GİRDAP
Ben pek televizyon izlemem. Çünkü televizyonlar Nuh (as)’ın kavmi gibi; batıp giderken dahi vur patlasın - çal oynasın kabilinden eğlence, dizi, ahlaksız katil ilişkilerini, suçlularını bulma, yemek ve temizlik yarışma programları gibi sanki helakin ayak sesleri olarak son sürat devam etmektedirler. Arada bir tartışma programlarını izlediğim oluyor. Orada da şöyle kelli-felli bir insan tipi sergilemeye çalışan ama “üzerlerine elbise giydirilmiş odunlar gibi” içi boş, sözleri boş, şahsiyetlerini ayaklar altına almış insanları görüyorum. Acısam mı kızsam mı bilemiyorum. Hala debelenip duruyorlar. Sözde kendi kendilerine bir çıkış yolu arıyorlar. Ama debelendikçe dibe doğru batmaya devam ediyorlar. Çünkü olumsuz gidişin önüne bir türlü geçilemiyor, çöküş-bozgun devam ediyor. Hâlbuki biz hepimiz Müslümanız elhamdülillah, bizim yegâne rehberimiz Kur’an’dır. Kur’an’da çıkış yolu bellidir. “Ancak tövbe ededenler ve ıslah edenler başka…”buyuran Cenabı Allah; tövbe edip yapmış olduğunuz yanlışı düzeltmek için de, desteklediğiniz grup tarafından yapılan yanlışın düzelmesi için degerekli adımlarıatmalısınız. “Kim Allah’a karşı takvalı davranır(Allah’tan korkarsa) Allah ona mutlaka bir çıkış yolu verir.”
***
Peki, neden düzelme yoluna gitmiyorlar acaba? Çünkü yaptıkları yanlışları hata ile falan yapmadılar. “… ve entümtağlemun… Bunu siz bile bile (yaptınız) yapıyordunuz ve yapmaktasınız.” Böyle olunca da girdaptan kurtulamıyorsunuz. Bu girdap sizi hala içine-içine çekmektedir. Nerdeyse ölüm gelene kadar devam edeceksiniz.
***
Bunlardan bazıları da kendi soydaşlarına bile ihanet ettiği gibi Allah’a peygambere de ihanet ettiler. En masum ifadeyle bunların hala yapmakta oldukları hataları: sonuca göre yargıya varmalarıdır. Hâlbuki İslam’ın emirleri sonuca göre değerlendirilmezler. O metot Müslümanolmayanların(gayrimüslimlerin) metodudur. İslam insanın hiçbir zaman zarar görmeden yaşaması için kurallar koyar. Bu kurallara uyan kimseler zarar görmez fayda görürler. Yoksa kırılıp-döküldükten sonra; ırz-namus, elden gittikten sonra “BağdeHarabül Basra”Basra harap olduktan sonra kural koysan ne yazar. Müslüman Allah’ın emirlerine, İslam’ın ilkelerine uyup, teslim olur, sonuç zaten yüzde-yüz doğru çıkar. Hak şaşmaz, mutlak doğru olan da Hak’tır. Bir de Müslüman bir kişi önce Kur’an’ın emirlerine uymaz da sonra bütün işler tersine gidince: “Ha demek ki bu yol, bu gidiş yanlışmış” derse, bu baştan Allah’a peygambere güvenmemiş olur. Bir de üstüne-üstelik hala: “aslında şöyle olsaydı, bu işler böyle olmazdı.” demeleri de başka bir günaha sebep oluyor ki o da: “… hevalarını(kendi düşüncelerini) ilah edinme” olarak tezahür etmektedir.
***
Ancak işin en kötü tarafı da bazılarının din bezirgânlığı üzerinden işi götürmeye çalışmalarıdır. Bunlara güya İslamcı geçinen, garip tipli, nakitçi televizyonlar yer vermektedirler. Ama o nakitçilerin nakitleri kesilince bakalım nasıl tavır alacaklar.
***
Kurtuluşunuz yok batacaksınız. Bilmiyorum burada(dünyada) bir hesap verirmisiniz, ama öbür tarafta bunun hesabını vereceksiniz. Öbür tarafta da sorumluluktan-hesaptan kurtulamazsınız, kurtulamayacaksınız. Çünkü uyarıldınız, “üstelik kitabı da okuyordunuz.” Kitap sizi uyardı, uyarmaya devam ediyor. Uyaranlar(işi bilenler) tarafından da uyarıldınız, ama dinlemediniz.
***
Bize/bana ne! Biz ne cehennemin sahibiyiz, nede cennetin sahibiyiz, cennetin de cehenneminde sahibi Allah’tır. Allah’ın cenneti de cehennemi de çok geniştir, siz de bugünden itibaren tövbe eder, “zararın neresinden dönersen kardır.” hesabıyla kendinizi azaptan kurtarıp cennetinde bir yer bulabilirsiniz, bu da size nasihatim olsun.
Bugünkü görünen manzara itibariyle pek ümit verici bir durum gözükmüyor, ümit vermiyorsunuz, ama çıkmayan candan ümit kesilmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.