Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Gökte melekler ağlar, ah çeker

Gökte melekler ağlar, ah çeker

ABD Başkanlık Danışmanı Bruce Fein:

“Osmanlı İmparatorluğu’nun azınlıklara karşı müthiş sayılabilecek bir özen gösterdiği gerçeğini unutmamak gerekir. Azınlıklar, kendi dini özgürlüklerini ve hayatlarını son derece rahat bir şekilde sürdürdü. Ermeni terör çeteleri I. Dünya Savaşı sırasında Fransa ve Rusya ile birlikte Osmanlıları öldürdü. Bu rakamın 2 milyon civarında olduğu bir gerçek. Ermeni kayıplarının ise 500 bin civarında olduğu araştırmalarla kanıtlandı. Burada asıl önemli konu, Ermenilerin ihanetidir. Osmanlı da kendisini savundu. Özellikle ABD’de yaşayan Ermeniler, soykırım yalanı ile büyük getiri sağlıyor. ABD yönetimi de büyük paralar döndüğü için Ermenileri karşısına almak istemiyor. Ermeniler ısrarla kendi arşivlerini açmıyor. Çünkü yıllardır soykırım yalanı ile dönen gelirini kaybetmek istemiyorlar. Arşivler açıldığı anda gerçek ortaya çıkacak.” (Emrullah ÖZDEMİR, Ruhum Kıyama Kalktı, Akçağ Yayınları)

Erzurum-Sarıkamış ve Kars Civarında Ermeni Zulmü Gören vatandaşlarımızın anlattıklarından:

Selim ilçesi Koyunyurdu (Erne) Köyünden Recep GÜLTEKİN’in ifadesi:

“Köylüleri bir samanlığa doldurup gazyağı dökerek yaktılar. İçindekiler de yandı gitti. Bununla beraber bazı kişilerin vücutlarını süngüleyerek delik deşik ettiler. Küçücük çocukları analarının gözünde hiç acımadan boğazlıyorlardı. Bazı çocukları ise ateşte kızartıp analarına yemeleri için işkence ediyorlardı. Kadınların, kızların kollarında parmaklarında bulunan ziynet eşyalarını almak için kollarını, parmaklarını kesiyorlardı. Genç kızları yanlarına alıp götürdüler; ırzlarına geçtiler. Türklerin etlerini keserek cep yapıp tespih, tarak gibi şeyler astılar. Kadın erkek demeden Müslümanları kazığa vurup çarmıha geriyorlardı. Bir çok kişileri ahırlarda, evlerde duvarlara çivilemişlerdi. Ölenlerin bile gözlerini oyup, burunlarını kesiyorlardı.

Kayaların arasında saklanırdık. Kadınları mereklere saklardık.

Kardeşimi, dayımı ve tanıdıklarımdan yirmi kişiyi gözlerimin önünde öldürdüler. Ben kendimi ölü numarası yapıp saklamasaydım benim sonum da ölüm olurdu.”(sh. 137)

1918-1920 arasında Erzurum’dan Kars’a zulüm gören insanlarımızın anlattıkları incelenirse Ermenilerin yaptıkları zulümler, (atlayarak yazarsak), aşağıdaki gibi sıralanabilir:

*Halı, kilim, keçeye sararak yakma

*Göğüs, kalça ve çeşitli yerlerde cep açarak tuz basarak, toprak, kum doldurarak…

*Kızgın şiş ile mahrem yerleri dağlama

*Kazığa oturma. Balta, kılıç gibi kesici aletlerle budama, parçalama…

*Manda gibi ağır ve azgın hayvanları yakarak, kapalı yerlerde toplatılmış halkın içine salıverme…

* El ve ayakları bağlayarak kurşunlama

*Deriyi yüzme, saç sakalı koparma…

*Irza tecavüz; oğlun gözü önünde babayı, babanın gözü önünde oğlu, erkeklerin yanında kadınları; kadınların önünde erkekleri öldürme. Bu vahşeti seyre zorlama…

*Göz oymak, kulak kesmek, dil koparmak

*Öldürüp gömülmesine izin vermeyerek; kedi, köpek, kurt gibi hayvanlara yem etmek…” (Yrd. Doç. Dr. Gürsoy SOLMAZ, Tanıkların Diliyle ERMENİ VAHŞETİ, Yeni Türkiye Yayınları)

“Alman Büyükelçisi Wangenheim’in Alman Dışişleri Bakanlığı’na 10 Mayıs 1915 tarihinde çektiği telgraf:

“Van vilayetindeki Ermeniler ayaklanmışlar, Müslüman köylere ve kaleye saldırıya geçmişlerdir. Kaledeki Türk garnizonu 300 kayıp vermiş, günlerce devam eden sokak muharebeleri sonunda şehir asilerin eline geçmiştir. 17 Mayıs 1915’te de Van, Ruslar tarafından işgal edilmiş, Ermeniler düşman tarafına geçmiş ve Müslümanları katle başlamıştır. Bitlis istikametinde 80.000 Müslüman kaçmaya başlamıştır.” (Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU, Ermeni Tehciri, BKY, s. 57)

“ …Dünya savaşında Fransız arşivinde Ermenilerle ilişkilerini görüyorsunuz, tüfek, mermi yardımı… Ermeni delegasyonu başkanı yazdığı 5 Kasım 1914 tarihli mektupta ‘İskenderun’a yapacağınız çıkarmada yardıma hazırız’ diyor. Fransız ordusunun yarıya yakını Ermeni gönüllülerinden oluşuyor. İngiliz ordusunda General Allanby’nin komutası altında 8 bin Ermeni askeri var. Rus ordusunda 150 bin kişilik Ermeni’den ayrı olarak Antranik ve Nazarbekoff’un idaresinde 40 bin Osmanlı Ermenisi Türklere karşı mücadele ediyor. Ayrıca Zeytun bölgesinde oluşturulan 15 bin kişilik Ermeni kuvveti, sabotajlar düzenliyor. Bunlar Fransız belgelerinde var. Bunları incelemeden birisinden duyduğunuz acıklı sözlerle tarih yazamazsınız.” (Yusuf HALAÇOĞLU, Tarih Gelecektir, BKY, s. 133)

“Erzincan’daki Ermeni Mezalimi Hakkında Rus Başkomutanı Odichelidze’nin verdiği Rapor:

“Her türlü savunma vasıtasından yoksun bırakılmış 800’den fazla Türk öldürüldü. Bunlar koyun gibi kesildikten sonra zavallı Türklerin içlerine atıldıkları büyük çukurlar kazıldı. Ermeniler ölüleri soyduktan sonra ve elbiselerini üzerlerinden aldıktan sonra bir birlerine şöyle söylüyorlardı; Burada 70 kişi var onları doldurduk. Çukur daha 10 kişi alır. Bu konuşmalardan sonra çukura koymak üzere hemen 10 kişi daha öldürüldü.

Bir Ermeni Tüccar 30 bahtsız insanı bir eve doldurdu ve bunları birer birer öldürmeye başladı ve hepsini böyle öldürerek evin dışında dağ gibi bir ceset meydana geldi. Bu tüccar, birkaç arkadaşı ile bu katliamı yaparken, düğün yapıyormuş gibi zevkleniyor ve eğleniyordu.” (Ömer Lütfi TAŞÇIOĞLU, Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihî, Siyasi ve Hukuki Gerçekler, Nobel, s.  166)

“Varam (Yeni Beyazıt)’lı Taşnak Subayının 1920’de yazdığı rapor:

“Basar-geçar’daki Türk nüfusunu hiçbir şeye aldırmadan yok ettim. Bazen kurşunlara yazık olmasın dersin ya. Bu köpeklere karşı en etkili hareket, çatışmadan sonra sağ kalanları toplamak, kuyulara doldurmak içine tıkmak ve dünyadan yok olmaları için yukarıdan üzerlerine ağır kayalar atarak ezmek. Ben de öyle yaptım. Kadınları, erkekleri ve çocukları toplayıp kuyulara attım, kuyuları taşla doldurdum ve onları kayalarla ezerek öldürdüm.” (Ömer Lütfi TAŞÇIOĞLU, Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihî, Siyasi ve Hukuki Gerçekler, s. 185)

“..Bayram günü idi köyü bürüdü,

Kız gelin kalmadı, kanı kurudu,

Kol kola bağladı nice yiğidi,

Kırdılar hepsini kanlı geliyor

 

Kılıncını vurancaz(vurdukça) başları döker,

Süngüyü vurancaz yürekten söker,

Gökte melekler ağlar, ah çeker,

Ağlamak sedası nereden geliyor…” ( Ermeni mezalimi üzerine söylenmiş, seferberlik hatırası şiirlerden)

 

Bizden kim özür dileyecek, eğilip bükülüp taziye mesajları gönderecek. Kim?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi