Gündemi değiştirmek Türkiye’de yapılan en kolay işlerden biridir maalesef.

Türkiye’de gündemi belirleyenler için gündemi diledikleri gibi değiştirmek an meselesidir.

Bir sözleri, bir işaretleri gündemi allak bullak etmeye ve o anki gündemde olan ekonomik ve siyasi meseleleri unutturup yeni yeni gündemler oluşturmaları işten bile değildir.

Mesela buna örnek olarak son koalisyon hükümeti zamanında alınan seçim kararı sonucunda yapılan 3 seçimin tarihlerinin nasıl tespit edildiğine bakabilirsiniz.

Ya da son 3 seçimdir halen üretim aşamasını bırakın proje aşamasında bile olmadığımız yerli sivil ve savaş uçağı konusunda söylenenlere ve seçimlerde kullanılan boy boy afişlere bakabilirsiniz.

Türkiye’de gündem sadece siyaset ve seçim için değiştirilmez.

Ekonomik sıkıntılar baş göstermeye başladığında günden alelacele ve sık sık değiştirilir ki millet bunalmasın.

Mesela Dolar 1,5 lira olacak diye milletin karşısında sıkılmadan yalan söyleyenlerin sanki dolar 1,5 lira iken bu haksız ve ahlaksız savaş yokmuş gibi doların 3,80 lirayı aşması karşısında sığındıkları topyekûn savaş yalanlarına kanabilirsiniz.

Veya uygulanan rant ekonomisinde bugün aldığımız her 100 liralık mazot için 52,55 lira, her 100 liralık benzin için de 59,10 lira vergi ödediğimizi bilmiyormuş gibi yapıp bunu da istikrarın bedeli olarak görebilirsiniz.

Ya da referandumda evet çıkmaması halinde kaos ortamının devam edeceğini ve güneydoğudan şehit haberlerinin gelmeye devam edeceğini iddia edenlerin referandumda evet çıkmasından sonra gelen şehit cenazelerini karşısında sus pus olduklarını görerek yutkunmaya devam edebilirsiniz.

Yine seçimlerde koalisyon çıkıp ekonominin rayından çıkıp enflasyon canavarının azması ihtimaliyle korkutulan milletin 2. Seçimde tek parti hükümetine mecbur bırakılmasından sonra bile 2017 yılı enflasyonunun ilk hedefte %6,5, ikinci hedefte %9,5,  Eylül ayında %11,2 ve Ekim ayında ise %11,90 gerçekleşmesi karşısında hala 2018 hedefinin tek haneli rakamlar olacağı yalanıyla milletin gazının alındığına şahit olabilirsiniz.

Gelelim işin dini inanç boyutuna.

Bu konuda da gündemi değiştirmek hiç te zor değildir bu ülkede.

Üstelik tahsil ve eğitim de hiç mi hiç önemli değildir.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Üniversitelerin İlahiyat Fakültesi mensuplarını bırakın sıradan bir kişi bile tek bir cümlesi ile gündemi değiştirebilmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de adı salat olan ibadetin bildiğimiz anlamdaki namaz ibadeti olmadığını iddia edenler gibi.

Hz. Âdem(as)in açık seçik ve açıklanmış olan Kur’an-ı Kerim’de birden fazla ayette ifade edilmiş olmasına rağmen babasının ve annesinin olduğunu iddia eden kişiler gibi.

Ya da Kur’an-ı Kerim ayetlerinden bir kısmının bu günkü anlayışa uygun olmadığını ve değiştirilmesi gerektiğini iddia edenler gibi.

Son olarak ta Hz. Allah(cc) Resulü Hz. Muhammed(as) in Sahih Sünnet ve Hadislerini red eden gafillere hatta dış ülkelerin paralı askerlerine karşı Sahih Ehli Sünnet inancını savunan bir Hoca Efendinin görevden alınmasına göz yumup, Müslümanları Diyanet kurumunu savunanlar ve tenkit edenler şekliyle 2 ye bölüp takip eden hafta Cuma Namazı Hutbesinde ise Sahih Ehli Sünnet inancını savunur gözükmek gibi.

Bu kadar gündem değişikliği arasında Cumhurbaşkanının sünnet tartışmaları ile ilgili son çıkışmasının Diyanetin son haksız ve yanlış tasarrufu karşısında Milletin gazını almaya yönelik bir gündem değiştirme çabası olmamasını temenni ediyoruz.

Çünkü aksi halde sırada Eğitim Bir Sendikası Başkanı’nın Milli Eğitim Bakanlığının son teklifini "bu sistemin de kabul edilebilir tarafı yok."  şeklinde tenkit etmesinden sonra İslam Dininin asli kaynaklarının tarikat mensupları tarafından ortaya konulduğunu ve bu günlere kadar getirildiğini unutmuş görünenlerin tarikatların ilmi olmadığını ve mensuplarının da terörist olacaklarını ima edenlerin ve tv de sunuculuk yaptıkları programlarda Ehli Sünnete operasyon yapılırken sessiz kalanların bu gün ortaya çıkıp operasyon çekiliyor iddialarının da artık bir günden değiştirme operasyonu olacağına inanacağız.