortağımızla ne de işgalci siyonist yönetimle olan ticari ilişkilerimizin her yıl artması gündem oluyor?

Konuşulanlara kulak kabarttığınızda duyduklarınızı konuşanların stratejik ortak Amerika’yı Suriye’deki ortak operasyona razı eden kişiler olduğunu falan zannedersiniz.

Akdeniz’deki olaylar konusunda ise zengin petrol yataklarına sahip çıkıldığı hatta hemen üretime başlanıldığı gibi bir intiba edinmeniz de mümkündür.  

Siyaset derseniz zaten ezeli ve ebedi gündemi bizim milletimizin.

Eskilerin tabiriyle her birimiz birer çarıklı erkânı harp olarak bırakın yerel ve ülke siyasetini dünya siyasetini kurgulamakta veya çözümlemekte üstümüze yok.

Trump'a karşı Erdoğan'ın elinde öyle güçlü bir kozu var ki diyerek söze Amerika’yla başlayanların ifadelerine baktığınızda sanki bizim siyasetçilerin elinde Trump'ı da yerli siyasetçileri olduğu gibi yerinden edecek kaseti var diyebilirsiniz.

Yüzünü televizyonda sıkça gördüğü her siyasetçiyi iyi insan az gördüğü siyasetçiyi kötü insan olarak tanıyan kişilerin ülkedeki genç işsizliğin artması kamu kadrolarının liyakatsiz eş dost ve yakın akrabalar ile doldurulması, ahlaksızlık derecesine varan teşhirciliğin yaygınlaşması gibi konularda ise nemelazımcılık kisvesine büründüğünü görürüz.

Hac günlerinde Mina da kesilen kurbanların telef olduğundan Yemen’e veya yoksul Afrika ülkelerine gönderilmediğinden bahseden hacı emmilerin millet olarak israf ettiğimiz sebze ve meyve miktarının 12 milyon ton, bir yılda çöpe giden ekmek miktarını ise 1,7 milyar adet olmak üzere Türkiye'de bir yılda israf edilen gıda miktarı toplamını 26 milyon ton olduğu ve bunun parasal karşılığının ise 214 milyar lira kadar olduğundan eminim hiç haberleri yoktur.

Gençler arasında son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan deizm ve ateizmden ise hiç söz etmeye bile değmez.

Şehirlerimizin yaşanmaz hale gelen içler acısı durumu ise global hale gelen dünyadaki çoğulculuk sloganının örttüğü bir toplumsal ve kültürel yabancılaşmanın tabii sonudur.

Bütün bunları yaşadığımız günlerde bu konulardan başka hususlarla kendini bu tür sığ ve sahte gündemlerden koruyanlara hakikaten imrenmemek elde değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi