Millet meydanlarda DEMOKRASİ NÖBETİ için sahneye çıkan sanatçılara çığlık çığlığa alkış tutarken sizleri bu demokrasi şampiyonlarından biraz olsun uzaklaştırmak için, milletimiz tarafından ALAMANCILAR olarak tanımlanan Avrupa’daki Türklere dikkat çekmek istiyorum.

Malumdur ki yurt dışında yaşayan Türkler yaşadıkları ülkenin kurallarına uymaya azami dikkat gösterirler.

Bu genellikle yaşadıkları ülkenin kanun ve kuralları ile vatandaşlarının yerleşik tutumu neticesinde var olagelen bir uygulamadır.

İkinci husus bu ülkelerin kanunlarının herkes için eşit olarak uygulanmasının neticesidir.

Bir üçüncü husus ise Avrupa ülkelerinin vatandaşlarının en küçük bir yanlış harekette bulunanı kolluk kuvvetlerine şikâyet etmeleridir.

Bazıları bu şikâyet müessesesine ispiyonculuk diye karşı çıksa da durum budur.

Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarının Avrupa’daki davranışları ile Türkiye’deki davranışları işte tam bu hususta gece ile gündüz kadar farklı olmaktadır.

Avrupa ülkelerinde en küçük bir trafik kuralı için veya çevreyi koruma adına hassasiyet gösteren Türkler, izinlerini geçirmek için geldikleri Türkiye’de tam anlamı ile bir vurdumduymazlık içine girebilmektedirler.

Avrupa’dan izin için Türkiye’ye gelen herkesi suçlamak gibi bir niyetim yok.

Ancak Avrupa ülkelerinde birbirlerini uyaran kişilerin de burada aynı vurdumduymazlık içine girdikleri de bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.

Görünen şu ki; Gümrük sahasını geçmeden önce bir başka, geçtikten sonra bir başka haleti ruhiye içerisine girebilmektedir bizim vatandaşlarımız.

Avrupa’da elinde çöpünü taşıyarak dakikalarca çöp kutusu arayan kişiler Kapıkule gümrüğünü geçtikten sonra çevre duyarlılıklarını kaybetmektedirler.

Maalesef trafikte de aynı durum söz konusudur.

Bu durum düzelir mi derseniz, Türkiye'de yaşayanların kendilerini düzeltmesine bağlıdır deriz.

Bir diğer husus olarak TRT1 deki ana haber bülteni için spiker görevlendirilmesine dikkat çekmek istiyoruz.

Türkiye’nin Fetullahçı Terör Örgütü’nün Kanlı Darbe girişiminin yaralarını sarmaya çalıştığı bu günlerde TRT yönetiminin bir taraftan toplumun hassasiyetlerini göz önünde bulunduran yayınlar yapmaya gayret ederken diğer taraftan da toplumun her kesimden büyük tepki çeken Erhan Çelik kararının yanlış olduğunu belirtmek istiyorum.

Çünkü hafta içinde ana haber bültenini sunmak için görevlendiren bu kişinin aldığı ödülü “Can Dündar adına aldığını” ifade etmesi bir yana daha dün denecek kadar yakın bir zamanda sosyal medya hesaplarından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümetine karşı attığı mesajlar ortadadır.

Kariyerinin nerede başladığı ve nerede devam ettiği malum olan kişilerin son günlerde toplum hassasiyetlerini rencide edecek görevlere getirilmesinin yanlışlığı ortadadır.

Bu sebeple işbaşında olanların malum FETÖ darbe kalkışmasından sonra görevlendirdikleri pek çok kişiye dikkat etmek gerekmektedir.

Bu dönemde düğün evinde DÜĞÜN EVİNİN TEFÇİSİ, ölü evinde ise ÖLÜ EVİNİN YASÇISI gibi gözükenlere özellikle dikkat etmek gerekmektedir.

Çünkü mehdi olarak beklenen kişilerin, darbeci olarak çıkageldikleri görülmüştür.